Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar ON EYLEM SİNYALİ
Yalnız bu altı adımla, çoğu duyguları değiştirebilirsiniz. Ama altı adımı kullanmak zorunda kalmamak için, belli başlı duygularınızın ya da Eylem Sinyallerinizin size hangi olumlu mesajları verdiği konusunda bilinçli bir anlayışa sahip olmayı da yararlı bulabilirsiniz. Şu sayfalarda sizinle, çoğu insanların kaçındığı en başta gelen duyguyu incelemek istiyorum. Onlar kaçınadursun, siz bu sinyalleri, eyleme geçmek için birer çağrı olarak kullanabilirsiniz.
Eylem Sinyalleri listesini okumak, sizi bir anda bu duyguların ustası haline getirecek değildir. Bu işin meyvelerini alabilmek için, stratejileri sürekli olarak uygulamanız gerekmektedir.
Size bu bölümü defalarca okumanızı öneririm. Kendiniz için özel önem taşıyan yerlerin altını çizin, sonra 10 santime 15 santim boyunda kartlar alıp Eylem Sinyallerini bu kartlara yazın ve yanınızda taşıyın. Her yere götürün. Kendinize o duygunun gerçek anlamının ne olduğunu ve ondan yararlanmak için hangi eylemlere geçebileceğinizi hatırlatmakta kullanın. Küçük kartlardan birini, arabanızın güneşliğinin arasına sıkıştırın, gün boyu hep görün, trafiğe taküıp öfkeniz kabarmaya başladığında, kartı oradan çekip kendinize bu aldığınız mesajların olumlu yönlerini hatırlatma olanağı bulun. Şimdi en temel eylem çağrısıyla başlayalım: 1. TEDİRGİNLİK: Bu tür duyguların pek fazla bir yoğunluğu yoktur, ama bizi rahatsız ederler ve işlerin tam yolunda olmadığına dair bir genel hava verirler. Mesaj:
Can sıkıntısı, sabırsızlık, rahatsızlık üzüntü ya da hafif bir utanç, size işlerin tam olması gibi olmadığı mesajını yollamaktadır. Belki durumu algılayış biçiminiz yanlıştır ya da giriştiğiniz eylemler sizinistediğiniz sonuçları getirmiyordur.
Tedirginlik duygularıyla başa çıkmak kolaydır:
1) Durumunuzu değiştirmekle ilgili olarak bu kitaptan öğrendiğiniz becerileri uygulayın;
2) Ne istediğinizi açıklığa kavuşturun;
3) Eylemlerinizi rafine edin. Durumu hemen değiştirip değiştiremeyeceğinizi görmek için biraz değişik bir yaklaşım deneyin ya da üretmekte olduğunuz sonuçların kalitesini değiştirin.
Bütün diğer duygular gibi, tedirginlik duyguları da eğer hemen çözümlenmezse, giderek yoğunlaşacaktır. Tedirginlik bir dereceye kadar acı verici bir duygudur, ama arkasından duygular acılar gelmesi beklentisi, o anda hissettiğiniz tedirginlikten çok daha yoğundur. Unutmamamız gerekir ki, hayal gücümüz bir şeyi gerçekte olabileceğinin on katı kadar yoğun gösterebilir. Satrançta ve savaş sanatlarında kullanılan bir söz vardır: "Saldırı tehdidi, saldırının kendisinden daha büyüktür" derler. Acı beklentisi başladı mı, özellikle düzeyi de yoğunsa, o zaman karşımıza bir başka Eylem Sinyali çıkacak demektir ki o da... 2. KORKU: Korkulu duygular, düşük düzeyde kaygıdan başlayıp yoğun kaygılara, anksiyetelere, dehşet ve terörize olmaya kadar hepsini kapsar. Korku da bir amaca uyar ve mesajı da basittir:
Bugün size bir sürprizimiz var: Motive Edici Mesaj:
Korku, çok geçmeden bir şey olacağını ve dona hazırlıklı olmak gerektiğini en basit biçimde ifade etmektedir. İzci düsturu gibi: "Daima Hazır" olmak gerekir. Ya durumla başa çıkmaya hazırlanmalıyız, ya da durumu değiştirmek için bir şeyler yapmalıyız. Ama işin acıklı yanı, insanların çoğu ya korktuklarını inkâr etmekte, ya da kendilerini kapıp korkuya koyvermekte, teslim etmektedirler. Bu yaklaşımların hiçbiri, korkunun vermeye çalıştığı mesaja saygılı değildir, bu yüzden korku da devam eder, mesajını anlayasınız diye uğraşır. Korkuya teslim olmak istemezsiniz. Olabilecek en kötü şeyleri düşünerek o duyguyu yoğunlaştırmak da istemezsiniz. Korku hiç yokmuş gibi davranmak da istemezsiniz. Çözüm:
Sizi korkutan şeyin ne olduğunu gözden geçirin, kendinizi zihinsel olarak hazırlamak için ne yapmanız gerektiğini değerlendirin. Durumla en iyi biçimde başa çıkmak için hangi eylemlere geçmeniz gerektiğini bulun. Bazen bir konuda yapabileceğimiz her türlü hazırlığı yaparız. Artık yapabileceğimiz hiçbir şey kalmaz. Ama yine de oturur, korkuyu sürdürürüz. İşte o nokta, korkunun panzehirini kullanma zamanıdır. İnanç geliştirmeniz gerekmektedir. O korktuğunuz şeye karşı ne yapılabilecekse yapmış olduğunuzu bilin, hayatta korkuların pek çoğunun aslında gerçekleşmediğini düşünün. Eğer gerçekleşirlerse, o zaman da başka bir duyguya geçeceksiniz demektir... 3. İNCİNME: İnsan ilişkilerine, gerek kişisel gerekse meslekî alanda tümüyle hakim olan bir tek duygu varsa, o da incinme duygusudur. İncinme duyguları genellikle bir kayıp duygusundan kaynaklanır. İnsanlar incindikleri zaman, genellikle başkalarına karşı saldırganlaşır, onları terslerler. İncinme duygusunun bize verdiği asıl mesajı duymamız gerekmektedir. Mesaj:
İncinme sinyalinin verdiği mesaj, beklentilerimizin karşılanmamış olduğudur. Çoğu kere bu duygu, birinin sözünü tutmasını beklediğiniz halde tutmadığı zaman, ya da anlattığınız bir şeyi, siz gizli tut dememişseniz bile, başkasına anlattığı zaman doğar. Böyle durumlarda, o insanla olan yakınlığınızı kaybettiğinizi hissedersiniz belki ona olan güveninizi de kaybedersiniz. Bu kayıp duygusu, incinme hissetmenize yol açar.
1) Gerçekte hiçbir şey kaybetmemiş olabileceğinizi anlatın. Belki de asıl kaybetmeniz gereken şey, bir yanlış izlenimdir. Siz bu insanın sizi yaralamak, incitmek istediğini sanıyor olabilirsiniz. Belki de o kişi kendi eylemlerinin sizin hayatınız üzerindeki etkisinin farkında değildir.
2) İkincisi, bir dakika ayırıp durumu yeniden değerlendirin. Kendinize sorun: "Burada gerçekten bir kayıp var mı? Yoksa ben durumu fazla erken ya da fazla sert mi değerlendiriyorum?"
3) İncinme duygusundan kurtulmak için üçüncü bir çözüm de, incindiğinizi o kişiye zarif ve uygun bir biçimde söylemektir. Söyleyin ona. Deyin ki, "Geçen gün X-Y-Z olduğu zaman ben olayı yanlış yorumladım, senin aldırmazlık ve ilgisizlik gösterdiğini sandım, bundan ötürü de bir kayıp duygusu hissettim. Neler olduğunu bana bir açıklar mısın?" Yalnızca iletişim biçiminizi değiştirip olup bitenleri netliğe kavuşturmanız sonucu, genellikle incinme duygusunun yok olduğunu, hem de birkaç saniyede yok olduğunu görürsünüz. Ama eğer incinme duygusunu çözümlemezseniz, genellikle büyür ve başka bir duyguya dönüşür, o da ... 4. ÖFKE: Kızgın duygular arasında, biraz kızmaktan başlayıp çileden çıkmaya kadar türlü türlü dereceler bulunur. Mesaj:
Öfkenin mesajı, hayatınız boyunca bağlı olduğunuz önemli bir kural ya da standardın bir başkası tarafından ihlâl edilmesi hattâ belki kendiniz tarafından ihlâl edilmesidir. (Bunu kurallarla ilgili olan Bölüm 16'da yeniden ele alacağız.) Öfke mesajını aldığınız zaman, bu duyguyu bir anda değişirebileceğinizi anlamanız gerekir. Çözüm:
1) Durumu kendinizin tümüyle yanlış yorumlamış olabileceğinizi anlayın. Belki sizin kurallarınızı ihlâl eden bu insan, o kuralların sizin için ne kadar önemli olduğunu bilmiyordur (siz bilmesi gerektiğine inansanız bile, bilmiyor olabilir).
2) O kişi sizin standartlarınızdan birini ihlâl etmiş olsabile, sizin kurallarınızın mutlaka "doğru" klurallar olmayableceğini de anlayın (sizin o konudaki duygularınız çok güçlü olsa bile).
3) Kendinize daha güçlendirici bir soru sorun. Örneğin, "Bu kişinin uzun vadede aslında beni sevdiği doğru mu?" deyin. Öfke paternini kesmek için "Bundan ne öğrenebilirim?" deyin. "Standartlarımın benim için n kadar önemli olduğunu bu insana nasıl söyleyeyim ki bana yardım etmek istesin, gelecekte standartlarımı tekrar ihlâl etmesin" deyin. Örneğin, eğer öfkeliyseniz, algılayış biçiminizi değiştirin. Belki bu kişi sizin kurallarınızı bilmiyordur. Ya da üslûbu değiştirin. Belki ihtiyaçlarınızı ona etkin biçimde iletememiş, anlatamamışsınızdır. Ya da davranışınızı değiştirin. İnsanlara açık açık söyleyin. "Hey, bu özel bir konu. Kimseye söylemeyeceğine söz ver, benim için gerçekten önemli" deyin. Birçok insanlar için, sürekli öfke ya da kendi standartlarına ve kurallarına uyamama, başka bir duyguya yol açar, o da... 5. HIRSLANMA: Hırslanma duygusu pek çok yoldan gelebilir. Hayatımızda tüm yolların engellerle tıkandığını gördüğümüz zaman sürekli çaba gösterdiğimiz halde ödülleri alamadığımız zaman, hırslanırsınız. Mesaj:
Hırslanmanın mesajı çok heyecan verici bir sinyaldir. Beyninizin, şu şimdi yaptığınızdan daha iyisini yapabileceğinize inandığını söylemektedir. Hırslanma, üzüntüden çok farklıdır. Üzüntü hayatta istediğiniz bir şeyi hiç elde edememekle ilgilidir. Oysa hırslanma çok olumlu bir işarettir. Sorunun çözümünün ulaşılabilecek yerde olduğunu, ama şu anda yapmakta olduğunuz şeylerin sonuç vermediğini, demek ki amacınızı elde etmek için yaklaşım değiştirmeniz gerektiğini söylemektedir. Size daha esnek olmanızı söyleyen bir sinyaldir! Nasıl başa çıkılır hırslanmayla?
1) Hırslanmanın dostunuz olduğunu anlayıp, sonuç almak için yeni yollar bulun. Beyin fırtınası uygulayıp, aradan iyilerini seçin. Yaklaşımınızı nasıl esnekleştirebilirsiniz?
2) Durumla nasıl başa çıkacağınıza dair girdiler edinin. Bir rol modeli bulun. Sizin istediğinizi elde etmiş bir insan olsun. Ona size girdi vermesini söyleyin. İstediğiniz sonucu üretebilmekte daha etkin olabilmeniz için fikirler alın.
3) Bu zorluğu yalnız bugün çözümlemekle kalmayıp, gelecekte de daha az enerjiyle ve hattâ sevinçle çözebilecek şeyler öğrendikçe sevinin. Hırslanmadan çok daha beteri de vardır, o da... |