Cevap: HEP BİRLİKTE okuyoruz, sorguluyoruz, değişiyoruz (OSHO yardımlı) Vivekananda daha önce hiç yaşamadığı bir dinginlik ve sakinlik içindeydi. İçinde büyük bir neşe vardı, içinden taşmakta olan bir mutluluk yaşıyordu. Ramakrishna'nın önünde eğildi, ayaklarına dokundu ve
"Evet, Tanrı var!" dedi.
Tanrı bir kişi değildir: O, sonsuz mutluluk, sınırsız bir evinde olduğun duygusudur. "Ben bu dünyaya ait biriyim ve bu dünya da bana ait. Ben burada bir yabancı değilim." duygusunu en üst düzeyde hissetmektir.
Varoluşsal bir; "Bütün ve ben ayrı değiliz." hissidir. Bu deneyim Tanrı'dır. Ancak bu duygu sadece iç sesinin işini yapmasına izin verdiğin zaman mümkün olabilir.
Buna izin vermeye başla! Ona mümkün olduğunca çok fırsat ver. Sürekli dışsal otoriteleri arama ve dışsal fikirlere yönelme. Kendini biraz daha bağımsız kılmaya çalış. Daha fazla hisset, daha az düşün. Git ve bir güle bak, ama hemen papağan gibi "Ne kadar güzel" deme. Bu sadece insanların sana söylemiş
olduğu bir fikir olabilir; çocukluğundan beri sürekli "Gül çok güzel bir çiçektir. Harika bir çiçektir."
sözlerini duyuyorsun. O yüzden bir gül gördüğün zaman, hemen tuşuna basılmış bir bilgisayar gibi "Bu çok
güzel" diyorsun. Bunu gerçekten hissediyor musun? Bu senin içinden gelen duygular mı? Eğer değilse,
söyleme.
Aya baktığın zaman, eğer kendi iç sesin değilse, güzel olduğunu söyleme. Zihninde taşıdığın şeylerin yüzde
doksan dokuzunun ödünç alınmış olmasına şaşıracaksın. Ve bu yüzde doksan dokuzluk işe yaramaz çöp
içinde kalan yüzde birlik iç ses kaybolup boğulmuş durumda. Bilgili olmaktan vazgeç. Kendi iç sesini
tekrar bul. Tanrı'yı iç sesinle bilebilirsin.
__________________ been KAAN ŞAHİN şansı bereketi ve bolluğu yaşamıma sevgi ile kabul ediyorum.... |