Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-07-2011, 10:23 AM   #2 (permalink)
Berilce
Yüzbaşı
 
Berilce - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2011
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 834
Tesekkür: 2,207
808 Mesajinıza toplam 2,263 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Berilce is a glorious beacon of lightBerilce is a glorious beacon of lightBerilce is a glorious beacon of lightBerilce is a glorious beacon of lightBerilce is a glorious beacon of lightBerilce is a glorious beacon of light
Standart Cevap: Denize meydan okuyan kuş

Dimne hikâyeyi bitirdiğinde, Şetrebe’nin yüzüne baktı. İstediği tepkiyi almıştı. Zavallı öküz Dimne’nin gerçek dostu olduğunu sanıyordu.
Dimne:
- İşte böyle aziz dostum, dedi, düşmanını hiçbir zaman küçümsemeyeceksin. Daima tetikte durman gerekecek.
Şetrebe, Dimne’ye çok teşekkür etti.
Dimne ayrılırken, aklına bir şey gelmiş gibi döndü, Öküz’e:
- Haa, az kalsın unutuyordum. Bilirsin Arslan’ lar çok sinirli olur, sinirlendiklerinde kuyruklarını küt küt yere vururlar, gözleri fırlar, burun delikleri kapanır, dişleri gıcırdar… Kralımızı bu halde görürsen, bil ki senin için iyi şeyler düşünmüyor, hadi uğurun açık olsun, dedi.
Şetrebe:
- Sağol kardeşim, dedi Çakal’a.
Uzaklaşırken de, “yahu dünyada böyle iyi hayvanlar da var” diye kendi kendine söylendi.
Şetrebe yerinde duramıyordu, içine bir kurt düşmüştü, sonunda sabrı taştı, Arslan ile görüşmeye gitti.
Bu arada Dimne, arkadaşı Kelile’nin yanına gitmiş, durumu bildirmişti. Fitne ve fesattan hiç hoşlanmayan Kelile, Dimne’nin yaptıklarına çok kızdı. Olup biteni öğrenmek için Arslan’ın sarayına yakın bir yerde gidip seyretmeye başladılar. Şetrebe, Arslan’ı uzaktan gördüğünde kalbi küt küt atıyordu, Dimne’nin anlattığı çıkmıştı. Arslan onu görür görmez gözleri yuvalarında fırlamış, homurdanmaya başlamış, kuyruğunu sinirli sinirli yere vurmuştu.
Birbirlerine yaklaşıp, bir an beklediler. Arslan hışımla saldırdı Şetrebe’ye. Zavallı öküz fazla dayanamadı, acı bir ölümle göçüp gitti dünyadan.
Olayı izleyen Kelile, arkadaşı Dimne’yi fena halde azarladı.
- Bir de sırıtıyorsun, utanmıyor musun yaptığına?
- Neler söylüyorsun Kelile?
- Daha mı söylemeyim, zavallı öküzün ölümüne neden oldun bir, padişahımızı böylesi sıkıntılara soktun iki, ona vefasızlık gibi kötü bir nitelik kazandırdın üç, yakın adamlarının güvenini yok ettin dört, bu fitneciliğinle kendi alçaklığını ortaya koydun beş…Şimdi senin yaptığıngünahların enbüyüğü değil mi? Ne geçti eline?
Dimne kendini haklı çıkarmaya çalıştı:
- Bana bunları söylemeye hakkın yok, çocukluğumuz birlikte geçti. Beni tanırsın, yanlış hareket ettiğimi sanmıyorum.
Kelile daha da kızdı:
- Daha ne olsun, kendini kusursuz görüyorsun. Bu başlı başına kusur, güya padişahın veziri oldun, fakat gevezelikten başka yaptığın ciddi iş yok.
Dimne haksız oluşunu bir türlü kabullenmiyordu:
- Çok haksızlık ediyorsun, ben padişahımıza danışmanlık yapıyorum. Bu da hemen her konuda konuşmamı gerektiriyor. Ne yani, ona birtakım güzel öğütler vermekte mi gereksiz bir şey oluyor?
- Bunu demek istemedim. Fakat sen hala kendini temizeçıkartmaya uğraşıyorsun. İnsan, kendisi öncelikle öğüde muhtaçtır. Fakat sen gerçeği kabullenmiyorsun.
İki arkadaş arasındaki söz düellosu kızışmıştı. Kelile, sözün tam burasında bir hikâye anlatmaya başladı.
Adı Öğüt Dinlemeyen Kuş’tu bu öykünün…
(Devam edecek…)

* * * * * * * * * *






Berilce isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla