Cevap: BUGÜN KENDİM İÇİN NE İSTİYORUM? yüreğimdeki sevgiyi verebilmek istiyorum demişim.
kısa bir süre öncesine ait olsa bile yazdıklarıma gözattığımda şaşırıyorum irkiliyorum mutlanıyor umutlanıyorum.
şu an çalıştığım yer özel bir okul ve çocuklarla da velilerle de iş arkadaşlarımın ilşkisi maksimum düzeyde ve hep sıcak. ben aslında sohbet ve gülümseme konusunda cimriyim hepsinden sanırım. ama bu hafta öyle inanılmaz geri dönüşlerle geçti ki. velinin biri ne yaptınız siz bu çocuklara diye sorduğunda gülerek..
SEVDİM diyebildim sadece..
SEVDİM..
birkaç gün öncesine gittim sanki hızlı bir zaman yolculuğuyla.
beklenmedik bir karşılaşma.. ve aynı soru..
ne yaptın sen bana..
usulca.. çaresizce..
SEVDİM dökülüvermişti yine dudaklarımdan.
evrenden hala sevgimi doya doya benden taşa verebilmeyi istiyorum.. almayı mı? düşünmemişim.. dilememişim.?
hep aynaya çarpar gibi çoğalarak geri dönen bi olgu olduğunu hesap etmemişim ama yaşayarak öğrenmişim...
yaşayarak öğrendiğim herşey için şükrediyorum ve her yaşadığımdan bişeyler öğrenmeyi ve yaşamıma yansıtmayı seçiyorum..
son zamanlarda bir eksiklik duygusu yapıştı içime. olduğu yerde bırakıp görmezden gelmeye çalıştım önceleri. sanki onu yerinden etsem, sanki gözümle elimle yoklamaya kalksam tutunduğu yer kanamaya başlayacak gibi. korktum yüzleşmeye önce.ama çoğaldıkça çoğaldı kocaman oldu sızdı ne yapıp edip bilinç düzeyime. hep şaşırtmıştır beni bu. nasıl olur da eksiklik, yokluk, boşluk, hiçlik varlıktan daha çok yayılma alanı bulur.
şöyle tanımlamıştım hatta bunu.
yokluk varlığı kapsıyor. varlık yokluğa yetişemiyor.
varlık ve yokluk birbirine dönüşümlü mü gerçekten?varlık yokluğa kısmen devinimli, yokluk varlığa devinimsiz sanki. tek tek her varlığın varolduğu hücrelerin, tümünde varoluyor tek bir yokluk Başarılı bir operasyonla. genleşiyor adeta. ve sonra yokluk varlıkla yer değiştirdiğinde yokluğun çekildiği hücrelere tek varlık dolamıyor. yokluk sanki sadece varlığın dolamadığı yeni hücrelere dönüşebiliyor.
varlığın yokluğa dönüşme becerisi Başarısız bir istimlak sadece. yine de her yokluk beceriksiz kurbanını tevazu ile kutsuyor.
varlık yerini yokluğa terketmiyor hemen. başka bişey kaplıyor hücreleri hafif alkollü kehrimsi bir tadı olan..BİLME nin dayanılmaz hafifliği. sonra asansör gibi geliyor yokluk.
yokluk varlığı kapsıyor. varlık yokluğa yetişemiyor.
yokluk adıyla geldi asansör gibi... AİTLİK...
şaşırdım, yadsıdım.. yıllarca ilmek ilmek işledim, örgüsünü kendim kurdum ve haykırdım.. ÖZGÜRLÜK AİTSİZLİKTİR..
yaşayarak öğrenmekte olduğum ne öyleyse..aitlik duygusundan yoksunluğun bu sızısı neden?
yoksa tüm yolları bunun bir yanılşgı olduğunu öğrenmek için mi yürüyorum..
yollarımın köşe başlarını hatırlıyorum ister istemez.. ilk gençlik yıllarımda yazdığım bir şiirin bikaç dizesi düşüyor aklıma. çok önce yazdığım şiirler de hep şaşırtmıştır beni. sanki yaşamışım gibi. ya da yeniden aynı köşelere varır gibi. hayır hayır.. sanki bir başlık atmışım yaşamımın bir paragrafına.. sonra içini yaşayarak doldurmuş.. ve hep son satırda ilk satıra varmış gibi...
..soyundum bugün tüm izmleri / askıya astım / heyhat / boşa kürek çekmişim / geriye zaaflarımla ben kaldım...
önce varıp sonra yürümek mi kaderim? önce yitirip sonra bulmak mı? önce bilip sonra anlamak mı?
verdiğim tüm özgürlük savaşlarımı düşünüyorum..yolu aitsizlikten geçen...
aklıma Nietche nin bir sözü geliyor..
Özgür mü diyorsun kendine ?
Sana hükmeden düşünceni duymak isterim,
bir boyunduruktan kaçıp kurtulduğunu değil !
anlıyorum..aitsizlikten öte geçmeden hiçbir zaman göremeyeceğim noktadayım..yokluğu vazgeçtiğim değil, ulaşmadığım varlıkla doldurmayı seçiyorum..
varlıklarınızın yokluklarınızı örtmesini dilerim..
sevgi ışığıyla yürüdüğünüz yollarda..
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |