arefe günü köydeydim, sanki yıllardır köyüme gitmemiştim, köy benim için o kadar ıssız ve bir o kadar da gizemli, yitik bir yerdi, sevmiştim ama bu yeni halini.
huzuru buldum köyümde, doğanın en güzel oksijenini barındırıyor belkide, varır varmaz ciğerlerim dolana kadar içime çektim havasını, eski bir sevgiliye tekrar kavuşmanın özlemiydi benim için, bir senedir görmüyordum yarimi.
bayramın ilk günü hava soğuktu ve yerler yağmurun biriktirdiği su birikintileri içindeydi, yer yer çamur olmuştu. toprağın kokusunu hissetmek ne güzeldi öyle, şehir hayatının betonarme keşmekeşliğinde böylesi bir mola çok iyi geldi. insan gör, çık biraz derler ya, bir güzel insan gördüm, gencinden yaşlısına, neşelisinden huzursuzuna kadar. ve bir an baktım ki benden küçükler ne kadar büyümüş, hayat gerçekten geçip gidiyor, zamana dur diyemiyoruz.
ve şimdi bugün de ankaradayım, okul hazırlıkları, meşgaleler, sevdiklerime, arkadaşlarıma veda, hayatın akmaya devam ettiğini tekrar gösterdi bana.