Alıntı:
bluegirlx Nickli Üyeden Alıntı
Taş olarak ölmüştüm, bitki oldum.
Bitki olarak öldüm ve hayvan oldum.
Hayvan olarak öldüm, o zaman insan oldum.
Öyleyse ölümden korkmak niye?
Hiçbir sefer kötüye dönüştüğüm,
...Ya da alçaldığım görüldü mü?
Bir gün insan olarak ölüp,
ışıktan bir yaratık,
rüyaların meleği olacağım.
Fakat yolum devam edecek,
Allah’tan başka her şey kaybolacak.
Hiç kimsenin görüp duymadığı birşey olacağım.
Yıldızların üstünde bir yıldız olup,
Doğum ve ölüm üzerinde parlayacağım.
Mevlana Celaleddin Rumi |
Alıntı:
canlı Nickli Üyeden Alıntı
Bu şiiri reenkarnasyona inandığını hatta inanmaktanda öte bildiğini gösteriyor, ruhlarımız uzun bir yolculukta olduğuna bende inanıyorum artık. |
vakti zamaninda hindistandan baska bir ülkeye fil götürmüsler. o ülkeye ilk defa fil gidiyormus, filin ülkeye geldigi aksam hakltan bir kac kisi filin nasil bir sey oldugunu görmek ve anlamak icin geceleyin gizliden filin yanina gitmisler, o karanligin icinde birisi filin hortumunu tutmus ve demiski, "demekki fil boru gibi bir sey", digeri filin kulagini tutmus demiski "demekki fil tepsi gibi yassi ve düz bir sey", digeri filin gövdesine dokunmus demiki "demekki fil sandik gibi büyük ve iri bir sey", bir baskasi filin kuyrugunu tutmus ve demiski "demekki fil ucu püsküllü bir sey". (mesneviden)
diyecegim odur ki, insan inanmak istedigi seylere, görmek istediklerine inaniyor, ama isin asli gördüklerimizden ibaret degildir. bu yüzden mevlanin mesnevisinden böyle bir hikayeyi buraya yazdim. arkadasimiz reenkarnasyona inaniyor, kendi inanci ama bir seyde yanlis var, mevlana reenkarnasyona inanmiyor, mevlana ki o bir Allah asiki, reenkarnasyon gercek olmus olsaydi bile Allahin yanindayken bir daha dünya zindanina geri gelmek istermiydi. siirde belli bir dogum ve ölüm sirasi var, ilk basta tastan (topraktan) bitmki olmus sonrasinda hayvan olarak dogmus ve sonrada insan olmus. hepimiz topraktan yaratildigimiza göre topraktan bitkiye gecen minareller topraga ait, sonra bitkiyi yiyen hayvandir, sonra hayvana gecer ve hayvani yiyende insandir, sonrada insana gecer. sen bir topraksin zaten, bitkide hayvanda ve insanda can bulurken öldünde simdi neden korkuyorsun diyor. birgün ölünce ruh bedenden ayrilacak ve baska bir aleme gidecek, amelleri mertebesinde bir nura sahip olup onunla isik sacacak ve bu sekilde sonsuza kadar kalacak, bu dünyada birakilan bedene gelince herseyin kaybolacagi gibi o da kaybolacak, ölümden sonrasi hakkinda daha önce bir yasantimiz olmadigi icin kimsenin görmedigi ve bilmedigi bir sey olunacak, ve o sekilde sonsuza kadar kalacak, sonsuz oldugu icinse artik ne ölüm nede dogum icin anlamli olacak, dolayisiyla yeni bir anlam kazanip dogum ve ölümden baska bir anlama yani sonsuzluga gecis yapacak.
aslinda mevlananin anlatmak istedigide böyle birseydir, umarim anlatabilmisimdir, aslinda isin icinde reenkarnasyon yok, sadece bir halden baska bir hale dönüsüm var ama bunun ruhla alakasi yok, sadece bedeni maddesel degisim, yani bir proteinin topraktan bitkiye, bitkiden hayvana, hayvandan da insana gecisi vardir. ruhlarimiz uzun bir yolculukta aslinda sonsuz yolculukta. sadece insanlarin mevlananinda reenkarnasyona inandigini göstermeye calismalari beni biraz rahatsiz etti. zaten bu olayida insan kendi akliyla uydurdu diye düsünüyorum, tabi bu benim kendi fikrim, ama mevlana gibi bende reenkarnasyona inanmiyorum, ve mevlananin mesnevisinde ölüp tekrar dirilme ve yine ölüp yine dirilme ila ilgili bir sey yok, sadece bu siirinde insan bu sekilde düsünüyor ama dedigim gibi insan aslinda nasil düsünmek istiyorsa öyle düsünüyor. saygilarimla