30-04-2011, 06:26 PM
|
#249 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar GELECEĞİN DAĞITIM DALGASI
Doksanlı yıllarda ve daha ötesinde katma değer yaratmanın en güçlü yollarından biri, bugünün toplumunda servetin dağıtım yoluyla yaratıldığını anlamaktır. Ürünler ve hizmetler sürekli olarak değişmektedir, ama bir şeyi alıp çok sayıda insana ulaştırmanın yollarını keşfedenler her zaman zenginleşecektir. ABD'nin en zenginadamı Sam Walton'un sırrı bu olmuştur.
Kendisi bir dağıtım şirketi kurarak zenginliğe kavuşmuştur. Ross Perot da EDS'de, aynı şeyi enformasyonla yapmıştır. Zaten yüksek değeri olan bir şeyi insanlara nasıl ulaştırabileceğinizi ya da nasıl daha ucuz maliyetle ulaştırabileceğinizi bulursanız, o zaman değer katmanın yolunu da bulmuşsunuz demektir. Değer katmak yalnızca ürün yaratmak değildir. O üründen ya da hizmetten daha çok sayıda insanın yararlanıp hayat kalitelerini artırmasının yolunu bulmak da olur.
Ama tabii, konuyu enine boyuna düşünürsek, insanların parasal durumunun neden kötü olduğunu da anlıyoruz. Evet, sınırlayıcı inançları var da ondan. Ama daha da önemlisi, çoğu insanda olan bir çekirdek inanç onlarda da var. Hiçbir şey yapmadan bir şeyler almak istiyorlar. Örneğin çoğu kişiler, gelirlerinin her yıl artmasını beklerler, şirkete kendi katkıları artmış mı, artmamış mı, onu hiç düşünmezler.
Zamlar aslında artan değere göre olmalıdır. Kendimizi eğittiğimiz, beceri repertuarımızı genişlettiğimiz sürece, kendi değerimizi yükseltmemiz de mümkündür. Elemanlarının katma değer yaratıp yaratmadığına bakmadan habire zam veren bir şirket, sonunda kendini çukurda bulur, ekonomik sıkıntılara düşer ya da silinir gider. Eğer zam isteyecekseniz, istediğiniz farkın en az on katı kadar katma değer yaratmış olmaya bakın.
Şirketler de donanıma yatırım yaparken, donanımın sınırlı getirişi olduğunu anlamak zorundadırlar. Paul Pilzer'in dediği gibi, emek demek, sermaye demektir. Eğer biri yılda 50.000 dolar kazanıyor, ama 500.000 dolarlık değer yaratabiliyorsa, o insanı alıp becerilerini, yeteneklerini, istidadını, tutumunu, eğitimini artırmak, bir milyon dolarlık değer katmasını sağlamak, en istenecek şeydir. 50.000 dolar yatırıp bir milyon dolar almak, çok değerli bir varlığa işaret eder.
Şirketlerin yapabileceği en iyi yatırım, kendi insanlarının eğitimine ve gelişmesine yapacakları yatırımdır. |
Offline
| |