17-06-2011, 05:32 PM
|
#12 (permalink)
|
Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Mar 2011 Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 834
Tesekkür: 2,207
808 Mesajinıza toplam 2,263 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Çekim Yasası sitesinden hoş bir paylaşım :)) Alıntı: elisya Nickli Üyeden Alıntı
ya bence şu mutsuzken mutlu görünmekteki olan durumda işler karışıyor...
Zaten mutlu isek o evden yada işten neden ayrılmak istiyelim ki..
Tabiki mutsuz ve huzursuz iken ayrılmak isteyeceğiz. Tabiki daha refah bir şekilde yaşamak isteyeceğiz. Ben mutlu ve huzurlu olduğum bir işten neden ayrılayım. ekstra maaş artması yada terfi için olabilir belki.. Ama bu çekim yasasına göre bizim bir tık ilerimizde yaşayacağımız bişi.. yani işimiz var fakat mutlu olmasakda huzurluyuz ama maaşımızın artmasını da istiyoruz gibi.. Bir çoğumuz iş bulamazken bu bir tık ilerde başlayacağımız bir adım gibi beliyor bana.
Mutsuz olduğumda tamam kabulleniyorum durumumu hatta bunu ben çektim diyorum. Buna da şükür diyorum. Ama mıutsuzluğuma engel olamıyorum. O ev yada iş ile ilgili yaşayacağınız her şeye şükredemiyorsunuz yada kabullenemiyorsunuz. Sadece şükretmek de yeterli olmuyor. zaten mutlu isem neden ayrılayım ki diye bi soru geliyor aklıma. hadi evimiz var diyelim , zaten çoğumuz bir işe sahip değilken insanları düşünceli ve huzursuz iken mutlu olmaya zorlamak daha çok psikolojilerini bozuyor. Başta benim.. Davranışlarım sapıtıyor. neye ne şekilde doğru bir davranış sergileyeceğimi bilemiyorum. Evrene yanlış bir enerji göndermeyeyim diye düşünemiyorum bile..
Mutsuzken mutluyu oynadığında insanın içi yanıyor. İnsanın içinde bir yerlerdeki benlik bunu yemiyor, kanmıyor buna, yutmuyorda. Taş gibi oturuyor midemize..
buda senin sürekli olarak mutsuz bir iş yada ev sahibi olarak, bu şekilde ev arayan insanın enerjisini veriyor, evrene bu enerjiyi yayıyorsun.
Bu kısır döngü hiç bitmiyor sanki. mutsuz ev sahibi gene mutsuz bir şekilde ev ararken, gene mutsuz bir eve, işe razı oluyor. Karşısına bu çıkıyor. İnsan her durumda iyi düşünemiyor. Ben çok zorlanıyorum.. | Haklısınız, insanın içi yanıyor kesinlikle, fakat eğer en az 21 günlük bir süre sürekli tekrarlarsanız olumlama ve şükür egzersizlerini, bu ister istemez otomatiğe alınmış gibi oluyor. İlk başta içiniz almıyor, fakat yavaş yavaş kendinizi alıştırıyorsunuz, artık yapmak zor gelmiyor. Ben enerjim çok düştüğünde sinemaya gidiyorum, ama gerilim filmlerine değil, hiç bir şey yapamasanız bile bir kaç günlük seyahatlere gitmekte iyi geliyor, yaşanılan çevreyi değiştirmekte odağınızı değiştiriyor. Herkes aynı ortamda sizin gibi, ayrı gözüksek bile hepimiz bir sistemde bağlıyız, sizi etkileyenler benide etkiliyor, istenmeyen olumsuz durumlarda kalış süremiz bizi birbirimizden ayırıyor. Kahrettiğiniz olaylar var, "niye ben" dediğiniz durumlar hep oluyor, ama en derin düzeyde size olumsuzluk yaşatan biride ergeç aynısını yaşıyor. Aykut Oğut son çıkardığı ön yüzü aynalı olan adsız kitabında "Evrenin fotokopi makinasına" benzediğini söylüyor. İşyerinde yaşadığımız olumsuz bazı olaylar vardı bir çalışan ile ilgili, eleştirdikçe düzeleceğine daha kötüye gitti, sonra işin ucunu ve sorgulamayı bıraktık, o kişi kendi isteğiyle kurumdan ayrıldı kendisi de bizde rahat ettik... Bunun gibi bir çok hayatımdaki olayın ben üzerine düştükçe, kontrol etmeye çalıştıkça arttığını farkettim, şimdi düzelmeyecek olanları bırakıyorum, onların ve kendi iyiliğim için... Saygılar. |
Offline
| |