18-01-2012, 01:59 PM
|
#48 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili İLETİŞİM TARZIMIZI DEĞİŞTİRMEK
Nitelikli sohbet birinci sevgi dilinden biraz farklıdır. Onay sözleri söylediğimiz şeylere ilişkinken nitelikli sohbetin odak noktası duyduğumuz şeylerdir. Ana baba, çocuğuna olan sevgisini nitelikli zaman dilini kullanarak göstermek istiyorsa ve bu zamanı da onunla sohbet ederek geçirmekten yanaysa çocuğunun konuşmasını sağlamalı ve onu anlayışla dinlemelidir.
Ana baba ergen çocuğuna sorular soracaktır. Bu soruları elbette sadece onunla ilgileniyor görünmek için değil, onun duygu, düşünce ve arzularını anlamak üzere gerçek bir istekle sormalıdır. Birçok anne-baba bu konu üzerinde çalışmalıdır, çünkü bu iletişim tarzımızda meydana getireceğimiz bir değişikliktir. Çocuklarımız küçükken onlara emirler ve talimatlar veriyorduk. Eğer bu iletişim kalıbımızı onların ergenlik yıllarında da kullanmaya devam edersek ergen çocuğumuz "Bana küçük çocuk gibi davranıyorsunuz!" diyecek ve haklı da olacaktır. Şimdi çocuğumuza onun şekillenmekte olan bağımsızlık duygusunu göz önünde tutarak ve öz-benliğini geliştirirken ona destek olmayı unutmayarak bir ergen gibi davranmayı öğrenmeliyiz. Bunu ergen çocuğumuzun kendi kendine düşünmesine, duygularını kendisinin keşfetmesine, hayalleri olmasına ve bizim yorumlarımızı almadan bütün bunları bizimle paylaşmasına izin vererek gerçekleştirebiliriz. Fikirlerini değerlendirmesine, duygularını anlamasına ve hayallerini gerçekleştirmek için somut adımlar atmasına yardım etmeliyiz ve bunu da monologun o dogmatik ifadelerinden çok diyalogun cesaretlendirici ve dostça atmosferi içinde yapmayı öğrenmeliyiz. Çoğu ebeveyn için bu çocuk yetiştirmenin en zor yanlarından biridir ve ana babaların çoğu öğrenme süreci içinde zor anlar yaşamaktadırlar.
Marlene bana, "Bir ergeni nasıl yetiştirmem gerektiğini bilmiyorum." dedi ve devam etti: "Katie 16 yaşına girinceye kadar her şeyi gayet iyi yaptığımı düşünüyordum. Şu an 'aptal ve gerçek dünyayla ilişkisi olmayan' ve kızımın hayatını kontrol etmeye çalışan bir anne olduğumu görüyordum. Kızımı düş kırıklığına uğrattığımı ve onun beni çok fazla sevmediğini hissediyorum. Söylediğim her şey yanlış. Artık onunla nasıl konuşmam gerektiğini bilmiyorum."
Marlene'i birkaç senedir tanıyordum ve onun iletişim tarzının benim deyimimle "gevezelik" olduğunu biliyordum. (Görüp işittiğinin ağzından çıkması bir dakika bile sürmüyordu.) Marlene gördüğü, duyduğu ve hissettiği her şeyi, başkalarının onun duygu, düşünce ve izlenimlerini duymak isteyip istemediğine aldırmadan özgürce ifade ediyordu. Bunu çocukluğunda normal bir şey olarak gören Katie şimdi kendi kişiliğini keşfetmeye ve annesinden ayrı bağımsızlığını kurmaya çalışıyordu. Artık annesinin sözlerini Tanrı kelâmı olarak algılamıyordu. Artık kendine ait düşünceleri vardı ve onları annesi gibi özgürce ifade ediyordu.
Öğrenme dönemecinin Marlene için zorlu olacağını biliyordum, tıpkı Katie ile iletişim kurmak için yeni bir kalıp kullanmayı öğrenmezse kızıyla aralarında önceki yıllarda geliştirdikleri sıcak ilişkiyi kaybedeceğini bildiğim gibi. Marlene'in ağzından çıkan sözcüklerin "akışını yavaşlatması" ve aktif dinleme ve doğru diyalog kurma sanatını öğrenmesi gerekiyordu. |
Offline
| |