Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-09-2008, 01:09 PM   #4 (permalink)
shamanic
Administrators
♥Ozlem Şahin ♥
 
shamanic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,030
Tesekkür: 13,842
2,276 Mesajinıza toplam 13,392 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
shamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond reputeshamanic has a reputation beyond repute
Standart Ynt: "cevaplayamadığım bir kaç soru.."

merhabalar bt1907..

yanımıza hoşgeldin..

düşüncelerin gayet normal..
sorgulayan beyin çalışkan beyindir..

çoğumuz buna bende dahil ilk başlarda senin gibi düşündük..

dr. d.chopra bir yazısında diyor ki;

bundan önce bilim; bizlerin hernasılsa düşünmesini öğrenmiş maddesel makinalar olduğumuzu ileri sürmüştü..
şimdi ; bizim maddesel makinalar yaratmayı öğrenen düşünceler olduğumuz yolunda bilimde yeni bir çığır açılmaktadır..

bizler hala eski düşüncelerimizin kalıplarından sıyrılma aşamasındayız.. düşüncenin gücünü bilsekte
düzgün düşünebilen kaç kişi var dır acaba.. dışardaki olumsuzluklara ..
içimizdeki negatiflere rağmen her şey tepetaklakken hala güzel düşünebilen kaç kişiyiz..

kaç tane ölümcül hastalığı olan kişi düşünce gücüyle yenerim diyerek doktor yerine evine gitmeyi tercih edecek cesarete sahiptir..

ya da direkt düşüncelerin ürünü olan depresyonu kaç kişi olumlu düşünerek ben yenerim deyip altından kalkmıştır..

bunları yapanlar var mı elbette var.. ama oran yapayanların yanında o kadar az ki..

peki aynanın karşısın geçip bakalım.. kim düşünüyor..
kalbimiz mi .. beynimiz mi.. ciğerlerimiz.. sinir sistemimiz..

bi türlü bulamadılar.. hepsi birbirine bağlı.. mükemmel işleyiş.. ama kim düşünüyor..
nerede ne zaman düşünüyor..

bir kaç ay önce yayımlanan bir makalade;
atom parçaciginin yönünü ve hizini 43 saniye önceden gören bir gelistiren hollandali fizikçi hooft,
kaderin varligini bilimsel olarak ispatladigini savunarak bilim dünyasini sarsti.

kochen konuyu daha basit terimlerle anlatarak,
“önünüze bir dilim çikolatali, bir dilim çilekli kek getirildigini düsünün.
çikolatali keki yemeye basladiginizda, bunun kendi seçiminiz oldugunu düsünüyorsunuz.
oysa ki çikolataliyi yiyeceginiz zaten belliydi.
biz özgür oldugumuz düsünüyoruz.
eger hooft’un modeli hatali degilse özgürlügümüz sinirli bir ilüzyondan ibaret olabilir” dedi.

haberin detayını aşağıda ki link te bulabilirsin..
http://www.hayatimdegisti.com/forum/...43645#msg43645

yani beynimizle düşünmeden önce bir konuda kararı zaten vermiş oluyoruz..

öyleyse bu herşeyi bilen ve uygulayan tarafımıza hitaben çalışmalar yapmamız lazım..

görünen yönümüze takılmamız gerekiyor..

burada yapılmaya çalışan da budur.. bunun adına bilinçaltı deniyor genel olarak ..
bilinçaltımız bana göre her şeyi bilen yanımızın ufak bir parçası.. henüz keşfedilmiş olan kısmı..

tüm dünyada kuantum fizikçilerinin de yardımıyla yapılmaya çalışanda budur...
bu kadar ufak bir parça üzerine yapılan çalışmalar dünya üzerinde azımsanamayacak kadar çok insanın hayatını gerçek anlamda değiştirmiştir..

bizler harika ortamlarda bulunarak yaşamıyoruz malesef..
bilinçaltımıza sürekli olumlu mesajlar gönderemiyoruz...

şu anki yaşamımızdan memnun değilsek bir yerlerde bir yanlışlık var demektir..
öyleyse o yanlışı düzeltmeliyiz..

mükemmel ortamlarda yaşıyor olsaydık yanlış kendiliğinden düzeltilebilirdi.. karşılıklı etkileşim ile..
o zamanda kişinin karar vermesi çok ta gerekli olmazdı..
tıpkı şu anda olumsuz durumlardan etkilenerek memnun olmadığımız şeyleri yaşıyor olmamızda bir noktada kendi kararımız olmadığı gibi..
ancak bu konuda yapacağımız çalışmalarda bu durumda önce bilinç düzeyinde değişimi istemeliyiz evet..
bunu istiyor olmamızın en büyük yararı telkinleri günlük rutinler halinde dinleyecek bilinçte olmamızın sağlanması içindir..


bireysel bilinçaltımız da ortak bilinçaltlarına bağlıdır..
bir konu ile ilgili başlangıçta kendi deneyimimiz yoksa ortak bilinçaltından gelen bilgiler ile hareket ederiz..
yukarıda anlatmaya çalıştığım durumuda bir deney ile daha anlaşılır hale getireyim;

karl lashley hafızanın beyinde ki yerini bulmaya çalıştı..
labaratuvar fareleriyle basit bir deney çalışması yaptı..
onlara bir labirentten nasıl çıkılacağını öğretti..

bu bilgi bizim becerileri elde ettiğimiz gibi beyinde hatırlanır ve depolanır..

sonra sistematik olarka beyin farelerinin beyin dokularının bir kısmını aldı..

lashley; fareler labirentten nasıl hızla çıkabileceklerini hala anımsıyorlarsa o zaman beynin bellek merkezine bşr şey olmamıştır..

beyinlerinden azar azar bir miktar daha alınmasına rağmen fareler ne gariptir ki bir labirentten nasıl çıkılacağını hatırladılar..
sonunda kortekslerin yüzde doksanından fazlası gidip beyin dokusundan ufacık bir zerre kalmasına rağmen fareler hala labirenti hatırlamaktaydı..
her ne kadar hız ve doğru hareketlerinde hafif bir düşüş olsa da..

yani beynin her hücresi kendi özel görevini yaparken geriye kalan bütünün yaptıklarının hafızasınıda kendinde depolar..

bu büyük bir buluştur...

konu konuyu açıyor laf uzuyor biliyorum ama kendiniz için denemekten yana bir şey kaybetmezsiniz..
bu konuda yapılmış araştırmaları okuyabilir hazırlanmış filmeleri izleyebilirsiniz..

yaşamımızı en güzel haliyle yaşamak hepimizin hakkı.. siz niye bundan madur kalasınız ki..

bu yöntemle veya başka bir yolla hangisini tercih ederseniz edin.. güzel haberlerinzii almak dileklerimle..

sevgiler..

__________________
ben mevlana değilim, insan ol öyle gel..
shamanic isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla