Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Sevilmeyi İstiyorsan Önce Sevmeyi Bileceksin
Sevilmeyi İstiyorsan Önce Sevmeyi Bileceksin Nietzsche'nin, sevgilisi Lou Salome' ye adadığı şiir, sevgiyle ilgili en anlamlı sırrı da fısıldıyor bizlere…
Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.
Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum, okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde.
Hem kızdım hem güldüm halime.
Sonra dedim ki, söz ver kendine
Denizleri seviyorsan dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım.
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundandı,
Anladım... Neden Sevilmek İsteriz?
Severiz… Nedenleri vardır belki ama biz düşünmeden, içimizden gelen bir istekle severiz. Kalp seçmiştir ve sevgili karşımızdadır. Çeşitli sevgi deneyimleriyle, kendimize aslında sevmeyi öğretiriz. Onda, bizi tamamlayan yansımalar gördüğümüz için, bütünlendiğimiz için, bir yanımızla örtüştüğü için oluşmuş olabilir mi aramızdaki sevgi?
Sevgi hakkında çok şey düşünülüp, yazılsa da, nedenli mi, nedensiz de sevilir mi, koşullu, koşulsuz sevgi konuşulmaya devam edecektir her daim…
Tüm koşullara, koşulsuzluklara rağmen sevmek, bir insanla, bir hayvanla sevgimizi yaşamak dünyada yaşanabilecek en güzel, en muhteşem, en eşsiz, en mucizevi oluş halidir…
Nietzsche'nin, sevgilisi Lou Salome'ye adadığı şiirde de yazdığı; “sevilmek istiyorsak, sevmeyi bilmeliyiz!” sözüne ne dersiniz?
İnsan doğduğunda sevme ve sevilme kapasitesi ile dolu olarak yaşama gelir. Bu kendiliğindendir, doğamız gereği bizler sevgiyiz. Sevmeyi ve sevilmeyi bilerek doğarız. Ve sonra, anne-baba, çevre ve toplum insanı bir robota dönüştürür. İnsan çeşitli sebeplerle öyley-miş gibi yaşamaya başlar. Özündeki sevgiyi unutur, kendini yaşam oyununun tuzakları içinde kaybeder…
Bir çocuğa saygı duymak çoğu kişinin aklına gelmez. Onun birey olduğu göz ardı edilerek, kendi olması, yaşama saf sevgiyle yeşermesi engellenir. Güya daha iyi bir insan olması için, yine en yakınları tarafından saygısızca davranışlara maruz kalır. Sessiz kalmalı, uslu olmalı, çok soru sormamalı, yaramazlık yapmamalı, anne-babaya ayak bağı olup, onları oyalamamalıdırlar. Çünkü onların her zaman çok işleri vardır. Çocuk da büyüyecek ve kendi çocuklarına aynını yapacaktır. :)
Çocuk büyür, sever, evlenir. Oysa sevgiyi henüz gerçek manada yaşamak değildir bu. Daha çok bir oyundur. Sevgi oyunu, hükmetme, kıskançlık, sahip olma, her türlü engelleme, sevgi kelimesi ardında boy göstermeye devam eder.
Oysa iki seven insan arasında aşk çiçek açsa, her gün nadide bir çiçek gibi sulansa, sevginin, şefkatin şifasıyla kuvvetlense… Ve doğacak çocuklar, nesiller, bu defa sevgi bilincine uyansa…
Sevgi, sadece sevgiyle büyür. Sevgi titreşimin olduğu bir evde büyüyen çocuklar, sevgi varlığı olarak yaşama akarlar. Ve bu çocuklar aşkla olan bağlarını biliyorlardır. Sahiplenici, boğucu sevgi değil, özgürleştirici bir sevgiyi yaşarlar sevdikleriyle.
Sevilmek istiyorsak, sevmeyi öğrenebiliriz. Sevilmek için, önce kendimizi tanıyıp, keşfederek, kabullenerek sevmeyi öğrenebiliriz. Kendimizi tanıyıp, sevdikçe, sevgi varlığı haline geliriz. Seven bir kalp, her zaman sevilmeyi, sevgiyi kendine çekecektir.
Sevmeye ve sevilmeye teslim olarak yaşamanın mutluluğunu yaşayabilmek çok da zor değil. Sadece seçmek ve istemek ilk adımdır… Tüm insanlık, kendi sevgi öykülerimizi yazıp, oynayabiliriz.
Öyleyse neden kendimizi erteliyoruz?
Alıntı: Hale Karaarslan
Kaynak: İndigo Dergisi Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |