[Bilge İnan]

Bu konudaki en büyük sıkıntı, çekim yasasının Allah tarafından yaratılan bir şey olduğunu bazen her iki tarafın da unutuyor olması. Sevgili Neyzen, unutma ki insanoğlu Allah' ın 99 sıfatıyla nurlandırılmıştır. Yani, Allah, kuluna kendi özelliklerinin her birinden bahşetmiştir. Sadece Allah adı yoktur o da tüm sıfatlarını ve daha yükseğini kapsadığı için bizde yoktur ama onun dışındaki 99 adının da özellikleri mevcuttur. Bu da demek oluyor ki, kısıtlı da olsa tezahür ettirme yeteneğine de sahibiz. Nasıl evreni galaksileri bir sisteme bağladıysa, bunun için de bizlere bir sistem yaratmıştır.

Aslında kişisel görüşüm şudur ki, çekim yasası zaten önceden yazılmış kaderimizin yolunda giderken bizim en büyük yardımcımızdır. Yani aslında biz istediğimiz şeyi değil, olacak olan şeye çekiliyoruz. Bunun için de Allah, içimize o isteği yerleştiriyor, sistemi kullanmamıza izin veriyor ve en nihayetinde olacak olana yönlendiriliyoruz. Ama tabii kadercilik tuzağına düşmememiz için de, bizler kararı veriyormuşuz gibi hissettiriliyoruz.

Böyle düşünüyorum çünkü kitaplarımızda da belirtildiği üzere, özellikle Kur' an - ı Kerim' de dikkatimi çeken iki ayet vardır. Bunların yerini sayfasını hatırlamıyorum ama ayetler aklıma çakılıdır. Bunlardan birincisi, "Ben istemeden kulum isteyemez" , bir diğeri de " Fiilin faili Allah' tır". Ve tabii herkesin bildiği ve inandığı gerçek de şudur ki, bildiğimiz, gördüğümüz, bilmediğimiz ve görmediğimiz herşey TEK' ten gelir.

"Herşey, olması gerektiği gibi yaşanmıştır ve yaşanacaktır. İlahi sistemi değiştirmeye kimsenin gücü yetmez. O yüzden, seçimlerinizden pişmanlık duymayın; onlar siz seçmeniz gerektiği için vardılar ve hep var olacaklar... Neyi seçerseniz, siz osunuz. Neyseniz, ona uygun şeyleri seçersiniz... M.S."

"Bu hayatta iyi-kötü, doğru- yanlış, sevap- günah diye birşey yoktur. Sadece seçenekler vardır. Her seçeneğin de bir bedeli vardır. Birşey, hem siyah hem de beyaz yönüyle karşına gelir. Neye uygun yaradıldıysan seçimlerin ona göre olacaktır ve yine neye uygun yaradıldıysan sen o yola gideceksin. İçinden gelen GERÇEK SESİ dinle; kılavuzun odur... M.S."

İşin gerçeği, ben de çekim yasası dendiğinde insanların Allah' ı unutup evren bize verir vb. gibi cümleler kurmalarından rahatsız oluyorum. Herşey Allah' a aittir; veren de alan da O' dur. Ama dediğim gibi, nasıl sen ya da ben beyan edecek fikir üretebiliyorsak, iletişim ve gelişim için bu gerekliyse bu hayatta, dua sistemini de bu şekilde bir yasaya bağladığını düşünüyorum. Yani bu tartışmalar gereksiz. Hangi yoldan gidersek gidelim, sonunda bizi bekleyen yol tektir :)

Hem hatırla, "kulum bana yalvarsın, yalvararak istesin benden" tarzı bir ayet daha hatırlıyorum. Sence seni beni yaratan Allah' ın, yalvarın da egomu tatmin edeyim gibi bir beklentisi olabilir mi? Bizler bile bizden acizlerin bize yalvarmalarını gereksiz bulmuyor muyuz? Ee? O zaman neden bunu söylüyor dersin? Söylüyor çünkü insan, bir şeyi gerçekten çok isterse, o duygu yoğunluğuna girerse yalvarmaya başlar. Yalvarınca da gerekli olan çekim enerjisini aktive eder. Çekim yasasında istenen de işin içine gerçek istek ve duyguların biraraya getirilmesidir.

Tüm bunların ışığında aslında taraf olunacak bir şey yok. Din kavramının, kulluk kavramının kölelikle karıştırılması, varoluş sebebinin yeterince araştırılmadan bu günahtır, bu sevaptır. Yanarsın, çarpılırsın vb. gibi, yüce Yaradan' ı öcüden farksız kılan zihniyetler elbette ki eski tefsirlerin üzerine, ya aslında bu ayette şunu mu demek istemiş acaba bile der demez ayaklanmaya meyillidir. Din alimlerimize saygı duymakla birlikte, Peygamberimizin çağa ayak uydurun, yeniliğe kapalı olmayın hadisini de hatırlatmak istiyor, bu uzun yazıyı okuma sabrını gösteren sizlere de teşekkürlerimi ve sevgilerimi gönderiyorum :)