Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-04-2011, 03:42 PM   #231 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"En büyük acısı, emin olma duygusunun kaybolmasıydı. Kendini köklerinden sökülmüş gibi hissediyordu... Ah! ne korkunç şey... Rehber olan kişinin kendi yolunu bulamaması, yıkılması!"
VICTOR HUGO, SEFİLLER

SİZ KİMSİNİZ SAHİ?

Bütün bunlar ne anlama geliyor? Bütün bunların gözümüze çok uçarı şeyler gibi görünmemesi için bizim artık kendimizi tanımlamaya başlamamız gerekir. Şimdi birkaç dakika ayırın ve kendinizin kim olduğunu tanımlayın. Kimsiniz siz? Kendimizi öyle çok biçimde tanımlayabiliriz ki?

İstersek duygularımız açısından tanımlarız (Ben bir âşığım, sakinim, duygulanın yoğundur), ya da mesleğimize göre tanımlarız (ben avukatım, doktorum, papazım), unvanımıza göre tanımlarız (ben Genel Müdür Muaviniyim), gelirimize göre tanımlarız (ben milyonerim), rolümüze göre tanımlarız (ben anneyim, ben beş kızın en büyüğüyüm), davranışlarımıza göre tanımlarız (ben kumarbazım), sahip olduğumuz şeylere göre tanımlarız (ben Beemer sahibiyim), metaforlarımıza göre tanımlarız (ben tepelerin kralıyım, ben totem direğinin altlarındaki adamım), feedback'lerimize göre tanımlarız (ben değersizim, ben özel bir kişiyim), manevi inançlarımıza göre tanımlarız (ben Yahudiyim), görünüşümüze göre tanımlarız (ben güzelim, ben çirkinim, ben yaşlıyım), başarılarımıza göre tanımlarız (ben 1960 Spring Valley Lisesi Mezunlar Günü Kraliçesiyim), geçmişimize göre tanımlarız (ben başarısızım), hattâ ne olmadığımıza göre bile tanımlarız (ben pes edenlerden değilim).

Arkadaşlarımızın ve iş ilişkisinde olduğumuz yakınlarımızın kimlikleri bizi de etkileme eğilimindedir. Dönüp arkadaşlarınıza şöyle bir bakın. Onların kim olduğuna inanıyorsunuz? Genellikle bu, kendinizin kim olduğuna inandığınızın bir yansımasıdır. Arkadaşlarınız çok sevgi dolu ve duyguluysa, sizin de kendinizi ona yakın bir durumda görmeniz olasılığı artar. Kimliğinizi tanımlamak için kullandığınız zaman çerçevesi de çok güçlüdür. Kendinizin gerçekte kim olduğunuzu tanımlarken geçmişinize mi bakarsınız, şimdiki zamana mı, yoksa geleceğe mi? Yıllar önce benim geçmişimle o günlü zamanım pek de heyecan verici değildi. Ben de o yüzden kimliğimi, gelecekte olacağımdan emin olduğum "ben" ile birleştirdim. Fazla beklemem gerekmedi. O kişi olarak yaşamaya hemen başladım.

Bu soruya cevap verirken uygun "durum" içinde bulunmanız da çok önemlidir. Kendinizi rahat, gevşemiş, güvende ve meraklı hissetmeniz şarttır. Eğer bu kitabı şöyle gözden geçiriyor, hızla ve atlaya atlaya okuyorsanız, ya da aklınızı dağıtacak pek çok şey varsa, ihtiyacınız olan cevapları alamayacaksınız demektir.

İçinize şöyle derin güzel bir soluk alın, gevşeyin, soluğu salın. Zihniniz meraklı durumda olsun... Korku, kaygı içinde olmayın, hiçbir konuda kusursuzluk aramayın. Yalnızca kendinize, "Ben kimim?" diye sorun. Cevabı yazın, sonra bir daha sorun. Her soruşunuzda, aklınıza gelen neyse onu yazın, sonra daha derinleri yoklayın. Kendinizle ilgili en inandığınız tanımı buluncaya karar sormayı sürdürün. Nasıl tanımlıyorsunuz kendinizi? Sizin esasınız nedir? Kendinizi tanımlamak için hangi metaforları kullanıyorsunuz? Hangi rolleri oynuyorsunuz?

Genellikle kendinizi güvenli ve meraklı bir duruma sokamazsanız, kimliğinizle ilgili korkularını ve kararsızlıklarınız sizi engeller, yetersiz cevaplar vermenize yol açar. Aslında birinin karşısına dikilir de, ona bu soruyu hiç hazırlıksız sorarsanız, iki cevaptan birini alırsınız:

1) Boş bir bakış. Bu tür soru, çoğu kişiyi şaşırtır, çünkü bunun cevabını düşünmeye daha önce hiç davet edilmemişlerdir.

2) Yüzeysel bir cevap. Bu da birinci kaçınma tekniğidir. Buna "Temel Reis İlkesi" de diyebiliriz. Karşınızdaki kişi, "Ben neysem oyum ve yalnızca oyum" der durur. Benim genellikle bulguladığıma göre, birine bir soru sorduğunuz zaman, özellikle de duygusal bir soru sorduğunuz zaman, size cevap vermeden önce en az iki soru sorar, sizin onları cevaplamanızı isterler.

Önce kendilerine, "Ben bu soruya cevap verebilir miyim?" diye sorarlar. Eğer o kişi kendisinin kim olduğundan emin değilse, genellikle, "Bilmiyorum" diyecektir, ya da ilk aklına gelen yüzeysel cevabı söyleyecektir. Bazen de insanlar bu soruyu sormaktan çekinirler, çünkü hayatlarının bu önemli alanında pek açık seçik bir karar sahibi olmadıklarını görmekten korkarlar. Kendilerine sordukları ikinci soru da, "Bundan benim ne çıkarım var?" sorusudur. Eğer bu soruya cevap verirsem, benim kişi olarak bundan ne yararım olur?"

Ben size iki sorunun da cevabını vereyim. Birincisi, siz kim olduğunuzu pekâlâ biliyorsunuz. Evet, şu anda biraz zaman ayırır da bir beyin fırtınası uygularsanız, mutlaka cevabı bulacaksınız. Ama önce aklınıza gelen tüm cevapları ortaya serecek kadar kendinize güvenmeniz gerek. Hepsini not etmelisiniz. İkincisi, kim olduğunuzu bilmenin yararı, tüm davranışları bir anda biçimlendirme yeteneğini kazanmaktır. Eğer uygun "durum'a girmek için zaman ayırırsanız, karşınıza çıkacak olan düşünce sonucu bulunan bir cevap olacaktır. Umarım o da şu anda aramakta olduğunuz türden bir cevap olur!

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla