Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-11-2012, 10:47 AM   #25 (permalink)
Muallim
Teğmen
 
Muallim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 61
Tesekkür: 108
50 Mesajinıza toplam 178 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Muallim will become famous soon enoughMuallim will become famous soon enough
Standart Cevap: Eğer çekim yasası doğruysa

Alıntı:
ceko_25 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1) bi şey sölim başta bu kadar çok alengirli kelimeler kullanman çok gereksiz
Ben yeterince açık konuştuğumu düşünüyorum. Hatta açık olabilmek adına sık sık kişisel gelişim ve psikoloji terminolojisini kullanıyorum. Buradaki kişilerin büyük çoğunluğu da kişisel gelişim kitaplarıyla ilgili oldukları için bu tür terimlere alışkın olduklarını varsayıyorum.

Alıntı:
ceko_25 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
cevap şu hipokondiriyaklar dedigin zaten hastalık hastası sürekli bi saglık problemi yaşicaanı düşündügü için sürekli salık sorunları yaşarki böle kişilerin genelde büyük problemleri vardı önemsiz durumları kafasına çok takar bölece migren hastası olur yok dişi arır kendini en kısa yoldan kanser etmek için sigara içer falan filan liste uzar
2)delüzyonel durumlar deigin de vikipedia dan baktım ne kadar dogru bilmiyorum ama bunada benzer bi örnek verirsem sürekli hastalanma ihtimaliyle yaşayan bi insan bu durumu saplantı haline de getirirse aynı durum ortaya çıkar eger komple deli diilse böle olucaktı
Önceleikle; Hipokondriyaklar sürekli hasta olmazlar (en azından benim bildiğim kadarıyla bu konuda bilimsel bir rapor yok). Bu kişiler hasta oldukları konusunda sanrılara kapılırlar. Belki stres ve endişeye bağlı bir takım ufak tefek sağlık sorunları yaşayabilirler (baş ağrısı, saç dökülmesi, mide bulantısı gibi). Ama bunların çekim yasasıyla bir ilgisi yoktur ve sebebi tamamen organiktir. Ve hiçbir hipokondriyak, vizualize ederek kanseri kendisine çekmez. Hipokondriyaklar imajne ettikleri hastalıklara KESİN olarak yakalandıklarını düşündüklerinden doktora giderek kendilerine sık sık test yaptırır. Ancak test sonuçları onların sağlam olduklarını söyler. Fakat yine de birçoğu için bu ikna edici bir neden değildir. Bu yüzden bu kişilere placebo hapları verilir. Bu hapların aslında fiziksel olarak iyileştirici bir özelliği yoktur, ama hastalık hastaları bunları aldıklarında kendilerini psikolojik açıdan iyi hissederler ve böylece paranoyalarından kurtulurlar. Placebo etkisi bir ameliyatla da sağlanabilir. Ölümcül bir hastalığa yakalandığına inanan evhamlı kişiler ameliyat olmadan iyileşeceklerine inanmazlar. Bu nedenle bu kişilere yapmacık ameliyat yapılır. Bu kişiler anestetize edilir (uyutulur), vücutlarında bir kesi yapılır ve orası dikilir. Böylece olaya ameliyat süsü verilir. Hasta da bu sayede “ameliyat oldum, iyileştim” diye düşünerek paranoyalarından kurtulur.

Yani hastalık hastaları gerçekten vizualize ederek kansere yakalansalardı bu kişilere placebo tedavisi değil gerçek (fiziksel) tedavi uygulanırdı.

Son olarak:

Alıntı:

"I want to be very clear that there is no evidence that people attract cancer by their thoughts,"

"İnsanların kanseri düşünceleriyle çektiğine dair hiçbir kanıt yoktur." (Dr. Richard Wender, Amerikan Kanser Derneği Başkanı, 23 Mart 2007, Nightline)
Alıntı:
ceko_25 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
kanser araştırmaçıları farklıdır sürekli kanserli insanları tedavi etikleri için bilinçaltı tehhlikeli bi durumdan korunma mekanizması geliştiricektir
"Bilinçaltı korunma mekanizması geliştirir" diyorsun, bu ne demek, ve nasıl geliştirir? Bu yeterince açık değil.

Alıntı:
ceko_25 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1) robert de niro bi filme başlamadan önce 6 7 ay o roldeki adam olurmuş bi film için 40 kilo alır 1yada 1 yıl boks örenir yada dagda bayırda bile yaşadıgı olurmuş ama bu rol içabıdır da aktörlerin bu durumunu açıklamakta zor harbiden
Burada zaten benim dediğim durumu örnekleyerek onaylamışsın.

Alıntı:
ceko_25 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
şimdiiiiii şöle söliyebilirim robert de niro dünyanın en iyi aktörlerindendir ben al pacino yu severim ama o karakter oyuncusudur robert de niro süper yetenektir kendisini bu yönde eyitmiştir gençlik yıllarında ki rolleri ilerleyen yaşlardakine göre daha kötüdür yıllar içerisinde aldı egitim örendikleri sayesinde IQ yükseldigi için bilinçaltıda çok fazla egitilir bilinçaltı derki ben bir starım en iyisiyim der ve çekim yasası ona hep daha zor rollerle karşılaştırır. Yaşadıgı karakterin gerçek olmadıgını ama elinden gelenin en isini yaparak ödülüleri parayı şöhreti toplar ve bir sonraki zor görevi kendisine çekmek işe koyulur korku burnunda bi pskopat rolüyle tahrihe geçer ve bir sonraki başarısını hayatına çekmek için çalışmalara başlar pskopatın hayallerini kendine çekmez pskoppattan sonra bi kadın rolunude olnayarakda kendini tatmine ulaşır falan filan
Bir film starı zor görevleri yapmak konusunda uzmanlaşmışsa ona zor görevler verilmesi gayet doğaldır zaten. Hatta başrol oyunculuğu da verilebilir. Bu tamamen o kişideki yetenek, özgüven ve çalışmayla alakalı bir durumdur ve durumu açıklamak için "çekim yasası" gibi ikinci bir faktöre gerek yok.

Mesela bir film starı polisiye rollerde ustalaşmışsa bu görevleri kendisine "çekecektir." Ama burada mecazi bir "çekim" vardır. Yani bahsettiğimiz çekim yasasına bir örnek oluşturmaz.
__________________
"Birçok kişi mutluluğun ne olduğuyla ilgili yanlış bir fikre sahip. Mutluluğa kendini tatmin ederek değil, değerli bir amaç uğrunda mücadele ederek ulaşılabilir." - Helen Keller
Muallim isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla