Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-11-2012, 06:26 PM   #18 (permalink)
Muallim
Teğmen
 
Muallim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 61
Tesekkür: 108
50 Mesajinıza toplam 178 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Muallim will become famous soon enoughMuallim will become famous soon enough
Standart Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa

@bluegirlx

Şahsen çekim yasası fikrinde gerçeklik payı olduğuna inanıyorum. Ancak yukarıda sözünü ettiğim paradoksal durumları ortadan kaldıracak limitasyonun ne olduğundan tam olarak emin değilim. The Secret kitabının ise daha çok ticari amaçlar için hazırlandığını düşünüyorum. Zaten içinde birçok kaynaksız iddia ve cımbızlama alıntı var (ki bunlara yukarıda değindim). Ayrıca bildiğim hiçbir kuantum fizikçisi bu kitaptaki iddiaları tamamıyla desteklemiyorlar.

Evet, çekim tekniklerinden haberdarım. The Secret ve benzeri yayınlarda detaylı bir şekilde anlatılıyor. The Secret çekim yasasının evrensel bir kanun olduğunu ve daima işe yaradığını ileri sürüyor. Ben de bu görüşü analiz ediyorum.

Mesela verdiğim örneklerden biri aktörler ve sinema oyuncularıydı. Sinema oyuncuları pek çok karakteri canlandırırlar. Bunlardan bazıları sıradan insanlardır, bazıları şiddete maruz kalan ve hastalık kurbanı iyi insanlardır, bazıları ise kendi çıkarları için başkalarını harcayan psikopat karakterlerdir. Bir rolde ustalaşmak için bazen işi o kadar ileriye götürürler ki oynadıkları karakterin yaşamına yoğun bir şekilde dalarlar ve fiziksel özelliklerin ötesine geçerek oynadıkları karakter gibi düşünmeyi ve hissetmeyi öğrenirler. Son olarak o karaktermiş gibi davranırlar. Eğer çekim yasası evrensel bir kanunsa aktörlerin canlandırdıkları karakterin hayat şartlarını kendilerine çekmeleri gerekmez mi?

Sinema oyuncularının sadece rol yaptığı ve oynadıkları karakter haline gelmeyi amaçlamadıkları fikri çekim yasası açısından bir fark yaratmamalıdır. Çünkü çekim yasası formülatörlerine göre duygu, düşünce ve davranışlarınız tam bir uyum içindeyse çekim garantilemiş demektir. Aktörlerin bir role hazırlanma süreçlerinin ne kadar yoğun olduğu dikkate alınırsa çekim yasası gereği oynamaya konsantre oldukları karakterin hayat şartlarını kendilerine çekmeleri gerekir.

Çekim Yasası öğretmenlerinden biri olan James Ray’in sözlerinde bu durum açıkça ifade edilir:

Alıntı:
“… Düşüncelerinizin, duygularınızın ve davranışlarınızın tamamen uyum içinde olması gerekir.

Eğer sonuç alınamıyorsa, muhtemelen bu üçünden birinin eksik olduğunu söylerim. İstediği ve hak ettiği bir şeyi yaratamayan birine bakarsanız, bu üçünden birinin eksik olduğunu görürsünüz. Üçününde tam ve uyum içinde olması gerekir.

Bunu yaptığınızda, gerçekten hak ettiğiniz türden bir hayat yaratırsınız.” –James Ray, Larry King Live, 8 Mart 2007.
Görüldüğü gibi üçünün de uyum içinde olması gerekir. Aktörlerin yaptığı da tam olarak bu değil mi?

Alıntı:
Hepimiz titreşimsel varlıklarız. Sizler, alıcınızı bir istasyona ayarladığınızda o istasyonda çalanları duyan radyolar gibisiniz. Anteninizi aldığınız şeye odaklanırsınız ve sadece 17 saniye o istasyona odaklansanız bile içinizdeki titreşimi aktif hale getirirsiniz. İçinizdeki bir titreşimi aktif hale getirdiğinizde, Çekim Yasası o titreşime cevap vermeye başlar ve istediğiniz veya istemediğiniz bir şey olsa bile o şeyi kendinize çekersiniz.
Abraham
18 Ağustos Pazar günü
Kuzey Los Angeles’taki atölye çalışmasından alınmıştır.
Kaynak: Home of Abraham-Hicks Law of Attraction -- It All Started Here!
Alıntı:
"Çekim Yasası, bir şeyi iyi yada kötü olarak algılamanıza veya bir şeyi isteyip istemediğinize aldırmaz: sadece düşüncelerinize karşılık verir." -Bob Doyle.

"Birçok kişi borçlarından kurtulmak istiyor. Bu onları sonsuza dek borç içinde bırakıyor. Düşündüğünüz şeyi kendinize çekersiniz. Ama borçtan kurtulduğunuzu düşündüğünüzü söyleyebilirsiniz. Borçtan kurtulmayı veya borca girmeyi düşünmeniz önemli değildir. Borcu düşünürseniz borcu çekersiniz." -Bob Proctor
Yukarıdaki alıntılarda da görüldüğü gibi ÇY öğretmenleri ÇY'nin bizim neye odaklandığımıza ve neyi imajine ettiğimize cevap verdiğini vurguluyor. Bir imge (sonuçları zararlı da olsa) eğer bizim bilinçaltımızda yer alıyorsa ÇY bunu gerçekleştirecektir.

Bu fikri kabul edersek hiçbir hipokondriyakın (hastalık hastasının) sağ kalmaması gerekiyor. Pek çok hastalık hastası fiziksel olarak sağlıklıdır ancak kendilerinin korkunç bir hastalığa yakalandıklarına KESİN olarak inanırlar ve bunu sürekli vizualize ederler. Hatta bu yüzden doktorlara gereksiz yere başvururlar, doktor onlara sağlam olduklarını söyler ancak yine de çoğu kez buna ikna olamazlar. İlaç almadan iyileşeceklerine inanmadıkları için bu kişilere placebo hapları verilir.

Alıntı:
"İnsanların kanseri düşünceleriyle çektiğine dair hiçbir kanıt yoktur." (Dr. Richard Wender, Amerikan Kanser Derneği Başkanı, 23 Mart 2007, Nightline)
The Secret yazarı Rhonda Byrne'ye göre terör ve soykırım kurbanları bu olayları düşünceleriyle kendileri çekerler. Ruanda'daki tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınlarla ve çocuklarla ilgili bir soruya verdiği cevap aynen şu şekilde:

Alıntı:
'If we are in fear, if we're feeling in our lives that we're victims and feeling powerless, then we are on a frequency of attracting those things to us ... totally unconsciously, totally innocently, totally all of those words that are so important.'

"Eğer korku içinde yaşarsak, eğer kurban ve çaresiz olduğumuzu hissedersek, bu şeyleri kendimize çeken bir frekans yayarız... Tamamen bilinçsizce, tamamen masumca, tamamen öylesine önemli olan kelimelerle."
Yani katillerin değil, kadınların ve çocukların suçu.

Çekim Yasası pazarlamacıları sonuçtan nedene doğru çalışıyor.

Aldığınız sonuç neyse onu istemişsiniz demektir.

Yani hanımlar, eğer tecavüze uğrarsanız The Secret prodüktörüne göre bu sizin hatanız. Bilinçaltınızdaki imgelerle bunu hayatınıza kendiniz çektiniz. Hak ettiğiniz için bu sonucu aldınız.

Byrne, aynı şeyi tacize uğrayan çocuklar için de söylemişti. Tacize uğrayan çocuklar bilinçsiz olarak da olsa bunu kendilerine çekiyorlardı.

Bu mantıkla yahudilerin maruz kaldığı Nazi holokostunu, engelli insanların da öjeni gibi vahşetleri kendilerine çektiğini kabul etmemiz gerekir ki bu son derece absürd ve irrasyonel bir yaklaşım olacaktır.
__________________
"Birçok kişi mutluluğun ne olduğuyla ilgili yanlış bir fikre sahip. Mutluluğa kendini tatmin ederek değil, değerli bir amaç uğrunda mücadele ederek ulaşılabilir." - Helen Keller
Muallim isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla