Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar
KAĞNIDAN TURBOYA
Ömrünüzde hissettiğiniz olumsuz duyguların hepsini alıp yoğunluk düzeylerini düşürebilseydiniz, sizi bu kadar güçlü biçimde etkileyememelerini, dolayısiyle kontrolün hep kendi elinizde olmasını sağlayabilseydiniz, hayatınız nasıl olurdu acaba? En olumlu duygularınızı alıp yoğunlaştırsamz, bu yolla kendinizi daha yüksek bir düzeye çıkarsanız, o zaman hayatınız nasıl olurdu? Bunların ikisini de göz açıp kapayana kadar yapabilirsiniz. İşte ilk ödeviniz:
Hemen şimdi bir an vakit ayırın ve şu ara kendinizi berbat hissedebilmek için sık sık kullandığınız üç kelimeyi yazın (sıkıntı, çaresizlik, hayal kırıklığı, öfke, küçük düşme, incinme, gücenme, üzgün, vb.) Hangi kelimeleri seçerseniz, lütfen kendinizi güçsüzleştirmek için sürekli kullandıklarınız olmasına dikkat edin. Değiştirmeniz gereken kelimeleri bulmak için kendinize, "Sürekli hissettiğim olumsuz duygular hangileri?" diye sormanız gerekir.
Bu üç kelimeyi belirledikten sonra biraz da eğlenin. Beyin fırtınasına girin, paterninizi kırmak ya da en azından duygu yoğunluğunuzu biraz düşürmek için bunların yerine ne gibi kelimeler bulabileceğinize bakın. Size uzun vadede gerçekten iyi etki yapacak kelimelerin nasıl bulunacağı yolunda biraz ipucu vereyim. Unutmayın ki beyniniz, sizi acıdan kurtarıp zevke ulaştıracak her şeye bayılır. O halde, eski sınırlayıcı kelimenin yerine kullanmak isteyeceğiniz bir yeni kelime seçin.
Benim "kızgın" yerine "bozuk" ya da "biraz rahatsız" sözlerini kullanışım, bunlar bana çok gülünç geldiği içindi. Kendi paternimi ve beni dinleyenlerin paternini kırmak için (ben patern kırmayı pek sevdiğime göre) bunları kullanırken bol bol da eğlendim. Böyle şeyler bulursanız, bu sürecin tiryakisi olacağınızı da söyleyebilirim.
Önce hayatta size kötü duygular veren üç (sık kullandığınız kelimeyi belirledikten sonra, işe koyulup bunlara alternatifler bulun. Bunlar paterninizi ya sizi güldürerek kırsın, ya da en azından duygu yoğunluğunu azaltsın.
Eski, Güçsüzleştirici Kelime 1.
2.
3.
Yeni, Güçlendirici Kelime 1.
2.
3.
Bu kelimeleri gerçekten kullanmayı nasıl sağlayabilirsiniz? Cevabı basit: Kendinize NAŞ yaparak. Yani Nöro-Asosiyatif Şartlanma. İlk iki adımı hatırlıyor musunuz?
Birinci Adım: Hayatınızda çok daha fazla zevk ve çok daha az acı olmasını sağlamaya karar verin. Buna ulaşmanızı engellemiş olan şeylerden birinin, olumsuz duyguları yoğunlaştıran kelimeler olduğunu anlayın.
İkinci adım: Bu üç yeni kelimeyi kullanmak için kendinize kaldıraç bulun. Bunu yapmanın bir yolu, iyi hissetmek dururken kendinizi mutsuz etmenin ne kadar gülünç bir davranış olduğunu düşünmektir! Belki kaldıraç bulmanın daha da güçlü bir yolu, benim yaptığımı yapmak olabilir: Üç dostunuzla, değiştirmek istediğiniz kelimeleri konuşun. Örneğin ben sık sık kendimi "çaresiz" hissederdim. Onun yerine "hayranlık" duymaya karar verdim. Sık sık, "Şunu yapmaya mecburum" diyordum, bu da bana stres yüklüyordu. Kendime ne kadar şanslı olduğumu hatırlatmak için, "Bunu yapma fırsatım var" demeye başladım. Çünkü aslında hiçbir şeyi yapmaya mecbur değiliz! "Öfkeli" yerine de, "bozuk", "rahatsız" ya da "biraz kaygılı" gibi şeyleri koydum.
On gün boyunca, eski kelimeyi kullandığımın farkına vardığım anda hemen paterni kırıp yenisini kullanıyordum. Kararımı bozmadan uygulamanın zevki içinde, kendime yeni bir patern oluşturdum. Ama yolumdan saparsam, dostlarım bana yardım edeceklerdi. "Tony, öfkeli misin, yoksa biraz bozuk mu?" "Çaresiz misin yoksa hayranlık mı duyuyorsun?" Onlara bunu silah olarak kullanmamalarını kesinlikle söyledim. Beni desteklemek için kullanacaklardı. Kısa bir süre içinde bu yeni dil paternleri benim normal yaklaşımım haline geldi. Bunun anlamı, artık hiç öfkelenmiyorum mu demek? Tabii ki değil. Öfke de zaman zaman çok yararlı bir duygu olabilir. Biz yalnızca, olumsuz duyguların ilk araç olarak seçilmesini istemiyoruz. Seçeneklerimizin düzeyine katkıda bulunmak istiyoruz. İçine sıvı duyguların dökülebileceği daha çok sayıda kalıbımız olsun istiyoruz.
Bu değişiklikleri yapmayı gerçekten istiyorsanız, üç arkadaşınıza durumu anlatın, istediğiniz kelimeleri söyleyin, size saygı çerçevesi içinde "(eski kelime) misin yoksa (yeni kelime) misin?" diye sorsunlar. Kendi patentlerinizi kırmaya da adanın. Yeni seçeneği kullandığınız zaman kendinizi bir zevkle ödüllendirin. O zaman hayatınızda yeni düzeyde bir seçenek doğar.
Tabii ki Değişim Sözlükçesini kullanmak yalnız olumsuz yoğunluklarla sınırlı değildir. Aynı zamanda bize olumlu duyguları daha yoğunlaştırma olanağı da getirmektedir. Bizi size nasılsınız diye sorunca, "İyiyim" ya da, "Eh, şöyle böyle" diyecek yerde, "Harikayım!" deyip onları şaşırtın! Kulağa basit gelse bile, bu da nörolojinizde yeni bir patern yaratır, zevke giden yeni bir nöral otoyol oluşturur. Şimdi oturup nasıl olduğunuzu ifade etmekte sık kullandığınız üç kelimeyi yazın. Bunlar, "eh, fena sayılmaz" ya da "ucu ucuna iyi sayılabilir" anlamına gelen şeyler olsun. Sonra size ilham verecek daha güçlü kelimeler bulun.
Eski, Güçsüzleştirici Kelime 1
2.
3.
Yeni, Güçlendirici Kelime 1.
2.
3.
Yine üç arkadaş sistemini kullanarak bu yeni, güçlü, olumlu kelimelere kendinizi alıştırıp bir yandan da eğlenin! |