Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21-01-2012, 01:24 PM   #103 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Gençler İçin Beş Sevgi Dili



ERGEN ÇOCUĞUNUZA ÖFKEYLE BAŞA ÇIKMASINI ÖĞRETMEK

Ergen çocuklarımıza öfkelerini nasıl kontrol altına alacaklarını öğretmeye başlamak için kendi öfkemizi denetleme becerilerimizin kusursuz bir hale gelmesini bekleyemeyiz. Aslında bazı ebeveynler kendi davranışlarının yansımasını çocuklarında görene kadar öfkeyi denemeye ilişkin bir sorunları olduğunun farkına varamıyorlar. Çocuklarınızı size öfkeyle bağırıp çağırırken gördüğünüzde sormanız gereken en mantıklı soru, "Bu davranışı nereden öğrendiler?" olmalıdır. Bu onların ana-babalarını model aldıklarının bir işaretidir.

Ebeveynleri öfke kontrolü kalıplarını değiştirmeye başlamaya motive eden şey şu korkutucu düşüncedir: "Ergen çocuklarım ilerde benim gibi olabilirler." Öfkeyle başa çıkmayı ergen çocuklarımızla "beraber" yapıcı bir yolla öğrenmeliyiz.

Bir ergenin öğrenebileceği iki en önemli ilişki kurma becerisi sevgiyi ifade etme şekli ve öfkeyi kontrol altına almadır. Bu ikisi birbiriyle ilgisiz şeyler değildir. Ergenin sevildiğini hissetmesi, öfkeyle olumlu bir yoldan başa çıkma yöntemini öğrenebilmesini kolaylaştırır. Ama eğer ergenin sevgi deposu boşsa öfkeyle başa çıkması kesinlikle zorlaşır. Bu bilginin ışığında denebilir ki ana-babaların ergen çocuklarının temel sevgi dillerini öğrenmeleri ve bunu da düzenli bir şekilde konuşmaları çok önemlidir. Buna karşılık ergenin dolu bir sevgi deposuna sahip olması öfkeyle başa çıkmayı doğal olarak öğrenmesi anlamına da gelmez. Olumlu öfke kontrolü bir ilişkide mutlaka öğrenilmesi gereken bir olgudur. Ergen çocuklarını seven ebeveynler onlara bu becerileri öğretecek yegane kişilerdir. Peki bu eğitim görevinde başarılı olabilmek için bir ebeveynin bilmesi gereken önemli noktalar nelerdir? İçe Vurum Mu? Dışa Vurum Mu?

İlk ve esas olarak ebeveyn ergenin bulunduğu seviyeden başlamalıdır. Çocuk ergenliğe adım attığında öfkeye vereceği tepki yöntemleri gelişmiş bulunmaktadır. Geçenlerde bir anne bana "Dr. Chapman bir ergeni öfkesi hakkında konuşmaya nasıl ikna edersiniz? 15 yaşındaki kızım öfkeden deliye döndüğünde ağzından tek laf çıkmıyor. Ona 'Ne oldu?' diye sorduğumda konuşmak istemiyor. Öfkelendiği şey hakkında konuşmazsa ona nasıl yardım edebilirim ki?" dedi. Başka bir anne, "Benim sorunum bunun tam tersi. Kızım sinirlendiği zaman deliye döner ve bunu herkes duyar. Bağırır, çağırır ve bazen de öfke nöbeti geçiren iki yaşındaki çocuk gibi zıplamaya başlar." Bu iki anne sarkacın iki ayrı ucuna tanık olmuştur: İçe vurum ve dışa vurum.

Çoğu ergen öfkenin bu yıkıcı ifadelerinden birine tutunur. Sessiz ergen için "içe vurum" kelimesini kullandım, çünkü öfke içte tutulduğu ve dışarı vurulmadığı zaman ergenin ruhunu kemirir. Unutmayın, öfke ergen ebeveyni ya da başka birisinin yanlış bir harekette bulunduğunu düşündüğünde ortaya çıkan bir şeydir. Kendisine yanlış yapılmış duygusu ergene o yanlışı yapan ebeveyn ya da başka bir kişi tarafından düzeltilmezse genelde ergende küskünlük, yalnızlık, dışlanmışlık duygularına ve depresyona yol açar. İçe vurum öfke aynı zamanda pasif-agresif davranışa da neden olabilir. Ergen dış dünyaya karşı pasiftir ve öfkeyle yüzleşmeyi reddeder ama içinde büyüyen kini öfkeli olduğu kişiye -bu genelde ebeveynidir- ya da kendisine zarar verecek hareketlere döker. Pasif-agresif davranış şekli ergenin okula ya da yaptığı spora olan ilgisinin azalması, uyuşturucu kullanımı ya da cinsel hayatın aktif hale gelmesi gibi birbirinden bağımsız alanlarda ebeveyne karşı öfke ifadesi şeklinde ortaya çıkar. Bazen aylar süren depresyondan sonra öfkelerini içlerine hapseden bu gençler şiddet içeren davranışlara yönelebilirler. Öte yandan çok sayıda ergen dışa vurum öfke denetim kalıbına sahiptir. Ebeveyn ergene yanlış gelen bir şey söylerse ya da bir harekette bulunursa ergen ebeveynin bu yaptığı şey üzerine öfkesini bağırarak, kötü sözler söyleyerek hatta küfür ederek ifade eder. Bazı ergenler şişeleri duvara fırlatırlar, kalem kırarlar, deli gibi araba sürerler, "yanlışlıkla" tabak çanağı devirirler, çim biçme makinelerini hortumun üzerinden geçirirler veya daha farklı fiziksel yıkıcı yollarla öfkelerini sergilerler. Bu yıkıcı kalıplar değişmezse birkaç yıl sonra eşlerini ve çocuklarını hem sözle hem de fiziksel olarak suistimal edecek olan insanlar bunlar olacaktır.

Bütün ergenler yukarıda belirtilen uç noktalara gitmez ama hemen bütün ergenler bu iki yönden birine sapar: İçe vurum ya da dışavurum. Az sayıda genç öfkesini bu bölümün başında belirttiğimiz gibi daha olgun ve verimli bir şekilde ele almayı bilir. Bazı ebeveynler için çocuklarına doğru öfke kontrolünü öğretmek korkulacak bir iştir. Birinci adım ergen çocuğunuzda var olan kalıpları görmektir. Bunların nerede olduğunu saptamadan onları olgun öfke kontrolü kalıplarına sokamazsınız. Neticede size çocuğunuzun öfkeli hallerini gözlemlemenizi ve öfkesini size veya başkalarına karşı nasıl gösterdiğini bir yere kaydetmenizi öneririm. İki aylık gözlem size ergen çocuğunuzun pozitif öfke kontrolü becerisi gelişiminin hangi aşamasında olduğunu gösterecektir. Bu, ana babaların çocukları için pozitif değişim modelleri oluşturmaları için ilk adımdır.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla