Cevap: Her yeni güne 1 tane... Sokağa çıkarken üzerimde rahat giysiler olsun ki bir kavga çıkarsa zorlanmayayım, bir lokantada otururken sırtımı duvara verip, yüzümü kapıya döneyim, bakışlarım kararlı, tavırlarım ölçülü olsun şeklindeki yaklaşımlar, sürekli ego tatmin edecek, korkuları gizlemeye yardımcı olacak, kendilerini sınayacak birer mücadele arayışının göstergeleridir. Bir savaşçının tutumu ise çok farklıdır. O dövüşmeyi ya da dövüşmemeyi düşünmez. Savaşçı için kendi haklılığı ya da haksızlığı diye bir şey yoktur. Savaşçı var olan bir sorunu ya da mücadele durumunu, kendisi ile karşısındaki insan arasındaki bir sorun olarak değil, her ikisini de içine alan ve her ikisinin de ortak etkileriyle oluşturulan bir sorun olarak görür. Gerçek bir savaşçı, bir dövüşçünün tersine, savaşın ne demek olduğunu bildiğinden, herhangi bir ilişkide ne tür tutumların belli bir dengesizlik durumuna yol açabileceğini baştan algılayıp, henüz bir sorun ortaya çıkmadan önce, böyle bir soruna yol açabilecek tutumları usta manevralarla saf dışı bırakırlar. Sun Tzu’nun söylediği gibi; “Gerçek bir savaşçı için savaşlar, başladıktan sonra değil, başlamadan önce kazanılırlar.”Gerçek savaşçıların en önemli özelliğinden biri, yaşama kaşı takındıkları genel mizahi tutumdur. Bir savaşçı ile bir dövüşçünün arasındaki ayırım; birinin mizah duygusuna sahip olması ve hiçbir şeye dört elle yapışmamasıyken, diğerinin yaşamı ve dolayısıyla da kendini fazla ciddiye almasıdır. Dolmuşa binme ve Dolmuştan inme Sanatında ZEN (10. Bölüm- Savaş Sanatları, sayfa: 118-120) Cem ŞEN |