Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Küçük Şeyler'den Alıntılar
Ailede İltifat/-sızlık
Aile üyeleri birbirlerine iltifat etmeli. Karı koca birbirlerine zaman zaman iltifat etmeli. Kadın ve erkek, ogüne kadar eşinden aldığı güzel şeylerin ne olduğunu söylemeli. Söz gelişi "Bana güven verdin." veya "Bunca yıl evimizin rızkını çıkardın." ya da "Seninle birlikte olmak keyifli; senin yanında kendimi rahat hissettim/hissediyorum." demeli. Eşimizin, mutlaka bizi rahatsız eden davranışları vardır; bunları söyleyelim. Ama lütfen, onun bizi olumlu yönde etkileyen geçmişe veya şuana ait olumlu duygularını, düşüncelerini, davranışlarınıda dile getirelim, insanlar, birbirlerinin eksilerini/eksiklerini yakalamak için gözlerini dört açarlar da, artılarını, olumlu yanlarını yakalamak için aynı dikkati göstermezler.
Bugüne kadar köyde, kentte nice ailenin sofrasına konuk oldum. Bir kısmı akrabalarımdı, bir kısmı dostlarım. Aile üyeleri, çocuklar, babalar, zaman zaman evin annesine yemeklerde gördükleri eksikleri söylediler, şunun tuzu çok, bu biraz daha pişmeliydi dediler de, şöyle bir yürek dolusu, "Ellerine sağlık, pek güzel olmuş." denildiğini az duydum. Lokantalarda, yemekte bir eksik gören kimi müşteri, aşçıya iletilmesi amacıyla bu durumu garsona söyler. Ancak, başarısı için aşçıyı kutladığını söyleyen çok az kişi gördüm.
Konferanslarımda izleyicilere bazen, "Tipik bir baba, çocuklarına duygularını ifade eder mi?" diye soruyorum. Gurup hep bir ağızdan -bazen yüzlerce kişi- "Etmez" diye cevap veriyor. O zaman, "Arkadaşlar, olumsuz yanlarını ifade eder, olumlu yanlarını ifade etmez." diyorum. Gülüyorlar. Bazen de şöyle devam ediyorum: "Bir baba için sövmek kolay, övmek zordur."
Peki niçin böyle? Niçin çevremizdekilere olumsuz eleştirileri rahatça yöneltiyoruz da olumluları yöneltemiyoruz? Bu konuda pek çok yorum yapılabilir. Şüphesiz konunun tarihsel, kültürel, sosyolojik nedenleri var. Belki olumluyu söylediğimizde, eski bir alışkanlıkla nazar değeceğinden korkuyoruz. Belki olumsuzu söylemek, öfkeli bir avcı davranışı ve bu davranış toplumda prim yapıyor, statüyü yükseltiyor ve eleştiren kendisini güçlü hissediyor. Bu ve bunlara benzer derin yorumlar yapılabilir; ancak konunun basit yorumlarından birisi şu: İnsanlar olumsuz eleştiride bulunmayı
birbirlerinden öğreniyorlar, özellikle bu konuda
büyüklerini model alıyorlar.
Eğer böyleyse, bu konuda yeni bir öğrenme gerçekleştirmek, olumluyu söylemeyi alışkanlık haline getirmek mümkündür. Bu yeni öğrenme sürecinde ilk adım, olumsuzları söylemeyi alışkanlık haline getirdiğimizi fark etmek olmalıdır.
Aile içinde yakınlarımızın sürekli eksiklerini, istemediğimiz davranışlarını gözleyip söyleyebiliriz. Ama bunun yanı sıra onların güzel davranışlarını da gözleyip söyleyebiliriz. Sözgelişi kayınvalidenizin, size göre pek çok olumsuz davranışı bulunabilir; ama onun en az iki de olumlu özelliği vardır. Bir, eşinizi doğurmuş ve büyütmüştür. İki, çocuklarınızın anneannesi/babaannesi'dir. Bunu hiç düşündünüz mü? Kayınvalidenizin birtakım eksileri bulunabilir;
ama en az iki de artısı vardır: Eşinizi doğurmuştur ve
çocuklarınızın ninesidir.
Ailelerde kavgalar da olur, şirinlikler de. Aradan yıllar geçtiğinde hatırlananlar, hatırlanmak istenenler genellikle güzelliklerdir, iltifatlardır. Annem ile babam arada tartışırlardı, kavga ederlerdi; ama birbirlerine sevgiyle seslendikleri de olurdu, muhabbetleri de çoktu. Şimdi çocukluğuma dönüp baktığımda kavgalarını, kavga ederken birbirlerine ne söylediklerini hiç hatırlamıyorum. Yalnızca birbirlerine söyledikleri güzel sözler kalmış hatırımda. Birbirlerine
Sabahat'cığım, Salih'ciğim demelerini hatırlıyorum, bir de babamın banyodan çıkma törenini... |