Konu: BERABERLİK
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21-07-2012, 07:24 PM   #18 (permalink)
cansuyu
Binbaşı
 
cansuyu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Mesajlar: 1,224
Tesekkür: 1,705
1,237 Mesajinıza toplam 3,648 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nicecansuyu is just really nice
Standart Cevap: BERABERLİK

Yeni bir ilişkiye başlamanın heyecanı, beraberinde biraz endişe de getirir. Sırtımızda taşıdığımız geçmiş hüzünler yüzünden, kolay değildir yeniden sevmek. Korkular, ilişkileri ağır darbelerle bitirir.

Korkular İlişkileri Bitirir mi?

Basit değil elbette, kim bilir kaç fırtınadan çıkıp gelmiş, kendi limanında dinlenirken yürek; bir tatlı melteme, bir gün batımına kanıp, tekrar denizlere açılmak. İsteriz, isteriz de ah şu korkularımız kemirip durur içimizi.
Bütün yaşanmışlıklarımız elimizde, hiç temizlemeden kendi yanlışlarımızı, sorgular dururuz karşımıza çıkanları. Biraz şiir tadında başlamış yazı, şimdi okurken fark ettim ama bugün böyle. Gönlümün en sefa yerinde bir tat var demek ki.
İlişkileri düşünüyordum. Ne zaman yeni biri içimizde bir garip heyecan yaratsa, imdat frenine basmak ihtiyacı hissederiz. Ne çok endişe biriktirmişiz demek ki, ne çok sevda artığı.Güveni yitirdik sanırım, birine gözü kapalı inanma duygusunu kaybettik. Haklıyız aslında! Ne zaman bir dala tutunsak, elimizde kaldı. Şimdi, bu yüzden korkuyoruz.
Korktukça yalnızlığa bir adım daha yaklaşıyoruz. Yalnızlığa alıştıkça, yozlaşıyoruz. Bir fanusun içinde, camdan duvarlar arkasından, özlediğimiz aşka bakıyoruz. İç çekiyoruz, özeniyoruz. Bir yanımız git diyor, sınırsızca yaşa aşkı; öbür yanımız uçurum. Sanki omuz başlarında şeytan ve melek, sürekli kulağımıza fısıldıyor. Şaşırıyoruz o zaman, sendeliyoruz.
Aslında bütün bunların altında iki önemli duygu yatıyor. Yani, korkumuzun ana fikri iki noktadan doğuyor. İlki tekrar incinme fobisi, kabuk bağlamış yüreklerimiz bir daha kanasın istemiyoruz. İkincisi, aptal yerine konmaktan kaçıyoruz.
Bir ihanetin ortasında bulunca kendimizi (bahsettiğim ihanet mutlaka cinsel olmak zorunda değil) aslında aldanışımıza, düşürüldüğümüz konuma öfkeleniyoruz. Yalanlarla kandırılmak ağrımıza gidiyor, inciniyoruz. Bu sancıları bir daha yaşamamak için, temkinliyiz. Ama bu sefer de dozunu ayarlayamıyoruz.
Endişelerimiz, yaralarımız, acılarımız, fobilerimiz yüzünden, kısacası bavulumuzda taşıdıklarımız yüzünden, inancımız da kalmadı. Sadece bundan dolayı kim bilir ne çok güzel kalbi bir kalemde harcıyoruz? Şans vermiyoruz ilişkilere, ilk hatada siliyoruz, üstünü çiziyoruz. Terk etmenin bu kadar kolay olduğu bir ortamda, emek vermeye değer mi diye düşünmüyoruz. Yani, geçmiş yakamızı hiç bırakmıyor.
Korku denilen duygu, paraya benziyor. Bankada faizi ile sürekli büyüyor. Yalnız kaldıkça, yeniden incinmeye cesaret edemedikçe, zenginliğimiz artıyor. İşin kötü tarafı, bu zenginlikle sadece daha büyük yalnızlıklar satın alınıyor.
Ne kadar korksak da, ne kadar kaçsak da, gün gelip yakalayacak aşk denilen ateş hepimizi. Direnirsek gideceğimiz tek yol karanlık olacak. Korkular ilişkileri bitirir mi? Evet bitirir, hem de bazen hiç başlayamadan. İşte, bu yüzden, bütün küllenmiş acılarımızı bir tarafa bırakıp, cebimize koyduğumuz dersleri endişeye çevirmeden, merhaba demeyi öğreneceğiz aşka. Sonucu ne olursa olsun, acısını çekmeye değer bir aşk yaşamak bile, yalnız bir ömrü geceler boyu yaşamaktan daha iyi olacaktır. Ayrıca kim bilir, belki bu sefer………..
__________________
sen neye hazırsan o da sana hazırdır...
cansuyu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla