Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-02-2011, 07:45 PM   #95 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Önemli olan, sorular sormaktan vazgeçmemektir. Merak, kendi var oluş nedenine sahiptir. İnsan sonsuzluğu, hayatı, gerçeğin o harikulade yapısını düşündükçe dehşet içinde kalmadan edemez. Her gün bu büyük esrarın bir zerresini anlamaya çalışmak da yeter. Kutsal merakı asla kaybetmemek gerekir."
ALBERT EİNSTEİN

Einstein'ın getirdiği o güçlü farklılıklar, bir dizi sorulardan ortaya çıkmıştır. Basit miydi o sorular? Evet. Güçlü müydüler? Kesinlikle. Ya siz kendinize böyle basit ama güçlü sorular sormakla ne gibi güçler yaratabilirsiniz? Sorular kafamızın içindeki cinin dileklerimizi yerine getirmesine izin veren sihirli birer araçtır. Grılar bizim dev güçlerimizin çalar saatidir. Eğer onları belirli ve iyi düşünülmüş bir talep biçiminde sunarsak, istediklerimizi elde etmemize izin verirler. Tutarlı ve kaliteli sorulardan, gerçek bir hayat kalitesi doğar. Unutmayın, beyniniz tıpkı lambanın cini gibi, size her istediğinizi verir. O halde ne istediğinize dikkat edin. Neyi ararsanız, onu bulursunuz.

Peki, iki kulağımızın arasında bunca güç bulunduğuna göre, neden "mutlu, sağlıklı, varlıklı ve bilge" kişilerin sayısı daha çok değil? Neden ortalıkta bu kadar çok çaresizlik hisseden, hayatlarına bir cevap bulamayan insan var? Bunun bir açıklaması, soru sordukları zaman, cevapların gelmesini sağlayacak güvenden yoksun olmaları. En önemlisi de, kendilerine bilinçli olarak güçlendirici soruları soramamaları. Bu süreci önceden düşünmeden ve duyarlılık göstermeden uyguluyorlar, o gücü istismar ediyorlar, ya da inançsızlıkları yüzünden fitilini tutuşturmayı beceremiyorlar. Bunun klasik örneği, kilo vermek istediği halde başaramayan kişidir. Aslında veremiyor değildir; ne yemesi gerektiği konusunda halen uyguladığı plan, o kişiyi desteklemiyordur. Kendilerine şöyle sorular sorarlar: "Ne yersem kendimi en tok hissederim? Yiyip de yanıma kâr kalacak en tatlı, en besleyici yiyecek nedir?" Bu soruların sonucunda, yağlı ve şekerli yiyecekleri seçerler, bu da daha yeni mutsuzlukların garantisi olur. Ya kendilerine soru sorarken, "Beni neler iyi besler? Hafif olduğu halde bana enerji verecek ne yiyebilirim? Bu beni temizler mi, yoksa tıkar mı?" diye sorsalar, hattâ daha iyisi, "Eğer bunu yersem, amacımdan sapmamak için neyi feda etmem gerekecek? Şimdi bu hovardalığı yaparsam sonunda bedelini nasıl öderim?" diye sorsalar, fazla yemeyi acıya bağlarlar, davranışları da hemen değişir.

Hayatınızı değiştirip daha iyi hale getirmek için sormayı âdet edindiğiniz soruları değiştirmeniz gerekir. Unutmayın, sürekli olarak kendinize sorduğunuz soruların paterni, ya sinirlilik ya zevk, ya güceniklik ya ilham, ya sefillik ya da sihir yaratacaktır. Ruhunuzu yüceltecek, keyfinizi getirecek, sizi insanlığın mükemmelliğine doğru götürecek soruları sorun.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla