Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14-02-2011, 07:52 PM   #96 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



SORULAR NASIL İŞLER?

Sorular üç belirli şeyi gerçekleştirir:

1. Sorular neye odaklandığımızı, dolayısıyla da nasıl hissettiğimizi hemen değiştirir. Eğer sürekli olarak, "Neden canım bu kadar sıkkın?" ya da "Neden kimse beni sevmiyor?" gibi sorular sorarsanız, o zaman kendinizi sıkkın ve sevilmeyen bir insan olarak hissetmeniz için bir neden olduğu fikrini destekleyen referanslara odaklanır, onları arar, sonunda da bulursunuz. Sonuç olarak, o yararsız durumda kalırsınız. Eğer bunun yerine, "Durumumu nasıl değiştireyim de kendimi mutlu hissedeyim ve daha çok sevileyim?" diye sorarsanız, o zaman çözümlere odaklanırsınız. Beyniniz başlangıçta, "Yapabileceğim hiçbir şey yok," diye cevap verse bile, siz eğer Stanislavsky Lech gibi ya da W. Mitchell gibi direnir, güven duyarsanız, her şeye rağmen beklenti içinde olursanız, sonunda ihtiyaç duyduğunuz ve hak ettiğiniz cevapları alırsınız. Kendinizi daha iyi hissetmek için gerçek nedenler bulursunuz, onlara odaklanınca da duygusal durumunuz hemen onu izler.

Düz cümleyle soru arasında çok büyük farklar vardır.

Kendinize, "Ben mutluyum, ben mutluyum, ben mutluyum" derseniz, belki bu kendinizi mutlu hissetmenize yol açabilir - tabii yeterli duygu yoğunluğu kullanıyor, fizyolojinizi, dolayısıyla da "durum"unuzu değiştiriyorsanız. Ama aslında böyle düz cümleleri bütün gün söyleyip yine de hissettiklerinizi değiştiremeyebilirsiniz. Hislerinizi asıl değiştirecek olan, soru sormaktır. "Şu anda hangi konuda mutluyum? Eğer mutlu olmak istesem, beni ne mutlu ederdi? Bu kendimi nasıl hissetmemi sağlar?" Eğer bu tür sorular sormayı sürdürürseniz, kendinizi gerçekten mutlu hissetmeye başlamanızı sağlayacak gerçek referanslar bulursunuz, bunlar gerçekten mutluluk verecek nedenlere odaklanmanızı sağlar. Mutlu olduğunuzdan emin olursunuz.

Kendinizi düz cümlelerle pompalayıp durmak yerine soru sorarsanız, o duyguyu hissetmek için gerçek nedenler bulursunuz. Siz de ben de nasıl hissettiğimizi şu anda, sırf odağımızı değiştirmekle değiştirebiliriz. Çoğumuz bellek yönetiminin gücünü pek anlayamamışızdır. Hepimizin hayatında çok değer verdiğimiz mutluluk anları bulunduğu doğru değil midir? Onlara odaklandığımız, onları düşündüğümüz zaman hemen kendimizi harika hissettiğimiz doğru değil midir? Bu belki bir çocuğun doğumudur, belki düğün gününüzdür, belki de ilk randevunuzdur. Sorular o anlara yönelik rehberlerdir. Eğer kendinize, "Benim en değerli anılarım neler?" diye sorarsanız, ya da "Şu anda hayatımda harika olan ne var?" diye sorarsanız, bu soruyu ciddi ciddi düşünürseniz, kendinizi harika hissetmenize yol açacak tecrübeleri düşünmeye koyulursunuz. O duygu durumundayken, kendinizi olsa olsa daha iyi hissedersiniz. Yalnız daha iyi hissetmekle de kalmaz, çevrenize de daha çok katkılar getirirsiniz.

Tahmin edebileceğiniz gibi işin zor yanı, çoğumuzun otomatik pilota bağlı durumda olmamızdan kaynaklanmaktadır. Sormaya alıştığımız soruları bilinçli olarak kontrol etmediğimiz için, duygusal alanımızı ciddi biçimde sınırlarız, eldeki kaynakları da yeterince kullanamayız. Çaresi mi? Bölüm 6'da değindiğimiz gibi, ilk adım, ne istediğinizi keşfetmek ve eski sınırlayıcı paterninizin ne olduğunu anlamaktır. Sonra kendinize kaldıraç bulun. Şöyle sorun: "Eğer bunu şimdi değiştirmezsem, ödeyeceğim bedel ne olur? Uzun vadede bu bana neye mal olur?" Bir de, "Bunu şimdi yaparsam bütün hayatım nasıl değişir?" diye sorun. Paterni yarıda kesin (eğer hiç acı hissetmiş, sonra aklınızı başka bir şey çelince onu hissetmez olmuşsanız, bunun ne kadar etkili olduğunu anlarsınız); yeni ve güçlendirici bir alternatif bulup onu daha iyi sorularla destekleyin, sonra da kendinizi buna şartlandırmak için sürekli tekrarlayın, sonunda hayatınızın ayrılmaz bir parçası haline gelsin.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla