Cevap: KENDİN OLMANIN 12 ALTIN KURALI Dilencinin biri yıllardır her gün aynı mahalledeki bir dükkânın bitişiğindeki harabe bir duvar dibinde duran eski bir sandığın üzerine oturur ve dilenirmiş. Bir gün bir bilge oralardan geçiyormuş. Dilencinin hali bilgenin dikkatini çekmiş ve ona doğru yönelerek sormuş:
—Üzerine oturduğun sandığın içinde ne var?
—Hiç, sadece eski bir sandık, kendimi bildim bileli orada.
—Hiç açmayı denedin mi?
—Çok zaman önce denemiştim ama olmadı. Ben de vazgeçtim.
—Bence bir daha dene.
—Bir işe yaramaz! Çok zor açmak... Hem çekiç lazım, pense lazım; nereden arayıp bulayım şimdi? Sonra benim işim var, para dilenmek zorundayım. Paraya ihtiyacım var. Her gün bunun için sabah erkenden buraya gelir ve dilenirim. Hayat mücadelesi işte, koşturup duruyoruz. Sandığı açmakla uğraşacak kadar zamanım yok.
—Peki denesen ne kaybedersin?
—İşim aksar, zaman kaybederim.
—Peki, sandığın içinden hoşuna gidecek bir şey çıkarsa?
Dilenci bu derin bakışlı ve huzur veren simasıyla kendisiyle ilgilenen bilgeden etkilenmiştir, ikna olur ve bir yerlerden çekiç pense bulur, sandığı zorlayıp açar. Açar ve yıllardır üstüne oturduğu sandığın içinin mücevherlerle dolu olduğunu görür.
İçindeki sen, define sandığındır, yıllardır üzerinde, kıymetini bilmeden oturduğun...
Artık hazinelere kavuşma vaktin gelmedi mi sence? Öyleyse dinle yüreğini, onun sessiz fısıltılarından ilham al!
(Alıntıdır.)
__________________ sen neye hazırsan o da sana hazırdır... |