Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-02-2012, 12:37 AM   #46 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: Yaratıcı İmgeleme Kitabından Alıntılar



Temizleme İşlemi

Yaratıcı imgelemeyi kullanmayı öğrenirken, içinizde, sizi en yüksek yararlarınıza erişmekten alıkoyan bilinçdışı engellerle karşılaşabilirsiniz.

Bu engel, enerjinin hareket edemeyerek, akamayarak sıkışıp kaldığı yerdir. Genellikle engeller, başlangıçta, bastırılmış korku, suçluluk ve/veya kızgınlık duygularıyla oluşurlar; çünkü bu duygular kişinin ruhsal, duygusal, zihinsel ve hatta fiziksel olarak gerilime girip kendini kapatmasına yol açarlar.

Bir engeli herhangi bir düzeyde aşabilmek için enerjinin o bölgede harekete geçmesini ve akmasını sağlamak gerekir. Bunu da şu anahtarlarla başarabiliriz:

1- Zihinsel ve duygusal olarak kabul etme (fiziksel düzeyde bu gevşeme ve serbest bırakma olarak ortaya çıkar).

2- Sorunun kökenine inmemizi sağlayan açık ve keskin bir gözlem -ki sorun daima, sınırlayıcı bir bakış açısı ya da inançtır.

Bu nedenle, bilincimizin engelli bölgesiyle uğraşırken, önce o bölgede kilitli tuttuğumuz duyguyu (olabildiğince bütünüyle) sevecen, kabullenen bir halde deneyimlememiz gerekir. Böyle yapmakla, tıkanmış enerjinin yeniden akmasını sağlar ve sorunun başlamasına neden olan temeldeki olumsuz inanç ve tutumları gözleme şansına sahip oluruz. Onlara iyi ve aydınlatıcı bir bakışla bakar ve kendi kendilerini yok etmelerine izin veririz.

Yeterince şaşırtıcıdır ki, sıkışmaya neden olan inancı kesin olarak belirlemek ve onu çevreleyen duyguları kabullenmek sihirli bir etki yapmaktadır. Kendinizi anlayıp kabullendiğinizde, sorun da er geç, neredeyse kaçınılmaz bir biçimde çözümlenmekte ve gözden kaybolmaktadır. Bu düşünebileceğinizden çok daha basit bir süreçtir.

Burada mesele, bu inancı taşıdığınız için bir yandan kendinizi şefkatle sevip kabullenirken, aynı zamanda, sınırlayıcı, yıkıcı, sahte olduğu ve sizi yenik düşürdüğü için de bu inançtan kurtulmaya hazır olduğunuzu açık bir biçimde görebilmektir.

Sorun yaratan en yaygın ve ortak içsel inançlar şunlardır:

Ben makbul biri değilim... Bende yanlış bir şeyler var... Ben değersizim ve hiçbir şeyi hak etmiyorum.

Ben hayatta kötü şeyler (ya da kötü bir şey) yaptım ve bu yüzden de acı çekmeyi (cezalandırılmayı) hak ediyorum.

İnsanlar (ben de dahil olmak üzere) temelde kötü, bencil, gaddar, anlayışsız, güvenilmez, budala vb.dirler.

Dünya tehlikeli ve güvenilmez bir yer.

Herkese yetecek kadar........ (sevgi, para, iyi şeyler, vs.) yok; "Bu yüzden kendi payıma düşeni alabilmek için mücadele etmek zorundayım." ya da "Durum umutsuz, asla yeterince şey elde edemeyeceğim." ya da "Eğer ben çok şeye sahip olursam, bir başkası o şeylerden yoksun kalacak."

Hayat zor, acı ve ıstırap dolu... Yaşamak hiç de mutluluk verici, eğlenceli bir şey değil.

Sevgi tehlikeli bir duygu... Bu yüzden incinip acı çekebilirim.

Güç tehlikeli bir şeydir... birilerini incitebilir, yaralayabilirim.

Para tüm kötülüklerin anasıdır. Para insanı baştan çıkarır, kötü yola sürükler.

Bu dünya kötülük ve yanlışlıklarla dolu ve hiçbir zaman da düzelmeyecek. Aslında o giderek daha beter bir yer oluyor.

Yaşadığım şeyler üzerinde hiçbir kontrole sahip değilim... Hayatımla ya da dünyanın bugünkü haliyle ilgili hiçbir şey yapamayacak kadar güçsüzüm.


Bu olumsuz fikirleri okurken, içlerinde herhangi birinin sizin kendi inanç sisteminizin ya da duygusal kalıbınızın temelini oluşturan bir yaklaşımı yansıtıp yansıtmadığına dikkat edin.

Baştan sona hepsini birden okuduğunuzda moral bozucu görünmelerine karşın, hepimizin gerçekle ilgili bu (ya da başka) olumsuz bakış noktalarının bazılarını, en azından belli bir derecede edindiği de bir gerçektir. Bu inançları kabul ettiğimiz oranda Tanrısal doğamızı idrak etmekten uzaklaştığımız için; eğer söz konusu inançları edinmeseydik hepimiz bütünüyle Tanrısallığını yaşayan, bu gücü idrak etmiş varlıklar olarak isteklerimizi gerçekleştirebilirdik.

Ve tabii ki bu fikirleri gerçeklik duygumuza da dahil ettik -bu fikirler dünyamızda, tekamülümüzün bu zamanında aşırı derecede yaygın ve etkilidirler. Bereket versin ki bu durum hızla değişiyor; ama dünyamızı halen bu fikirler yönlendirmektedir.

Bunların yalnızca inançlar olduklarını, yani hiçbir nesnel gerçekliğe sahip bulunmadıklarını idrak etmemiz önemlidir. Çevremize baktığımızda gerçekmiş gibi görünmelerine karşın, bu sadece çok fazla insanın onlara inanması ve ona göre davranmasından kaynaklanmaktadır.

Dünyayı değiştirmek için yapabileceğiniz en güçlü şey. yaşamın doğası, insanlar, gerçek hakkındaki inançlarınızı daha olumlu bir şeyle değiştirmek ve buna göre davranmaya başlamaktır.

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla