[RimA Vita Perfetto]

hayat her zamanki seyrinde devam ediyor..tek fark sosyallik artırıcı telkin yüzünden hayatıma çok fazla insan çekmiş olmam.. elbette ki hepsi de neredeyse kendi frekansımda olan çok şirin insanlar.. ama biri var ki tahammül sınırlanırımı aşıyor.. dakika başı mesaj bekliyor benden.. ben sabır taşı değilim kiii
ama herkese mesaj attım bundan sonra bana yalnızca 22:00-23:00 arası mesaj atın diye.. yine tınlayan yok.!!
bundan sonra o saatler dışında mesaj atan olursa direk silicem .. cevap yazmadın die de havalara giren olursa veridğim saatler dışındaki mesajları okumadan siliyorum derim artık..
yani o derece bunaldım yahuu şu sosyallikten.. ders mi çalışayım mesaj mı yetiştireyim evin işlerine mi bakayım..!!
ayy ben dolmuşum azcık..
ama güzel gelişmelerim de var. mesela deneyler yapıyorum insanlar üzerinde. etik mi sorusunu duyar gibiyim . ama sanırım etik.. en azından abartmıyorum..şizofren bir arkadaşım var ve ben onu çok seviyorum.. çok özel biri benim için. ona elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıorum.. bi de depresyonda olan biri var.. ona da elimden geldiğince yardım etmeye çalışıorum.. kendilerini özel hissetmelerini ve sevildiklerini anlatmalarını sağlamak için uğraşıorum.. nitekim sanırım başarıorum..
ikisinin de erkek olması sevgilim açısından biraz problem olduğu için de elimden geleni yapıorum sadece; elimden gelenin en iyisini değil.. olsun.. onlar memnun.. bana sen meleksin diyorlar
herkese ne kadar özel olduklarını hissettirmeye çalışırım hep. ve zaten özeller de yani..!!
elbette böyle olmamın da bir sebebi var.. kısaca yazayım ..
İlkokul öğretmeni,öğrencilerine 3 er adet 'seni seviyorum.iyi ki varsın. bunu en çok sevdiğim 3 kişiye veriyorum' yazan kartlar hazırlamalarını istiyor. çocuklar hazırlıyor ve 3 kişiye veriyorlar. çocuğun biri babasına veriyor annesine. vs..
Baba kartı alınca çok seviniyor tabi. ve aklına ilk gelen kişi de kaba saba, sert görünümlü,duygusuz diye tabir ettiği patronu geliyor. tereddüt içinde kalıyor ters tepki alırım diye. fakat sabah olunca patronuna vermeye karar veriyor. patronuna verdiğinde patronunun yüzündeki ifade onu hayrete düşürüyor. çünkü adamın birden bire yüzü aydınlanmış ve gülümseyip teşekkür etmişti..
patron akşam eve gittiğinde 12-13 yaşlarındaki tek evladı olan oğluna veriyor kartı.. diyor ki 'al oğlum bu hayattaki en sevdiğim sensin.'
Çocuk gözyaşları içinde babasına sarılıyor.. ''Teşekkür ederim baba.. biliyor musun beni hiç sevmediğini düşünüyordum.. ve bu yüzden bu akşam ölmeyi planlamıştım.ama görüyorum ki beni seviyormuşsun.''
bu öyküyü 2 yıl önce okumuştum..çıkarttığım sonuçları da uyguluyorum zaten.

Görüldüğü üzere seni seviyorum kelimesi büyük etkiler yaratan harika bir kelime..her daim sevgimizi belli etmeliyiz.. ikincisiiii o sert gibi görünen adam demek ki göründüğü gibi bir adam değilmiş.. o da gayet normal bir adammış yani..
üçüncüsü hangi kelime veya davranışımızla kimlerin hayatına ışık tutup hayatlarını değiştirdiğimizi bilemeyiz değil mi
uzun lafın kısası herkese değer veriyorum .. tabi bunu yaparken de en yüksek değeri kendime veriyorum merak etmeyin :))
her şeye değer. tüm sıkıntılara değer.. dünya geçici, bu yüzden kimsenin kalbini kıramamaya özen gösteririm. mutlaka çıkış yolları vardır ama dimi :))