Aslında bana göre, konu yıkıcı eleştiri. Ailenden ya da çevrenden bunu öğrenmiş olmalısın. Aynı şeyleri ben de yaşarım. Ben misafir geleceğinde günlerce belki ne yapacağım diye düşünürüm. Alışveriş hazırlık hepsi sanki bir kabusa döner:) Bir telaş bir telaş. Misafirlerim geldiğinde ise diken üstünde olurum. Koşturur dururum. Sonrasında ne mi olur? Genelde başarı ile sonuçlanır. Bazen de yapmayı unuttuğum şeyler için hayıflanırım. Pek çok şeyi beğenmem. Bunları yazmanın sana ne faydası var? Şöyle ki bütün bunları bir çok insan yaşıyor. Fakat kendine karşı bu kadar acımasız olmamalısın. Ben geri zekalıyım, aptalım gibi sözler yerine aynen durumu kabul etmelisin. Mesela, böyle bir durumda kendine sorabilirsin. En kötü ne olabilir? En iyi ne olabilir? Olursa ne olur? Farz et ki filmi beğenmediler, Eee ne olur peki? Sana büyük ihtimalle "biz beğenmedik" derler. Sen ne cevap verebilirsin böyle bir durumda " çok özür dilerim ben bir aptalım beğeneciğinizi ummuştum. Eh napalım ben hiç bi şeyi zaten doğru dürüst yapamam. Lütfen beni bağışlayın. Ya da ben beğenmiştim, fakat zevkler farklı. Demek ki siz sevmediniz. Sevmek zorunda da değilsiniz zaten."
İyide bizler zaten farklı bireyleriz. Herkes her şeyi beğenmek zorunda değil.
Sonrasında ise benzer durumlar için, şöyle bir düşünce tarzı geliştirebilirsin. Öncelikle yaşadığın duygunu kabul et. "evet" de, "biliyorum şu an da arkadaşlarımın benim fikrimi benimsememesinden endişe duyuyorum. Beni eleştirmelerinden korkuyorum, fakat bunun o kadar da büyük bir yıkım olacağını düşünmüyorum. En fazla biraz üzülebilirim, kırılabilirim. Yine de bunlar da insani duygular. Ben bundan böyle böyle durumlarda endişe duymak yerine hayatın keyfini çıkarmayı hayatı geldiği gibi kabullenmeyi ve huzurlu ve mutlu olmayı seçiyorum. Artık bu korku ve endişelerimden özgürleşiyor, kendimi olduğum halimle kabul etmeyi ve sevmeyi seçiyorum."