Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Başarının Dinamiği: Bilgi
Kazananların Yedi Kuralı ve Bunların Uygulanışı
Kural 1: Fiziksel sağlığımız açısından pro-aktif ve prevantif olun.
Size bir vücut verilmiş. Onu ister beğenin, ister beğenmeyin, belli bir süre boyunca sizin vücudunuz o olacaktır. O vücudun sorumluluğunu üstlenin Vücudunuza eski arabanıza davranır gibi değil, bir uzay gemisine davranır gibi davranın. Kural 2: Yaşamı sürekli bir öğrenme tecrübesi olarak görün.
Siz “hayat” adında gayrı resmi bir okula kayıtlısınız. Bu okulda geçirdiğiniz her gün, yeni bir ders öğrenme fırsatınız vardır. Bu öğrendiklerinizden bazıları çok hoşunuza gidecek şeylerdir, bazılarından da hiç hoşlanmayabilirsiniz. Ne olursa olsun, bu öğrenme deneyimlerinin hiç bitmemesini sağlayın. Başarıyı, bir kez ulaşıp işi tamamlayacağınız bir olay olarak değil, sürdürmek istediğiniz bir süreç olarak düşünün.
Bill Lear, başarının şımartamadığı, yeni iddialardan vazgeçiremediği insan tipine bir örnektir. Lear ömrü boyunca teneke ve kalay üzerinde çalışmıştı. Amerika’ya özgü, Henry Ford ve Thomas Edison türünden bir mucitti. Uçaklarda kullanılan bir seyir yardımcı aleti yapmış, ona Learoscope adını vermiş, servet kazanmıştı. Daha sonra streo sistemlerine ve iletişim uydularına eğilmişti. Learjet’i piyasaya ilk sunduğunda altmış yaşındaydı. Bu uçak çabucak bir numaralı iş adamı uçağı haline geldi. Son anlarında, lösemiden ölmek üzere olduğunu bildiği halde, hala Reno’daki laboratuarında çalışıyor, jet uçaklarından buhar motorlarına kadar türlü projelerle uğraşıyordu. Kural 3: Ne ekersen onu biçersin.
Ne ekersen onu biçersin demek, bir beceriyi edinmek ve onun ustası olmak için nice çabalar, saatler, hatta yıllar yatırmak gerekir demektir.
Olimpiyat düzeninde yarışmak, her gün saatlerce çalışmayı gerektirir. Üstelik bu yalnızca katılabilmek içindir, yoksa kazanmak için değil. Asıl oyunlara hazırlanmak için, olayın yıllar öncesinden başlayarak full-time ve tümüyle adanmışlık gerekmektedir. Kural 4: Hataları, doğru yola dönmeniz için düzeltici olarak görün.
Yanlış yada başarısızlık diye bir şey yoktur, yalnızca öğrenilecek dersler vardır. Büyüme bir bilgi kazanma sürecidir, deneme yanılma sürecidir, cesaretli tecrübeler sürecidir. Başarısızlıkla sonuçlanan girişimler de, o son başarıyı getiren hamle kadar değerli ve katkılıdır. Kural 5: Başarı için kendi iç standartlarınızı oluşturun.
Kendinizi başkalarıyla ölçmeyin. Gerçi hepimiz kendimizi bir başkasının yanında düşünme eğilimindeyizdir, ama dünyadaki en mutlu insanlar, aslında başkalarına karşı rekabet içinde olmadıklarını bilirler. Onların başarısı, ellerinden gelenin en iyisini yapmaktan kaynaklanmaktadır.
Becerinizi ölçmek için başkalarına ihtiyacınız yoktur. Tek seyirciniz kendi öz saygınız olmalıdır. Ünlü bir sporcu maçlarda yoğun oyunu nasıl sürdürebildiği sorulduğunda, “Öyle oynamak zorundayım, çünkü kendi kendimle yaşamak zorundayım” demiştir. Kural 6: Seçim sizindir. O halde kazanmayı seçin.
Hayatınızı nasıl yaşayacağınız size kalmıştır. İhtiyacınız olan tüm araçlar ve kaynaklar zaten elinizdedir. Onlarla ne yapacağınız, kendi kararınızdır. Seçim sizindir. Ve oyuna girmek için de hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız.
Katolik bir rahibe olan Mary Martin Weaver yıllar önce elli beş yaşındayken atletizme başlamıştı. Çeşitli karşılaşmalarda kırk dört tane altın, gümüş ve bronz madalya kazandı. Nice kişinin uyuklama dalında altın madalyaya aday olduğu bir yaşta, Rahibe Mary, Kayalık Dağları İleri Yaş Yarışları’nda ve ABD Ulusal İleri Yaş Olimpiyatları’nda bir fikstür olmuştu.
“İnsanlar gevşiyor” diyordu. “Yalnız fiziksel olarak demek istemiyorum. Hiçbir şeyin fazlasını yapmak istemiyor insanlar. Ama uğraşmadıkça hiçbir şey size ödül getirmez. Yaş asla hayata tam anlamıyla katılma konusunda bir engel oluşturmamalı. En önemlisi hayattan mümkün olduğunca tat almak, başkaları için ve başkalarıyla birlikte bir şeyler yapmaktan asla korkmamaktır. Kazanmayı seçin.” Kural 7: Sızlanmadan çalışmayı ve kazanmayı sürdürün.
Kaybeden tipler, kafalarında belli bir amaç olmaksızın, zevkli faaliyetlerle vakit geçirirler. Biz buna “hemen gelen zevkler” diyoruz. Kazanan tiplerse, kendilerine uzun vadeli olumlu sonuçlar getiren faaliyetleri seçerler. Bunlar da “ertelenen zevkler”dir. |