Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07-02-2012, 01:43 AM   #368 (permalink)
kutayhun
Çevirmen
 
kutayhun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2010
Mesajlar: 1,132
Tesekkür: 1,973
1,190 Mesajinıza toplam 3,739 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
kutayhun is on a distinguished road
Standart Cevap: kutayhun'un büyük bir deney yapıyor değişim günlüğü.....

Asla inanma. Eğer güvenmiyorsan, kuşku duymak daha iyidir, çünkü kuşku sayesinde; bir gün güven
olasılığı ortaya çıkacaktır. Sonsuza dek kuşkuyla yaşayamazsın. K u ş k u bir hastalıktır; o bir rahatsızlıktır.
Kuşku duyarken asla doyuma ulaşamadığını hissedersin; kuşku duyarken her zaman titrersin, kuşku
duyarken her zaman sıkıntı içinde, bölünmüş ve kararsız kalırsın. Kuşku duyarken sürekli bir kabus
yaşarsın. O yüzden bir gün bunu nasıl aşacağının arayışına girersin. Bu nedenle inançlı olmaktansa, sahte
inanca sahip olmaktansa, ateist olmak daha iyidir diyorum.
Sana inanmak öğretildi; çocukluktan itibaren herkesin zihni inanmaya koşullandı: Tanrı'ya inan, ruha inan,
şuna inan, buna inan. Artık bu inanç kemiklerine ve kanına girmiştir, ama hâlâ inanç olarak kalır;
bilememişsindir. Ve bilmeden özgürleşemezsin. Bilgi özgürleştirir, sadece bilmek özgürleştirir. Bütün
inançlar ödünç alınmıştır; sana başkaları tarafından verilmiştir, onlar senin içinde açan çiçekler değildir.
Ve, ödünç alınmış bir şey seni nasıl gerçeğe götürür, mutlak gerçeğe? Diğerlerinden almış olduğun her şeyi
bırak. Dilenci olmak zengin olmaktan iyidir. Kendi alın terinle kazandıklarınla değil de, çalıntı şeylerle;
ödünç alınmış şeylerle zengin olmak, gelenekle zengin olmak, miras ile zengin olmaktansa dilenci olmak
daha iyidir. Yoksul ama kendine ait şeylerle olmak çok daha iyidir. O yoksulluğun bir zenginliği vardır,
çünkü gerçektir, ve senin inancının zenginliğiyse çok zayıf. O inançların asla çok derine ulaşamaz; en i y i
ihtimalle yüzeyde kalır. Biraz deşince de inançsızlık ortaya çıkar.
Tanrı'ya inanıyorsun; sonra i ş in ters gidince, birden inançsızlık ortaya çıkıyor. "İnanmıyorum. Tanrı'ya
inanamam" diyorsun. Tanrı'ya inanıyorsun ve çok sevdiğin k i ş i ölünce inançsızlık ortaya çıkıyor. Tanrı'ya
inanıyorsun ve sadece sevdiğin birinin ölmesiyle bu inanç yok mu oluyor? Pek değeri yok. Güven asla yok
edilemez; bir kez orada olursa, hiçbir şey onu yok edemez. Hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey onu yok
edemez.
O yüzden unutma: Güven ile inanç arasında çok büyük bir fark vardır. Güven kişiseldir; inanç ise
toplumsaldır. Güvenin içinde gelişmek zorundasın; inancın içinde olduğun gibi kalabilirsin, nasılsan öyle
kalırsın, ve inanç sana dayatılabilir. İnançları bırak. Korku ortaya çıkacak, çünkü eğer inancı bırakırsan
kuşku doğar. Her inanç kuşkuyu bir yere saklanmaya zorluyor; kuşkuyu bastırıyor. Bu seni
endişelendirmesin; bırak kuşku gelsin. Herkes gün ışığına ulaşabilmek için karanlık geceyi yaşamak
zorundadır. Herkesin kuşkuyu yaşaması gerekir. Yolculuk uzun, geceyse karanlık. Ancak uzun yol sona
erdikten ve gün doğduktan sonra, buna değmiş olduğunu göreceksin. Güven "oluşturulamaz". Asla onu bir
ekin gibi yetiştirmeye çalışma; tüm insanlığın yapmaya çalışageldiği şey budur. Oluşturulmuş güven,
inanca dönüşür. Güveni kendi içinde keşfet; onu oluşturma. Varlığının daha da derinine in, varlığının
gerçek kaynağına ve onu keşfet.
A R A Y I Ş GÜVENE İ H T İ Y A Ç DUYACAK, çünkü bilinmeyene adım atıyorsun. İnanılmaz bir güven ve
cesaret gerektirecek, çünkü geleneksel ve bilindik olandan uzaklaşıyorsun; güruhtan uzaklaşıyorsun. Engin
denize açılacaksın ve diğer k ı y ı var mı, yok mu bilmiyorsun.
Güvene sahip olma konusunda hazırlamadan seni böyle bir arayışa yollayamazdım. Bu biraz çelişkili
görünecek ama ne yapabilirim? Hayat böyledir. Sadece yüce bir güvene sahip olan k i ş i , yüce bir kuşkuya,
yüce bir arayışa sahip olabilir.
Çok az güvene sahip bir insan, ancak çok az kuşku duyabilir. Hiçbir güveni olmayan insan sadece kuşku
duyarmış gibi yapar. Derin arayışa giremez. Derinlik güvenden gelir... ve bu bir r i s k t i r .
Seni bu haritasız denize göndermeden önce, tek başına çıkmak zorunda olduğun bu yolculuğa hazırlamak
zorundayım. Ancak seni sadece teknene kadar götürebilirim. Önce güvenin güzelliğini ve kalbin yolunun
coşkusunu bilmelisin; böylelikle gerçeğin engin okyanusuna açıldığın zaman, devam edecek cesarete sahip
olacaksın. Ne olursa olsun, kendine olan güvenin tam olacaktır.
Sadece şunu anla: Eğer kendine güvenmiyorsan, bir başkasına ya da bir şeye nasıl güvenebilirsin?
İmkansızdır. Eğer kendinden kuşku duyuyorsan nasıl güvenebilirsin? Güvenecek olan sensin ve sen
kendine güvenmiyorsun; o zaman kendi güvenine nasıl güveneceksin? A k ı l zekâya dönüşmeden önce,
kalbin açılmış olması kesinlikle şarttır. A k ı l ile zekâ arasındaki fark budur.
__________________
been KAAN ŞAHİN şansı bereketi ve bolluğu yaşamıma sevgi ile kabul ediyorum....
kutayhun isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla