@MuminOKAN
Aktörler, hipokondriyaklar ve kanser araştırmacılarıyla ilgili yaptığınız açıklama şahsen bana pek açıklayıcı gelmedi. Sapıklar hakkındaki açıklama ise geçerli olabilir.
“Aktörler hayatlarını idame ettirmek için o işi yaparlar” dediniz. Böyle bir itirazın gelebileceğini tahmin ettiğim için önceden bu konuyla ilgili açıklama yapmıştım. Çekim Yasası belli ilkelere göre çalışan otomatik bir sistemdir. Eğer bu ilkelere uyulursa yasanın çalışması gerekir. Hem de hiç istisnasız, her seferinde. The Secret belgeselinde yer alan James Ray'e göre duygu, düşünce ve davranış kombinasyonunun Çekim Yasası'nı çalıştırmayı kesinleştirmesi gerekir.
Sinema oyuncuları pek çok karakteri canlandırırlar. Bunlardan bazıları sıradan insanlardır, bazıları şiddete maruz kalan ve hastalık kurbanı iyi insanlardır, bazıları ise kendi çıkarları için başkalarını harcayan psikopat karakterlerdir. Bir rolde ustalaşmak için bazen işi o kadar ileriye götürürler ki oynadıkları karakterin yaşamına yoğun bir şekilde dalarlar ve fiziksel özelliklerin ötesine geçerek oynadıkları karakter gibi düşünmeyi ve hissetmeyi öğrenirler. Son olarak o karaktermiş gibi davranırlar. Eğer çekim yasası evrensel bir kanunsa aktörlerin canlandırdıkları karakterin hayat şartlarını kendilerine çekmeleri gerekmez mi?
Sinema oyuncularının sadece rol yaptığı ve oynadıkları karakter haline gelmeyi amaçlamadıkları fikri çekim yasası açısından bir fark yaratmamalıdır. Çünkü çekim yasası formülatörlerine göre duygu, düşünce ve davranışlarınız tam bir uyum içindeyse çekim garantilemiş demektir. Sinema oyuncularının bir role hazırlanma süreçlerinin ne kadar yoğun olduğu dikkate alınırsa çekim yasası gereği oynamaya konsantre oldukları karakterin hayat şartlarını kendilerine çekmeleri gerekir.
Çekim Yasası öğretmenlerinden biri olan James Ray’in sözlerinde bu durum açıkça ifade edilir:
Alıntı:
“… Düşüncelerinizin, duygularınızın ve davranışlarınızın tamamen uyum içinde olması gerekir.
Eğer sonuç alınamıyorsa, muhtemelen bu üçünden birinin eksik olduğunu söylerim. İstediği ve hak ettiği bir şeyi yaratamayan birine bakarsanız, bu üçünden birinin eksik olduğunu görürsünüz. Üçününde tam ve uyum içinde olması gerekir.
Bunu yaptığınızda, gerçekten hak ettiğiniz türden bir hayat yaratırsınız.” –James Ray, Larry King Live, 8 Mart 2007.
|
Görüldüğü gibi üçünün de uyum içinde olması gerekir. Aktörlerin yaptığı da tam olarak bu değil mi?
Ayrıca çekim yasası öğretmenlerinin verdikleri diğer öneriler ve teknikler de sinema oyuncularının, hipokondriyakların ve büyüklük sanrıları yaşayan paranoid şizofrenlerin vizualize ve imajine ettikleri durumları kendilerine çekmelerini gerektiriyor:
Alıntı:
"Çekim Yasası, bir şeyi iyi yada kötü olarak algılamanıza veya bir şeyi isteyip istemediğinize aldırmaz: sadece düşüncelerinize karşılık verir." -Bob Doyle.
"Birçok kişi borçlarından kurtulmak istiyor. Bu onları sonsuza dek borç içinde bırakıyor. Düşündüğünüz şeyi kendinize çekersiniz. Ama borçtan kurtulduğunuzu düşündüğünüzü söyleyebilirsiniz. Borçtan kurtulmayı veya borca girmeyi düşünmeniz önemli değildir. Borcu düşünürseniz borcu çekersiniz." -Bob Proctor
|
Ayrıca The Secret yazarı Rhonda Byrne, Oprah Winfrey ile yaptığı ropörtajında şöyle dedi:
Alıntı:
"If you see people who are overweight, do not observe them, but immediately switch your mind to the picture of you in your perfect body and feel it." "Aşırı kilolu insanlar görürseniz, onları gözlemlemeyin; bunun yerine, hemen zihninizde mükemmel bir bedene sahip olduğunuzu hayal edin." |
Yani zayıflamanız için aşırı kilolu insanlara bakmamanız, onları vizualize etmemeniz gerekiyor.
Alıntı:
Hepimiz titreşimsel varlıklarız. Sizler, alıcınızı bir istasyona ayarladığınızda o istasyonda çalanları duyan radyolar gibisiniz. Anteninizi aldığınız şeye odaklanırsınız ve sadece 17 saniye o istasyona odaklansanız bile içinizdeki titreşimi aktif hale getirirsiniz. İçinizdeki bir titreşimi aktif hale getirdiğinizde, Çekim Yasası o titreşime cevap vermeye başlar ve istediğiniz veya istemediğiniz bir şey olsa bile o şeyi kendinize çekersiniz.
Abraham
18 Ağustos Pazar günü
Kuzey Los Angeles’taki atölye çalışmasından alınmıştır. Home of Abraham-Hicks Law of Attraction -- It All Started Here! |
Görüldüğü gibi
imgeleriniz ve
titreşimleriniz uyum içindeyse bir şeyi hayatınıza çekmeniz gerekir. Ancak hipokondriyaklar ve film aktörleri bu tanıma uymalarına rağmen vizualize ettikleri durumları hayatlarına çekmezler.
Kanser araştırmacıları -işleri gereği olsa bile- hemen her gününü kanseri, AIDS'i, sklerozu ve diğer sayısız tibbi durumu inceleyip araştırıyorlar. Yani çekim tekniklerinden olan imajinasyon yöntemini kullanıyorlar. Ancak hiçbir hastalığı kendilerine çekmezler.
Çoğu insan uçmaktan korkar, ancak bir uçak kazasında ÖLMEZ. Pek çok kişi örümceklerden korkar, ancak bir örümceğin ısırığıyla HAYATINI KAYBETMEZ. Birçok kişi yükseklikten korkar, ancak bir uçurumdan düşerek ÖLMEZ. Oysa çekim yasası bilinçaltımızda olan korkuları kendimize (istemesek de) çekeceğimizi söyler.
Son verdiğiniz örnekte ne demek istediğinizi tam anlayamadım. Adamın kaza yapması tamamen ÇY dışı nedenlerledir. Son derece güven ve konfor içinde olsa da hesap etmediği durumlar kazaya neden olabilir.
Sorumu yinelemem gerekirse; Film aktörlerinin, kanser araştırmacılarının, hipokondriyakların ve diğer delüzyonel durumlar yaşayanların sanrılarını ve hayallerini gerçekleştirmelerini engelleyen şey nedir?