12-10-2008, 05:02 PM
|
#26 (permalink)
|
Guest | Ynt: awayy'in günlüğüne hoşgeldiniz!! Alıntı: eylülzen Nickli Üyeden Alıntı
Merhaba sevgili away bende yaklaşık 3 haftadır telkinleri dinliyorum ilk bir kaç gün hiçbirşeyi umursamaz tavrım vardı hızla etki hissettim ve daha sonrasında hiçbirşey olmamış gibi eskiye döndüm sanki yada bn farkedemiyorum sonuçta dünden beri beni bir karamsarlık sardı içimdeki ses bastırdı hadi be sana hiçbirşey etki etmez üstelikte nasıl etki etsinki bunca yaşanandan sonra diye bu arada içimdeki ses çok geniş kapsamlı konuşmakta uzman olmuş sanırım derken bu gün siteye girdim ve senin günlüğünle karşılaştım okudum ve tekrar inancım geri geldi gibi diyebilirim bu anlamda günlük açma fikri çok güzel ben yaşamı boyunca herşeyi içinde kendi halletmek yapısında olan birisiyim yani hiç bir duygusunu açmayan asla yardım istemeyen bu yüzden günlük açmak zor geliyor bana hatta kendince günlük bile yazmayacak kadar ketum bir yapım var gel görki bu durum büyük sorunlara yol açtı bende buradaki diğer arkadaşlarım gibi değişmek istiyorum artık üzülmek çok yorucu ve hayatımızdaki kısır döngüler yıllarca yaptığımız olumsuz içsel konuşmaları bir anda olumluya çevirmek kolay olmayacak biliyorum bunu yapmakta burada sizlerin desteğini hissetmekle ancak olabilir bazen küçücük bir olumlu söz yada benzer şeyler yaşayan bir başka insan bana yalnız olmadığımı hissettiriyor umarım hep birlikte harika değişimler yaşarız sevgiyle kal hoşcakal |
Ayyy o kadar da uzun uzun yazmıştım bi anda silindi hepsi eylül yaaa
Neyse tekrar toparlamaya çalışayım..
Eylülzencim merhaba..
Aslında bugün günlüğüme yazmayı düşünmüyordum, biraz canım sıkkın bugün.
Ama mesajını görünce dayanamadım canım.
Ben de aslında insanlara pek duygularımı açan biri değilimdir. Tüm problemlerimi (oldukça ciddi bile olsalar) hep kendi kendime halletmeye çalışırım. Halledemesem bile gene paylaşamam. Bunun sebebinin de farkındayım. Pek çok insan karşısındaki insanı ezerek, onunla alay ederek kendilerini tatmin etmeye çalışırlar ve bu bizim gibi zaten kırılgan olan insanlara bıçak darbesi gibi olur. O nedenle içimizde tutarız tutarız ve o büyür. Sonra da bu insanlardan kendimizi koruyabilmek için rol yapmaya başlarız ki üzerimize gelmesinler (Kendi adıma konuşayım, ben böyleyim). Beni dışardan tanıyan insanlara sorarsanız, hiçbir şeyi takmayan, dünya yansa umrunda olmayan, hiçbir şeye üzülmeyen, duygusallık ve aşk nedir bilmeyen biri olarak tanımlarlar.
Dışarıya böyle bir imaj yansıtmışım ben.. Ama kendim gibi olsam inan insanların darbelerine dayanamıyorum..
Eh haliyle rol bir yere kadar.. İnsan yoruluyor... Ve sonra inzivaya şekiliyor.. Çünkü ancak kendimleyken kendim gibi olabiliyorum.
Günlük konusuna gelince... Ben çok konuşkan bir insan değilimdir. Kendimi konuşarak ifade etmekte zorlanırım.. Yazmak bana her zaman daha rahat gelmiştir.
Buraya yazdıklarımı ne ailemle ne en yakın arkadaşlarımla paylaşıyorum.. Daha önce psikolog, psikiyatrist, hipnoterapist..vb kişilerle de paylaştım biraz, evet. Ama hiçbir zaman ticari amaç güden insanların iyiniyetine inanmadım ve o insanlarla iletişimim hep başladı ve kısa sürede bitti.
Burada ise benimle benzer problemleri yaşayan, derdine çözüm arayan insanlar var. Ve ben bu insanların dürüstlüğüne ve iyiniyetine inandım ve o nedenle burda hayatımı paylaşmaya başladım.
Senin tedirginliklerini anlıyorum. Buraya biraz daha ısınınca eminim sen de paylaşmak isteyeceksin bizlerle yaşadıklarını.. Bizi ancak aynı dertleri yaşamış insanlar anlar diye düşünüyorum.. Ve burada birbirimize destek olmalıyız... Sen de içinde biriktirme, kendine eziyet etme..
Bendeki değişim de inan çok yavaş ve uzun dilime yayılmış şekilde oldu, artık umudumu kesmeye başlıyordum.
29 yaşında olduğumu düşününce, bunca yılın yükünün bir anda silinmesini beklemek çok fazla şey beklemek olabilir. Ve değişim yavaş olunca, bir süre sonra sanırım değişimi farketmez oluyor insan. Sanki zaten hep öyleymişsin gibi geliyor. İşte günlük tutmanın en büyük faydası bu bence.. Geçtiğin aşamaları görüp, aslında yerinde saymadığını görmek.
Sanırım kendimize birkaç ay daha tanıyıp sabretmemiz lazım ki büyük değişiklikleri görelim...
Haftasonları çok zor geliyor bana. Haftaiçi işe gidip gelince vakit geçip gidiyor (işimi sevmesem bile). Ama haftasonu evde kalırsam kendimi çok dinliyorum, analiz ediyorum. Mutlumuyum mutsuz muyum. Sıkılıyor muyum vs.. Sanırım şu dönemi atlatana kadar kendimizi unutturacak bazı aktivitelerle uğraşmamız lazım. Kendimizi bu konuda biraz zorlamamız gerekiyor gibi. Sonra kendimizle kalmanın bize çok keyif vereceğine inanıyorum ben..
O günü de sabırsızlıkla bekliyorum.. Seni kocaman öpüyorum burdan
Esinnciğim sen de hoşgeldin, sevgiler.. |
| |