Hayatimdegisti.com kişisel gelişim ritmotrans telkinli Cd'leri - Tekil Mesaj gösterimi

29-12-2011, 01:54 PM

BAŞKAHRAMAN

Senin dışındaki her şeyin ilüzyon olduğundan, tek gerçekliğin sen olduğunu bildiğinde, Başkahraman mertebesine yükselirsin.

Aynada gözlerinin içine samimiyetle baktığında ya da huzurla başını yastığa koyduğunda, içindeki sesin seni kutladığı oldu mu?
Kendini kutsanmış bir bebek gibi masum hissettiğin oldu mu hiç, her şeyin yolunda gittiği bir sabah?
En çok canını yakan şeyin içinde, en büyük öğrenmelerin olduğunu; bunun adının da deneyim olduğunu bildin mi?
Yaşadığın acı her neyse, sana ihtiyacın olanı hatırlatıyor.
İhtiyacını bul, şifreyi çöz, acıyı bitir.
İnsanoğlunun yaşadığı tüm acılar, hastalıklar, işsizlik, parasızlık, savaşlar...
İhtiyacı olanı fark edebilmesi ve bunu aşabilmesi için var.
Kendine sahip çıktığında,
Başkahraman'ın kendin olduğunda, fark edeceksin ki, yaşamsal ihtiyaçların kendi doğan tarafından, kendiliğinden karşılanmış. Ne dert, ne kasavet, ne ağrı, ne sancı, hiç biri yok! Bilme hali içinde, sadece olana gülümseyeceksin.
Başkahraman İhtiyacının farkındadır.
Belki de ihtiyaç duyduğun şey, şu anda bu kitap bile olabilir.
İçindeki birkaç satır seni başkahramanınla buluşturabilir.
Belki de, bir çift söz, canını yakabilir.
Ya da...
Dudağındaki ince çizgiyi aydınlatıp, gözlerinin içindeki şenlik ateşini yakabilir... Kim bilir, Başkahraman'ınla buluşmaya hazır mısın?

2011 yılındaki son yazıma Sevgili Arkadaşım İsmail Barış Özpazarcık’ın
“ Başkahraman Kendinsin” isimli kitabından bir alıntıyla başlamak istedim.

Çünkü bizler Hayatı yaşarken her şeyin öylesine başımıza geldiğini zanneder ve çoğunlukla “Bunu bana niye verdinnnn?” diye Yüce Yaratıcıya da isyan ederiz. Ya da çoğunlukla insanları ya da kendimizi suçlarız. “Bunu bana niye yaptı? Bu benim başıma neden geldi? Keşke öyle söyleseydim! Ya da niye karşılık vermedim?” gibi pek çok NİYE sorusu ve kızgınlığımız olur.
Gerçekten bizler hayatı öylesine mi yaşıyoruz ve başımıza gelenler Yüce yaratıcının bize sormadan yazdığı KADER denilen o defterde mi saklı?
Gerçekler sadece bu kadar mı?
Bir noktaya kadar belli bir kaderimiz olduğu doğru, ancak yaşamımızın belli bir noktasından sonra da adına ÖZGÜR İRADE denilen ve bizim seçimlerimizle kurduğumuz bir düzenin içindeyiz aslında.
Ne yaşayacağımızı seçemeyiz ancak nasıl tepki vereceğimizi seçebiliriz. Bunun bir üst mertebesi de ne yaşayacağınızı seçmektir.
Hayatı yaşarken beklentimiz hiçbir zorluğun olmaması yönündedir. Her şey yolunda gitmeli, ne evimizde, ne işimizde sorun olmamalı… gibi bir hayalin içindeyiz veya hiçbir şekilde kızmamamız, insanları kırmamamız, herkese “EVET” dememiz gerektiğini zannederiz ve aslında bizim olan ama içinde “gerçekten bizim olmadığımız” bir hayatı yaşarız.
Gerçekten hayatınıza bir bakar mısınız? “SİZ BU HAYATIN NERESİNDESİNİZ?” En son kendi mutluluğunuz için ne yaptınız? En son aynada ne zaman gözlerinizin derinliğine baktınız? Baktınızsa orada gördüğünüz sizi ne kadar mutlu etti?
Hayatınızda şu sıralar sorunlu bir döneminizdeyseniz hiç üzülmeyin, olaylara ve insanlara takılı kalmaktan vazgeçip, şöyle bir durun ve kendinize sorun “Bu olay bana neyi öğretiyor?
Çünkü hazineniz tökezlediğiniz yerdedir. Gelin Joseph Campell’in güzel bir hikâyesine bakalım.
İhtiyar bir köylü sabanıyla tarlasını sürerken, birden sabanın demiri bir şeye takılır. Öküzünü zorlar ama sabanı bir türlü ilerletemez. Öfkelenir ve küfretmeye başlar. Biraz daha zorlar, yine olmaz, yine öfkelenir. Demirin takıldığı yeri şöyle bir eşelediğinde ise ucunun kanca gibi bir şeye takılı olduğunu fark eder. Bir kürek alarak demirin çevresini kazmaya başlar, kan ter içinde kalmıştır. Bir süre sonra altında bir kapak görür. Biraz daha kazar ve bin bir güçlükle kapağı açar. Gözlerinin önünde içi altın ve elmasla dolu bir sandık durmaktadır.
Evet, sevgili okurlarım, işte bu nedenle dikkat edin, yaşadığınız şeylerin içinde sizi daha da güçlendirecek, ileriye götürecek hazineler vardır.
Ve 2012 yılına girerken lütfen aynada gözlerinizin derinliğine daha da dikkatli bakın. 2012’den beklentileriniz ne?
Korku, kaygı, öfke, nefret endişe, sıkıntı ve stres mi? Neşe, sevgi, sevinç, coşku ve keyif mi?
2012 Yılı duygu ve düşüncelerinizin daha da hızlı sonuç vereceği gerçekten de HIZLI bir yıl olacak. Lütfen her şeyi kendinizin seçtiğinizin farkına varın.
Hayatınızın yaratıcısı Başkahramanınız sizsiniz, bunu fark edin. Amman dikkat!
Sevgi ve ışıkla kalın

Ayşe Sandal
Bilgivizyon-Milas