Cevap: selocanın günlüğü:)) bugün ne zamandır aklımda olan bir şeyi yazmak istiyorum telkinler konusunda.bizler her an geçmişin gölgesinde yaşıyoruz,geçmiş şartlanmazlarımız üzermizde bizi bizden uzaklaştıran gereksiz yükler.düşünürken sürekli olumsuz etki altındayız ve etrafımızda bir kabuk var gerçeği görmemizi engelleyen.telkinler bizi bu yükten, olumsuz seslerden kurtarıyor ve tertemiz bir sayfa açıyor.sonra kendimizi farkediyoruz.emekler gibi yaşarken kendimizi farkediyoruz.bilmediğimiz yönlerimizi görüyoruz.zihnimiz kendimize açılıyor.ama geçmiş bir yerde duruyor bizden bağımsız bir kenarda.bizimle bağlantısı yok anlarda.ve biz o sayfaları geçmişten bağımsız dolruyoruz kendimiz olarak yazıyoruz her satırını.bağımsız bir şekilde düşünüyoruz her şeyden.ama benim geçmişim duruyor bir kenarda benden bağımsız.dinlemeyi bırakınca bir süre sonra geri geliyor her şey.başından beri gördüğüm ama farkedemediğim bir şey var:çekirdek inanç ağacım.telkinler bu ağacı deviriyor olduğu gibi.ama bu ağaç dallarından yeniden yaşama dönebiliyor.yıkıyorum onu kendime güveniyorum diyerek.ama o dallar yok mu.kendine güveniyorsun ama bak yetenekli olduğuna güvenmiyorsun,başaracağına inanmıyorsun,sen sorumluluk alma başaracak kadar güçlü değilsin,yaşamın akışına güvenmiyorsun diyor.ve sonra olumsuz bir olayla kendilerini onaylıyorlar.sonra ağaç yeniden canlanıyor.sanırım bu savaş dallarını da kurutuncaya kadar hep devam edecek. |