12-07-2011, 09:36 PM
|
#5 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Osho - Ölmeden Önce Ölünüz Kurtarıcılar Sizin Ölümünüzdür
Sözde Dinler: Ölümden ve Yaşamdan Korkmak
Sevgili OSHO,
Diğer dinler neredeyse hiçbir zaman ölümden söz etmiyor, söz ettikleri zaman da bunu hep karamsar ve ürkütücü bir tonda yapıyorlar. Sizin dininizde ise ölüm hakkında özgürce ve mutlulukla konuşuluyor. Bu farkın özel bir önemi var mıdır?
Kesinlikle bu fark en önemli unsurlardan biridir. Öncelikle bir dinin gerçek mi yoksa sözde din mi olduğunu belirler.
Sözde din ölüm hakkında hiçbir şey bilmez.
Aslında yaşam hakkında da hiçbir şey bilmez ve bu yüzden ölümden de, yaşamdan da korkar. Yalnızca ölümden korkmak mümkün değildir, çünkü ölüm yaşamdan ayrılamaz, onun bir parçasıdır. Yaşamın sonu değildir, yaşamın içinde bir olaydır; yaşam devam eder. Ölüm bir çok kere, milyonlarca kere gerçekleşen bir olaydır sadece. Sözde dinler her ikisinden de korkar.
Sözde dinler yaşamdan da korkar.
Öncelikle bunu anlamanız gerekir; ancak o zaman neden ölümden korktuklarını anlayabilirsiniz. Hepsi yaşamı reddetmekten, yaşamdan feragat etmekten yanadır. Tüm bu dinlerin temelinde yaşam karşıtı bir tavır yatar: Yaşamın içinde yanlış olan bir şey vardır. Yaşamın kaynağı temel günahtır ve bu yüzden yaşıyor olmanız doğru bir şey değildir. Adem ve Havva yaşamak istedikleri, öğrenmek, anlamak, araştırmak, sormak istedikleri için cezalandırıldılar. Bu onların işlediği temel günahtır. Siz de Adem ve Havva'nın mirasçılarısınız ve bu yüzden doğuştan günahkarsınız.
Adem ve Havva'nın yaptığını, Tanrı katına tekrar kabul edilebilmeniz, cennete geri dönebilmeniz için dinler telafi etmeye çalışır. Dinler yaşamdan ve bilmekten korkar, zaten bu ikisi ayrılmazdır.
Sözde dinler yaşamdan da korkmanız gerektiğini öğretirler. Korktukları yalnızca ölüm değildir. Ölümden bahsetmezler çünkü bu ayıptır. Kibar bir davette, sofrada otururken ölümden söz açmak hiç yakışık almaz. Değil sofrada, insanlar bir mezarın başında, son görevlerini yerine getirirken bile ölüm hakkında konuşmazlar.
Yaşayabildiğiniz kadar yoğun ve dolu dolu yaşayın ki, yaşamın tadı, ölümün neden korkulacak bir şey olmadığına dair bir ipucu sunsun size. Yaşamınızı tanıdığınız takdirde, onun ışığında ölüm diye bir şeyin olmadığını anlarsınız.
Kişinin ancak dolu dolu yaşayarak tanıyacağı bu yaşam sonsuzdur.
Siz yaşadıkça, bu sonsuzluk duygusu da eş zamanlı olarak ortaya çıkacaktır. Ne kadar yoğun yaşarsanız bu duyguyu da o kadar derinden hissedecek, ölümün olmadığını da o kadar hızlı kavrayacaksınız.
Benim dinimde ölüm kutlanacak bir şeydir çünkü aslında ölüm diye bir şey yoktur. O yalnızca yeni bir yaşama açılan kapıdır.
İnsanlar bizim ölümü kutladığımızı sanırken, biz aslında doğumu kutluyoruz çünkü ölüm yoktur, hiçbir şey ölmez, yalnızca şekil değiştirirler. Yaşam bir şekilden diğerine göç eder; bu yüzden birisi ölürken onu seven herkesin mutluluk duyması gerekir çünkü o yalnızca görünüşte ölmektedir. Bizim açımızdan ölüyor gibi görünürken, diğer açıdan yeni doğmaktadır. |
Offline
| |