İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan iki şey var: sözlük ve hikaye kitabı. Birkaç tane hikaye kitabı almalısınız. Yalnız alacağınız kitaplar basitleştirilmiş hikaye kitapları olmalı. Penguin, Longman (Longman penguin yayınlarına ait) veya Oxford yayınlarının kitaplarını tavsiye ederim. Birinci seviye kitaplardan başlamalısınız. Birinci seviyede kelime sayısı 250 veya 300 olarak sınırlandırılıyor. Bu kitapların basitleştirilmesinde pek çok ayrıntı dikkate alıyorlar. Cümle yapıları sadeleştiriliyor, kullanılan dilbilgisi yapıları (örneğin fiil çekimleri) basitleştiriliyor, ayrıca kelime sayısı sınırlandırılırken kullanılan kelimelerin kolay ve yaygın kelimeler olması dikkate alınıyor. Buna benzer bir kitapla başlamalısınız. Her seviyeden en az beş kitap okumalısınız. Yani 250 kelimelik 5 kitap, sonra 500, 750 ve 1000 kelimelik yine 5'er kitap okumalısınız. Bunlar 120-150 sayfa arası kısa kitaplar. 2500 kelimelik kitapları rahatça okuyacak düzeye gelince kadar okumalısınız.
Okurken her yeni kelimeyi sanki para bulmuş gibi özenle ve heyecanla karşılamalısınız. Sanki 100 kelime öğrenince bütün İngilizceyi öğrenecekmiş gibi her kelimeye özen göstermelisiniz. Kelimelerin telaffuzlarını aklınızdan uydurup bu konuya takılmadan devam edin. Zamanla doğrusuyla karşılaştıkça düzelecek bu gibi ayrıntılar. Kitapları okurken kitap dünyasında takılmadan akıp gitmelisiniz. Hatta sonradan telaffuzunun çok farklı olduğunu fark ettiğin kelimelerde sürpriz faktörü yüzünden o kelimenin telaffuzu daha kalıcı olarak aklına yerleşiyor. Yani yaptığın hatalar da öğrenmene faydalı olacak.
Mutlaka normal bir sözlük kullanmayı tavsiye ediyorum. Elektronik sözlüklerde veya bilgisayarda okurken tıklama ile çalışan sözlüklerde kelimelerin yazılışana çok dikkat etmeden de geçiştirebilirsin. Oysa sözlük çalışması yaparken kelimelerle daha çok ilgilenmek gerekiyor. Kelimeleri karşılaştığın insanlar gibi düşünebilirsin. Bireysel bir yaşanmışlığın olan insanların yüzlerini hatırlama ihtimalin daha yüksek. Kelimelerle de yaşanmışlıklar yaratmak gerekiyor. Örneğin extraordinary kelimesine normal bir sözlükten bakarken yazımına dikkatlice bakman lazım.
1000 kelimelik kitapları okumayı bitirdikten sonra dilbilgisi çalışmaya başlamanın zamanı geldi demektir. Ondan önce dilbilgisi ile hiç vakit harcamanızı önermem. Örnek vermek gerekirse "Have you ever been to London?" veya "I have just bought a new car." cümlelerindeki 'have' kullanımının present perfect tense olduğunu hiç bilmeseniz bile, "I had already seen that movie" cümlesindeki have kullanımının past perfect tense olduğunu bilmeseniz bile, "I have to go." cümlesinde ki "have to" kullanımının gereklilik bildirdiğini anlamasanız bile, tek bildiğiniz have "I have a pencil" cümlesindeki kullanımıyla sıradan fiil olan have olsa bile, "Do you have to do it now?" cümlesindeki birinci 'do' ile ikinci 'do'nun tamamen farklı şeyler olduğunu bilmeseniz bile asla ilk altı ay boyunca gramer çalışmamalısınız.
Peki neden? Nedeni çok basit. Bu altı ay içinde hikaye kitaplarını ardı ardına devirmeniz gerekiyor. Dilbilgisi ile dikkat dağıtıp ritim bozukluğu yaratmamalısınız. Edebiyat aleminin kuytu köşelerinde gezinmekten yorgun düşmeli, Sherlock Holmes ile heyecanlanıp Charles Dickens ile sakinleşmelisiniz. Okuduğunuz hikayeler kafanızda gezinirken elinizden düşmeyen sözlük kullanılmaktan eskimeli. Hiç gramer bilmemek hikayeleri okumaya, sevmeye ve yüzde seksenini anlamaya engel değil. Aylar sonra yavaş yavaş gramer çalışmaya başlayınca ise o zaman artık tanıdık sularda yüzüyor olacaksın. Gramer sana motivasyon kırıcı gelmeyecek.
İngilizce Türkçeden çok farklı bir dil. Cümle içinde özne ve yüklemin yerleri tamamen ters yerlerde. Üstelik öğelerin cümle içinde sıralanışları ile cümleye anlam katabiliyorlar. Örneğin özne ve nesyeyi cümle içindeki yerine göre belirleyebiliyorlar. Bizde sıralanış cümleye anlam katmada neredeyse etkisizdir. Öğeleri yer değştirsen bile anlam korunur. Zaten o nedenle var olmayan bu ilişkiyi sağalamak için çok sayıda ek kullanmamız gerekiyor. "Have you seen Ahmet?" derken Ahmet kelimesini sona koyarak cümlenin nesnesi yapıyorsun. Yani bir kelimeyi cümlenin belli bir yerine koyduğun için nesne oluyor. Oysa Türkçede bunu -i eki ile yapıyoruz. Buna benzer nedenlerle İngilizce öğrenen Türklerin bir kısmı İngilizce ile savaşarak ve onu Türkçenin kalıplarına benzetmeye çalışarak anlamayı deniyorlar. O şekilde zor öğrenirsin. Cümle yapılarına aşinalık kazanmak için benim tavsiyem o nedenle çok basit. Erken aşamalarda gramer çalışmamayı ve bolca okumayı tavsiye ediyorum.
Yazılı dilin sözlü dile karşı büyük bir üstünlüğü var. Yazılı dil sözlü dil gibi kuralsızlıklar içermez. Üstelik bütünlüğü olan hikayelerde öğrenilen yeni kelimeler hikaye ile özdeşleşip kalıcılık kazanıyor. Ayrıca sözlü dil yazılı dil kadar zengin değildir. Yazılı dilde çok daha fazla kelime var. Bu nedenlerden dolayı iletişim merkezli İngilizce öğretim yöntemleri bana oldum olası itici gelmiştir. Kısaca söylemek gerekirse, dil kurslarını unutun.
Gramer konusunu fazla abartmaya gerek yok ancak çok kaliteli bir tane kitapla konuların tamamını orta düzeyde işlemek gerekir. Bunun için Understanding and Using English Grammar kitabını tavsiye ediyorum.
Telaffuzlar konusunda dil öğrenen pek çok kişinin gereksiz yere çok emek ve zaman harcadığını görüyorum. Bence telaffuz konusu tamamen kendi haline bırakılması gereken bir konu. İngilizceyi konuşmak için öğrenmeyin. Okumak ve anlamak için öğrenin. Konuşma zaten zamanı gelince kendiliğinden olgunlaşıyor.
Hikaye kitaplarının ayrıntılı bir listesi burada var. Sadece ilk baştaki easystarts dizisinde 31 tane kitap var. Bunlardan rasgele beşini bulabilirsen iyi olur.
Peng Rdrs Easystarts - Originals
Peng Rdrs Level 1 - Classics
Peng Rdrs Level 1 - Originals
Peng Rdrs Level 2 - Classics
Peng Rdrs Level 2 - Originals
Peng Rdrs Level 2 - Contemporary
Peng Rdrs Level 3 - Classics
Peng Rdrs Level 3 - Originals
Peng Rdrs Level 3 - Contemporary
Peng Rdrs Level 4 - Classics
Peng Rdrs Level 4 - Contemporary
Peng Rdrs Level 4 - Originals
Peng Rdrs Level 5 - Classics
Peng Rdrs Level 5 - Originals
Peng Rdrs Level 5 - Contemporary
Peng Rdrs Level 6 - Classics
Peng Rdrs Level 6 - Contemporary
Ankara'da olanlar bu kitapları Olgunlar sokakta bulabilirler.
Bundan tam on yıl önce lisansüstü eğitim nedeniyle İngilizce öğrenmem gerekiyordu ve yukarıdaki yöntemi kullanarak bir buçuk yıl içinde bunu başardım. KPDS ve TOEFL'da istediğim dereceleri aldım. Üstelik sıfırdan başlayarak bunu kendi başıma yaptım. Ne lise ne de üniversite yıllarında yabancı dilim İngilizce değildi.
Sonuçta İngilizcenin bana çok faydası oldu. İngilizce sayesinde buraya geldim. Birkaç yıldır Londra'da yaşıyorum. Şüphesiz iş hayatı dışında da İngilizcenin çok faydasını gördüm. Her alanda istediğim her içeriğe anında ulaşabilmek çok faydalı oluyor.
Şimdi düşünüyorum da, on yıl önce Güneydoğu'da bir dağ başında küçük bir köyde öğretmenlik yapmaya başladığım zaman, bir küçük sözlük ve iki boyalı çocuk kitabı almıştım. Şüphesiz o zaman İngilizcenin bu kadar faydasını göreceğimi bilmiyordum.
kaynak:
http://forum.zoque.net/az-ama-oz/244...im/#post175368