Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Mar 2011 Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 834
Tesekkür: 2,207
808 Mesajinıza toplam 2,263 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Bhagavad Gita Bhagavad Gita’nın en önemli, iki karakteri Krishna ve Arjuna’dır. Krishna; dünyaların yaratıcısı, hayata canlılık veren, aynı zamanda insanın, sesini dinlemeye hazır olduğu zaman yönlendireceği ve yöneteceği ruhani ve kutsal yapısını oluşturmaktadır. Hikâyenin büyük kısmı Krishna’nın mütereddit öğrencisi Arjuna’ya hitabı şeklindedir. Bhagavad Gita; insanı, insanlığı ve ölümsüzlüğe ulaşmak ruhunu, en yüce deneyimlerini yaşamak için verdiği mücadeleyi simgeler. Arjuna, kendi küçüklüğünün ve zayıflığının farkında, bu nedenle, geri planda kalan iyi bir insandır. Tüm bu duygularla ölümlü yapısının tehlikeli engellerinin ve kendinin ötesinde olan karanlığın ötesinden gelerek ışığa ulaşmak ister. Onun Krishna’ya sorduğu sorular, çağlar boyunca dünyanın her yerinde sorulan evrensel sorulardır. Arjuna’nın yeri, kalpler ve felsefe öğrenmeye çalışan tüm insanların zihinleridir. Arjuna, hepimizin içinde açığa çıkmış veya gizli bulunan, insanlığa sevginin, samimiyet, merhamet ve akılcı olanın sonsuz simgesidir. Bhagavad Gita, dünyanın en uzun şiiri olan, yüz binden fazla beyitten oluşan muazzam bir destan olan Mahabbarata’nın (Büyük Barata) içinde yer alır, onun bir parçasıdır. Büyük Bharata’nın ana hikâyesinde Pandavas’ların (kutsal yanımız) ve Kuravas’ların (dünyevi yanımız) temsil ettiği iyilik ve kötülük kuvvetleri anlatılmaktadır. Büyük Barata’da sözü geçen savaşta krallığı ele geçirmek için, (kuşkusuz bu manevi bir krallıktır) kötülük timsali Duryodana ile ordusu mahvedilir, büyük savaş tam on sekiz gün sürer, Bhagavad Gita’da on sekiz bölümdür. Bhagavad Gita’da bahsedilen bir şehir vardır. Sanskritçede Hastinapura şehri, Filler şehri, Akıl şehri anlamına da gelmektedir. Nepalli bir münzevi, fillerin iri gövdelerine (yoluna çıkan karıncaları ezmemek için ayaklarını kaldırdıkları söylenir) rağmen, nazik duruşlarını, büyük kulaklarını, küçük gözlerini, telaşsız yürüyüşlerini ve önlerine çıkan engeller karşısında hücum güçleri gibi belirgin özelliklerini gözledikten sonra, doğunun akıllı ve ağırbaşlı kişilerinin fili akıllı bir insan için sembol olarak seçtiklerini söylemiştir. Çünkü zeki insanların amaçlarına yönelik istekleri için tüm engelleri aşan filler kadar dirençli olması ve onlar gibi vahşi hayvanların kükremesini, bülbülün şarkısını dinliyor gibi sakin olarak dinlemeleri gereklidir. Hastinapura’nın bu destanda şehir olabilmesindeki gerçeklik alegoriktir. Annie Besant’a göre Bhagavad Gita’nın ana mesajı şudur: “Manevi bir hayat yaşamak için insan bir köşeye çekilip keşiş gibi yaşamak zorunda değildir. İnsan günlük dünyevi işleri arasında da Tanrı ile birleşmeyi başarabilir ve bu birliği sürdürebilir. Bu birleşmeye mani olan engeller bizim dışımızda değil, içimizdedir”. * * * Krişna, Arcuna’ya hitaben: - Eylem nedir? Eylemsizlik nedir? Bazı akıllı kişiler bile bunu tam bilmiyor. Ben sana bunu öğreteceğim, Ey Arcuna ve bu seni özgür kılacak. Eylemi, yanlış eylemi ve eylemsizliği anlamak lazım. Eylem yolu esrarlıdır. Eylemde eylemsizliği, eylemsizlikte eylemi gören kişi, insanlar içinde akıllıdır ve yaptığı her işte huzur bulur. Yaptığı her iş arzu ile şekillenmeyen kişilere ve akıl ateşi ile temizlenmiş kişilere, Görüş Sahipleri “akıllı insan” der; böyle bir insan her ne yaparsa huzur bulur. Hiçbir şey beklemez, hiçbir şeye dayanmaz, sevinci her zaman eksiksizdir. Boş umutlara kapılmaz, kendi kendinin hakimidir. Tanrı ona ne verirse onunla mesut olur. Hasetten uzakta, başarılı olsa da olmasa da dengelidir. Yaptığı işler elini kolunu bağlamaz. Bütün bağlardan azadedir. Zihni bilgeliğeermiş, ruhu huzur bulmuştur. Yaptığı işlerde Tanrı’yı gören kişi, gerçekten Tanrı’ya gider. |