Cevap: kutayhun'un büyük bir deney yapıyor değişim günlüğü..... Orman yanarken, i k i dilenci bir an için düşündü. Birbirlerine düşmanlardı, konuşmuyorlardı bile; ama bu
acil bir durumdu. Kör adam, bacakları olmayan adama seslendi. "Kurtulmanın tek yolu var. Seni
omuzlarıma alacağım. Sen benim bacaklarımı kullanacaksın; ben de senin gözlerini. Tek kurtuluş yolumuz
bu."
Anında anlaşıldı. Ortada bir sorun yoktu. Bacaksız adam dışarı çıkamıyordu, yanan ormandan hızla
çıkması mümkün değildi. Her taraf alevler içindeydi. Biraz yol alabilirdi ama bir işine yaramazdı. H ı z l ı , ve
hatta çok hızlı bir şekilde çıkmak gerekiyordu. Kör adam da çıkamayacağından emindi. Yangının ne
tarafta olduğunu, yolun nerede olduğunu, hangi ağaçların yandığını ve hangilerinin yanmadığını
bilmiyordu. Kör bir adam: kaybolup giderdi. Ama i k i s i de zeki insanlardı; düşmanlıklarını bırakıp dost
oldular ve hayatlarını kurtardılar.
Bu bir Doğu masalıdır. Konusu aklınla ve kalbinle ilgilidir. Dilencilikle bir ilgisi yoktur; seninle bir ilgisi
vardır. Orman yangınıyla bir ilgisi yoktur; seninle bir ilgisi vardır, çünkü yanmakta olan sensin. Her an
yanıyor, acı çekiyor, sancılar içinde sızlanıyorsun. A k ı l tek başına kördür. Bacakları vardır, h ı z l ı koşabilir,
çok h ı z l ı yol alabilir; ama kör olduğu için hangi yöne gideceğini bilemez. O yüzden sürekli tökezler, düşer,
kendine zarar verir ve hayatın anlamsız olduğunu düşünür. Dünyadaki bütün entelektüeller bunu söyler:
"Hayat anlamsızdır" derler.
Hayat onlara anlamsız gelir. Çünkü kör akılla ışığı görmeye çalışırlar. Bu imkansızdır.
İçinde gören, hisseden ama bacakları olmayan bir kalp var; o koşamaz. Olduğu yerde kalır, sürekli atar,
bekler. B i r gün akıl anlayacak ve kalbinin gözlerini kullanabilecektir.
Ben güven dediğim zaman, kalbinin gözlerini kastediyorum.
Ve kuşku dediğim zaman, aklının bacaklarını kastediyorum.
İ k i s i bir araya gelince yangından kurtulabilir; bu hiç sorun olmaz. Ama unutma, aklın, kalbi omuzlarının
üstünde kabullenmesi gerekir. Buna mecburdur. Kalbin bacakları yoktur, sadece gözleri vardır ve aklın
kalbi dinleyip, onun yönlendirmelerini izlemesi gerekir.
Kalbin devreye girmesiyle akıl zekâya dönüşür. Bu bir dönüşümdür; bütünsel bir enerji dönüşümü. O
zaman insan bir entelektüel değil, basbayağı bilge olur.
Bilgelik kalp ile aklın buluşmasından ortaya çıkar. Kalp atışlarınla aklının üretimleri arasında uyum
yaratma sanatını bir kez öğrendiğin zaman, bütün s ı r r ı avuçlarının içine alırsın: Bütün gizemlerin kapısını
açacak maymuncuğa sahip olursun.
__________________ been KAAN ŞAHİN şansı bereketi ve bolluğu yaşamıma sevgi ile kabul ediyorum.... |