Cevap: CARPE DİEM / ANI YAKALA herkesten önce herkesin düşüncesine saygım var.
ben carpe diem den geçmişi unutmayı anlamıyorum. hatta size şu anlamda katılıyorum. yaşadığımız herşeyin bir sebebi ve anlamı vardır .. bizi biz yapan değerlerdir.. ve yaşamamış olmayı istemezdim hiç.. başka bir konu başlığının altına yazdığım bir kıssadan hikayeyi burada da paylaşmak isterim..
BÜYÜ DÜKKANI
Uzak diyarlardan birinde bir ülkede yemyesil tepelerin arasinda kisin bembeyaz bir kar örtüsü ile baharda rengarenk kir cicekleri ile kaplanan bir vadi vardi.Ortasindan küçük bir irmagin gectigi bu vadi "Buyulu
Vadi" olarak anilirdi. Ona bu adi veren isevadideki ilginç bir dukkan ile bu dukkanda yasananlardi.Ünü ülkenin dort bir yanina yayilmis olandukkanin adi "Büyü Dükkani" idi.Buyu Dukkani'nin sahibi ak
sacliaksakalli bir ihtiyardi. Burasi ayni zamanda onun yasadigi yerdi. Bu nedenle dukkanin disaridan goruntusu tipki bir ev gibiydi. Uc tarafinda da yesil cerceveli pencerelerin oldugu tamami ahsaptan yapilmis olan bu binaya bir verandadan giriliyordu. Iceri girer girmezilginc esyalarla donanmis oldukca genis bir oda ile karsilasiyordunuz. Buyuk bir kütüphane uzerlerinde cok sayida esyanin bulundugu raflar masa ve konsollar
dukkanin dort bir tarafini kapliyordu. Ancak bu kalabalik goruntu icinde cok etkileyici bir duzen goze carpiyordu. Butun esyalar belli bir estetik icinde duruyor ve bu estetik hicbir zaman bozulmuyordu. Buyu Dukkanini cevreleyen pencereler icerdeyken bile gunun aydinligina ve vadinin
güzelligine hakim olmaniza izin veriyordu. Dukkanin icinde arka taraftaki bolmeye acilan bir kapi vardi. Bu bolmede mutfak banyo ve yatak odasi bulunuyordu. Dukkana gelen musterilerarka tarafa acilan
kapiyi daima kapali gorurlerdi.Her insanin yasaminda cok istedigi ancak sahip
olamadigi birseyler vardir. Ya da sahip olup kaybettigi seyler.. Bazen de sahip oldugu ancak kurtulmak istedigi seyler... Iste butun bunlaro ulkede yasayan insanlarin bir kismi icin Büyü Dükkani'na gelme nedeniydi. Bu
dükkanda isteklerinizisinirlamak zorunda degildiniz. Müsterilerhayaledebildikleri herseyi isteme ve alma hakkina sahiptiler.
Tabiibedelini ödedikleri takdirde...Her yerde oldugu gibi bu dükkanda da almak
istediginiz seyin bir bedeli vardi. Bu bedelin ne olacagidükkan sahibiyle
yaptiginiz pazarlik sonucunda ortaya çikardi. Ancak Büyü Dükkani'nda maddi bedellerin hiç bir hükmü yoktu. Bazi müsteriler birseye sahip olmak için denebilecek
tek bedelin para olabilecegi düsüncesiyle cepleri kabarik gelirlerdi.
Oysa burada yapilan pazarliklar günlükyasamdakilerden biraz farkli olur ve
pek çok müsteriyi sasirtirdi.Dükkan sahibi yasli adam her sabah gün agarirken
kalkar kendine büyük bir fincan kahve yapar ve bir insanin isteyebilecegi
her seyin var oldugu dükkaniyla gurur duyarak kahvesini yudumlardi.Kahvenin
ardindan gelen zevkli bir kahvaltidan sonra da pencerelerinin perdelerini
sonuna kadar açaraksallanan koltuguna oturur ve içeri dolan gün isiginin yardimiyla okumaya baslardi. Büyü Dükkan'inda satici olmak bilgelik isterdi.O güne kadar dükkana gelen hiçbir müsteriyi geri çevirmemisti
dükkan sahibi. Herkesçok istedigi bir seye sahip olmak ugruna onca yolu göze
alarak gelir ve mutlaka alabilecegi en iyi seyi almis olarak çikardi.Ama genellikle aldigi sey istedigi seyden çok farkli olurdu.. Yasli adam ara sira okudugu kitaptan basini kaldirir yolu gören pencereye bir göz atardi. Eger bir müsteri geliyorsa onu ta uzaktan yakalayipdükkana yaklasana kadar izlemeyi severdi.Bu onun için zihinsel bir hazirlik süreciydi.Bu süre
içinde zihnini biraz sonra gelecek olan müsteriyi iyi anlayabilmek
için bosaltirdi.Sabah disari baktiginda yagan karin yolu iyice kapattigini
gördü. Bu havada gelen giden olmaz diye düsünüp hüzünlendi. Büyü
Dükkani hemen hergün bir müsteri agirlardi.Ancakyilda birkaç kere de olsa
kimsenin ugramadigi günler olurdu. Yasli adam o gününde bunlardan biri
olmasindan korktu. Nedense issizlik içini ürpertmisti. Tam o sirada uzakta bir
kararti gördü.Kar beyazinin kamastirdigi gözlerini kirpistirip tekrar
baktiginda bunun yaklasmakta olan bir insan oldugunu anladi. Içini bir sevinç
kapladi.Gidip sobasina bir odun atti ve tam pencerenin karsisindaki
sallanan koltuga oturupmüsterisini beklemeye koyuldu. Kis mevsiminin bu soguk
gününde epeyce üsümüsyorgun düsmüs olmaliydi. Kapinin önüne gelinceye
kadargözlerini hiç ayirmadan izledi onu. Iyice kulak kabartti. Üç basamakla çikilan ahsap zeminli verandadaki ayak seslerini ve onlara eslik eden gicirtiyi duymaktan çok hoslanirdi. Bekledigi kisinin ayak sesleri
ikinci basamakta kesildi.Müsteri çalmadan kapiyi açmamayi prensip edinmisti
yasli adam. Çünkü hemen herkes o kapinin önünde durup bir kez daha
düsünürdü. Kapiyi çalmaktan vazgeçip dönenleraz da olsa olmustu. O
gün de ayni seyi yapti. Sonunda kapi çalindi.
Açtiginda karsisinda soguktan kizarmis elleriyle atkisini çikarmaya
çalisan bir erkek gördü."Iyi sabahlar girebilir miyim?" diye sordu
müsteri.Dükkan sahibi müsterisini içeri aldiktan sonraisinmasi için
ona bir kahve ikram etti.Sessizce kahvesini içerken etrafi seyreden
adamkarsisinda oturan yasli saticinin ikna edilmesi pek güç olmayan biri oldugunu düsündü.Herhalde o da müsterisini anlar onun hakli istegini geri çevirmek istemezdi.Acaba Büyü Dükkani'ndan çikarken istedigi gibi bir alisveris yapmis olacak miydi? Bir süre söze nasil baslayacagini bilemedi. Belki de dükkan
sahibinin bir seyler söylemesi gerekirdi. Ancak karsisinda sabirli bir ifade ile
müsterisinin gözlerinin içine bakarak oturan saticinin alisverisi baslatmaya niyetli olmadigini anladi. Bu sabirli bekleyis onda hem cesaret hem de yumusak bir etki yaratti. Anlasilan baslangiç sözleri
kendisinden bekleniyordu.Sonunda fazla düsünmeden aklindan ilk geçeni
söyleyiverdi."Ününüzü duyunca çok uzaklardan kalkip geldim buraya... Istedigim seyi bir tek sizin dükkaninizda bulabilecegimi
söylediler. Karsiliginda ne isterseniz vermeye hazirim."
"Istediginiz seyin ne oldugunu ögrenebilir miyim ?"
"Bakin ben elli bes yasindayim. Yani yolun yarisini
geçeli çok oldu. Söylemeye dili varmiyor ama yolun sonuna yaklastim
galiba.
Bu gerçege tahammülüm yok. Ben bugüne kadarki hayatimi geri istiyorum.
Mümkün mü ?" "Elbette mümkün. Biliyorsunuz dükkanimda her sey
mevcut. Ancak tam olarak ne istediginizi anlayabilmem için bana geri
istediginizhayatinizi biraz anlatabilir misiniz?"
Dükkan sahibinin sordugu soru müsteriyi iç dünyasina
döndürmüstü. Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi yasamina ait
oldugunu
kabul etmek için kendini zorluyordu. Bütün görüntüler bir kargasa ve
telas
içinde birbirlerine karisarak geçip gittiler ve geride yalnizca issiz
bir hüzün biraktilar.Hüznünün yüzüne yansimasina engel olamayan
müsteri
yasli saticinin sorusu karsisinda ancak sunlari söyleyebildi:
"Geçmis yasamimda birçok hata yaptim. Bunlar için pismanlik
duyuyorum...
Yanlis kararlar verdim kayiplara ugradim. Zamani hovardaca harcadim.
Bir
gün bir de baktim kihayat yanimdan geçip gidiyor.Panige kapildim ve
bir
çare aramaya basladim. Dostlarimla konusmayi denedim. Beni teselli edip
derdimi unutturmaya çalisanlar da oldu yardim etmeye çalisanlar da.
Ama
hiçbiri kar etmedi. Kendimi çok mutsuz hissediyordum. Derkenbir gün
birisi
bana sizden ve Büyü Dükkani'ndan söz etti. Bunu uyar duymaz sanki
içimde
bir isik yandi. Büyük bir umutla hemen yollara düsüp size geldim.
Kendimi
çok çaresiz hissediyorum. Lütfen elli bes yilimi bana geri verin."
"Yani siz pismanlik duydugunuz hayatinizi yeniden yasamak mi
istiyorsunuz?"
"Elbette hayir. Söylemek istedigim bu degil. Ben yalnizca kaybettigim
yillarimi geri istiyorum. Eger bir sansim daha olursa ayni hatalari
tekrarlamayacagim." "Herhalde bunu çok istiyorsunuz."
"Evet hem de her seyimi verecek kadar." "Peki benim size verecegim
elli
bes yilin karsiliginda siz bana ne verebilirsiniz?"
"Ne isterseniz?" "Sanki bunun için herseyden vazgeçmeye hazir
gibisiniz."
"Hiç kuskunuz olmasin. Su anda sahip oldugum herseyden vazgeçebilirim.
Yeter
ki geride biraktigim yillarimi bana geri verin." Yasli adam ellerini
sakallarinda dolastirirkenkendini sallanan koltugunun devinimlerine
birakmisti. Bir süre düsündü.Müsterisinin sabirsizlikla
pazarligin bitmesini beklediginden emindi. Büyü dükkanina gelen
kisiler
genellikle bir an önce istediklerini alip gitmek için acele ederlerdi.
Bu
nedenle yasli adampazarligin basindaki düsünce yolculuklarinda yalniz
kalirdi. Su anda da sessizligin yalnizca kendi isine yaradigini
biliyordu.
Koltugu ile birlikte öne dogru egilerek müsterisinin gözlerinin içine
bakti
ve agir agir konusmaya basladi:"Beyefendi her ne kadar siz elli bes
yil
karsiliginda bana herseyinizi vermeye hazir olsaniz da ben sizden bir
tek
sey isteyecegim.""Dileyin benden ne dilerseniz." "Belleginizi..."
"Anlamadim?" "Belleginizi dedim...Elli bes yilin yasantisini içinde
barindiran belleginizi istiyorum." "Ah evet anladim. Ilginç bir
bedel...
Kabul ediyorum.Tamam alin bellegimi.""Emin misiniz?" "Neden olmayayim?
Elli
bes yil kazanacagim." "Belleginizi içindeki her seyle birlikte bu
dükkanda
birakip gideceksiniz. Elli bes yilin tek bir anini hatirlamayacaksiniz.
Buraya neden geldiginizi bile ..." "Daha iyi ya! Her seye yeniden
baslayacagim. Zaten geçmisi hatirlamak istemiyorum ki!" "O halde
korkarim
elli bes yil sonra buraya tekrar gelirsiniz. Tabii o zaman benim
yerimebir
baskasi size yardimci olur." "Hayir hayir... Emin olun ki su dakika
bellegimi size birakip elli bes yilimi geri alacagim ve dükkaninizi
bir
daha dönmemek üzere terk edecegim. Ve yine söz veriyorum su ana kadar
yaptigim hatalarin hiç birini tekrar
etmeyecegim.""Isterseniz baska sözler vermeyin. Çünkü az sonra
belleginizle birlikte bütün hepsini burada birakip gideceksiniz."
Yasli adamin son sözleri müsterinin duraklamasina neden olmustu. Bu
sözlerin anlamini kavrayabilmek için birkaç saniye düsünmek zorunda
kaldi.
"Nasil yani? Buradan çiktigimda hiçbir sey hatirlamayacak miyim?
Sizinle
konustuklarimizi bile öyle mi?"
..................................
"Yani hiçbir seyi mi ? Buraya neden geldigimi sizin kim oldugunuzu ve
hatta...!""Ne yazik ki!"
Yasli adam su anda pazarligin sonuna geldiklerini hissediyordu.
Karsisinda
oturan müsterinin yüzünde gördügü aydinlanmapazarlik sahnelerinin en
hoslandigi görüntüsüydü. Son sözleri müsterisinin söylemesini istedigi
için
bir süre sessiz kaldi ve bekledi. Bu seferki sessizliginmüsterisinin
isine
yaradigindan emindi. Onun aydinlanan yüzünün ortasinda parlayan
gözbebekleri yasli satici için sessizligin içinden çikacak sesli bir
coskunun habercisi gibiydi.Gerçekten de konusmaya baslayan müsterisi
onu
yaniltmadi:"Sanirim ne demek istediginizi simdi anliyorum. Eger ellibes
yilin bedeli bu ise pes ediyorum. Bellegimden vazgeçemem. Bu neye
benziyor
biliyor musunuz? Bir kadinin çok istedigi bir tokayi saçlari
karsiliginda satin almasina...Çok ilginç bir insansiniz. BanaBüyü
Dükkani'ndan almak istedigimden çok farkli bir seyle çikacagimi
söylemislerdi de inanmamistim. Ben bugüne kadar ki yasamimi almak için
gelmistim ancak bugünden sonraki yasamimi alip gidiyorum. Size tesekkür ederim.""Bir sey degil. Güzel bir pazarlikti. Hosça kalin." Yasli adam müsterisini gözden kaybolana dek gülümseyerek
izlerkenaklindanSantayana'nin
bir sözü geçiyordu:
"Geçmisi hatirlamayanlar onu bir kez daha yasamak zorunda kalirlar"
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |