"Ölmeyi öğrendiğinde yaşamayı da öğrenmişsin demektir..."
Bugün mahallemizden ,çok sevdiğim bir büyüğümün ölüm haberiyle başladım güne..Aslında bu konuya günlüğümde yer vermeyi düşünüyordum, ama bu konu başlığını okuyunca uygun yerin burası olduğuna karar verdim.Çünkü ölüm hakkında şimdiye kadar hissetmediğim duyguları hissettim...
Ölümün bir yokoluş olmadığına inananlardanım.İnsana hüzün ve acı verse de,iyi yanlarını gözönüne getirdiğinizde mutluluk veriyor(muş).Bu dünyadaki sevdiklerinden -kısa bir süreliğine de olsa- uzak kalmanın,diğer alemdeki sevdiklerine kavuşmak olduğunu, onların da en az yanımızdakiler kadar bize özlem duyduklarını anlıyoruz. Eğer ardınızda bıraktıklarınız gerçekten hayata dair güzel şeylerse,geriye baktığınızda kimseyi üzmemişseniz ölümün de güzelliğini yaşayarak veda ediyorsunuz...
Bugün aramızdan ayrılan Kenan amca,birgün önce rahatsızlanarak yoğun bakıma alınmıştı.Ertesi gün de aramızdan ayrıldı.O'nu hep yaptığı iyiliklerle, hoş latifeleriyle andık bugün. Sanki O'nu anışımızdan haberdar ,yakınımızda biryerlerde gülümseyerek bize bakıyordu.Gittiği yerde mutlu olduğunu hissettim,garip bir manevi huzur kaplamıştı içimi..Sanki o an, ölüm yaşamdan daha iyiydi.Daha tasasız, dertsiz, huzurlu gibi...
O gün bugün olmadan, sevdiklerimize değer verdiğimizi hissettirmeliyiz,Zira tatlılıkla,gönlü bollukla sarfetmeyip içimizde bastırdığımız tüm o sevgi sözcükleri, sevgimizin nesnesi kaybolunca tek tek bizi vuruyor...
Geçenlerde annesini kaybeden bir arkadaşım, annesiyle çok iyi geçinememesine rağmen,onun gidişiyle hissettiği duyguları çok yoğundu:
"Ona bir daha onu ne kadar sevdiğimi, ne kadar özlediğimi hiç ama hiç söyleyemeyeceğim.Aramızdaki sevgi çok ama çok yoğundu.Elle tutulur , gözle görülür birşeydi.Ama ben şimdi onunla ne kadar didişip kakıştığımı düşünerek dehşet içinde kalıyorum."demişti..
Ölümü sık hatırlamakta fayda var, "son 24 saatinizi nasıl geçirirsiniz?", sorusunu daha sık sorarsak kendimize, çevremizdekilerin kıymetini daha iyi anlayacağız... O gün bugün olmadan ...