Cevap: Çiçek Hikâyeleri kendilerinden daha çok hüzün barındırıyor çiçek hikayeleri sanki.
ya da her çiçekte bir hüzün gizli.
sevgiliye ulaşma telaşları bundandır belki.
bir hikaye de ben ekleyebilir miyim
Çok eski zamanlarda Avusturya prensesi ve sevgilisi olan şövalye biraz olsun baş başa kalabilmek umudu ile kırlarda dolaşırlarmış. İkiside aşklarının büyüklüğünden ve sevgilerinin yüceliğinden bahsederlermiş. Şövalyenin prenses için yapmayacağı şey yokmuş. Ne isterse her isteğini bir emir kabul eder ve hemen yerine getirmek istermiş.
Yine günlerden bir gün, iki aşık kırlarda geziye çıkmışlar. Bir yandan gelecek günlerle ilgili hayaller kuruyor bir yandan da yaşadıkları dünyanın güzelliklerinden bahsediyorlarmış. Yüksekçe bir tepede oturup konuşurlarken prensesin gözüne aşağıda akıp giden Tuna nehri kıyılarındaki minik mavi kır çiçekleri gözüne ilişmiş.
Ne kadar güzel çiçekler. diyerek şövalyeye dönmüş. Şövalye prensesi için o kır çiçeklerinden toplamak üzere hemen ayaklanmış. Tabi o zamanlar şövalyelerin ağır zırhları var ne kadar hızlı hareket etmek istese de bu zırh şövalyenin hareket kabiliyetini engelliyor ve hızını düşürüyormuş.
Tepeden aşağıya doğru inen şövalye sevgilisi için kır çiçekleri toplayacağından dolayı çok mutluymuş. Yakardan şövalyeyi izleyen prenses ise o çok beğendiği kır çiçeklerine kavuşmayı heyecanla beklerken bir yandan da ne kadar şanslı olduğunu düşünüyormuş. Nehrin sığ bir yerini bularak kayalara basıp karşı kıyıya geçen şövalye prensese dönüp eliyle bir öpücük gönderip bir de reverans yaparak dönüp çiçekleri toplamaya başlamış. Bu çiçekler gerçekten de çok hoş görünümlü ortaları beyaz kenarları mavi olan minik minik çiçeklermiş.
Kır çiçeklerinden bir demet kadar toplayan şovalye aynı geldiği yoldan geri dönmeye başlamış. Kayaların üstünden ustalıka ve çevik hareketlerle atlayan şovalyenin birden bir kayaya gelince ayağı kaymış ve Tuna nehrinin akan sularına düşmüş. Üstündeki zırhların ağırlığından her geçen saniye dibe doğru gittiğini hisseden şovalye elindeki bir demet kır çiçeklerini hızla savurmuş ve çok sevdiği prensesine var gücü ile bağırmış;
UNUTMA BENİ, UNUTMA BENİ, UNUTMA ÇİÇEKLERİ... diyerek dibe doğru batmış...
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |