Cevap: HEP BİRLİKTE okuyoruz, sorguluyoruz, değişiyoruz (OSHO yardımlı) Ego gizemli bir şey değildir; çok basit bir olgudur. Kim olduğunu bilmiyorsun ve kim olduğunu bilmeden
yaşamak imkansızdır. Eğer ben kim olduğumu bilmiyorsam, o zaman burada ne arıyorum? O zaman
yaptığım her şey anlamını yitiriyor. İlk ve en öncelikli şey, kim olduğumu bilmem. Belki ondan sonra,
doğamı doyuracak bir şeyler yapar, tatmin olur, kendimi yuvamda hissederim.
Ama eğer kim olduğumu bilmiyorsam ve birçok şey yapmaya devam ediyorsam, doğamın ulaşması
gereken yere nasıl ulaşacağım, nasıl oraya yöneleceğim? Sağa sola koşturup duruyorum; ama "İşte vardım;
aramakta olduğum yer burasıydı" diyebileceğim hiçbir yer olmaz.
Sen kim olduğunu bilmiyorsun. O yüzden onun yerine geçecek sahte bir kimliğe ihtiyaç var. O sahte
kimliği sana sahip oldukların veriyor. Bu dünyaya masum bir gözlemci olarak geliyorsun. Herkes aynı şekilde, aynı bilinç niteliğine sahip olarak
geliyor. Ama yetişkinlerin dünyasıyla pazarlık yapmaya başlıyorsun. Sana verecek çok şeyleri var. Senin
ise verecek tek bir şeyin var: kendi bütünlüğün ve öz saygın. Senin pek bir şeyin yok; tek bir şeyin var.
Bunu istediğin şekilde adlandırabilirsin; masumiyet, zekâ, özgünlük. Sadece tek bir şeyin var.
Bir çocuk doğal olarak etrafında gördüğü her şeyle çok ilgilenir. Sürekli onu, bunu, şunu ister; bu insan
doğasının bir parçasıdır. Eğer küçük bir çocuğa bakarsan, yeni doğmuş bir bebek bile, elini sağa sola
uzatmaya başlar, elleri hep bir şey bulmaya çalışır. Yolculuğuna başlamıştır.
Bu yolculukta kendini kaybedecektir. Çünkü bu dünyada bedelini ödemeden hiçbir şey alamazsın. Ve
zavallı çocuk, verdiği şeyin ne kadar değerli olduğunu anlayamaz. Kendi bütünlüğünü bir tarafa koyup,
diğer tarafa bütün dünyayı koysan bile; bütünlük daha ağır basar, daha değerlidir. Çocuğun bunu bilme
şansı yoktur. Sorun budur, çünkü sahip olduğu şey, zaten içindedir. Onu kanıksamıştır.
__________________ been KAAN ŞAHİN şansı bereketi ve bolluğu yaşamıma sevgi ile kabul ediyorum.... |