Cevap: HEP BİRLİKTE okuyoruz, sorguluyoruz, değişiyoruz (OSHO yardımlı) GERÇEK, B İ R D E N E Y İ M D İ R , B İ R İNANÇ D E Ğ İ L . Gerçek, üzerinde araştırma yapılıp bulunacak bir
şey değildir; gerçekle karşılaşmak gerekir, gerçekle yüzleşmek gerekir. Sevgiyi ders gibi çalışıp öğrenmeye
çalışan bir k i ş i , tıpkı Himalayaları haritadan bakarak öğrenmeye çalışan biri gibidir. Harita dağ değildir!
Eğer haritaya inanmaya başlarsan, dağı ıskalamaya devam edeceksin. Eğer harita senin için bir saplantıya
dönüşürse, dağ gözünün önünde duruyor bile olsa onu göremeyeceksin.
Bu böyledir. Dağ senin karşında, ama gözlerin haritalarla dolu; dağın haritaları, aynı dağın, farklı kaşifler
tarafından çizilmiş haritaları. B i r i dağa kuzeyden tırmanmıştır, biri doğudan. Hepsi farklı haritalar
yapmıştır: Kuran, İncil, Gita; aynı gerçeğin farklı haritaları. Ama sen haritalarla o kadar dolusun k i , onların
ağırlığı sırtında o kadar ağır bir yük oluşturuyor k i , bir santim bile kımıldayamıyorsun. Tam önünde duran
dağı bile göremiyorsun: Sabah güneşinde, el değmemiş karlı zirvesi altın gibi parlıyor. Sende onu görecek
gözler yok.Önyargılı göz, kördür, varılmış sonuçlarla dolu kalp ölüdür. Çok fazla gerçekliği sorgulanamaz varsayımı
doğru kabul ettiğin zaman zekân keskinliğini , güzelliğini, yoğunluğunu kaybetmeye başlar; donuklaşır.
Donuk zekâya akıl denir. Senin o sözde entelektüellerin aslında gerçekten zeki değil, sadece akıllı. A k ı l bir
cesettir. Onu süsleyebilirsin, harika inciler, elmaslar, zümrütlerle süsleyebilirsin; ama ceset hâlâ bir
cesettir.
Canlı olmak ise tamamen farklı bir şeydir.
__________________ been KAAN ŞAHİN şansı bereketi ve bolluğu yaşamıma sevgi ile kabul ediyorum.... |