Cevap: Tanrı ile Sohbet - Alışılmadık Bir Diyalog 1 Kitabı Hakkında Yorumlar Hepimize eskiden beri öğretilen bir Allah inancı var. Malesef bu inanç daha çok kulaktan dolma hurafelerle ve zanlarla örgülenmiş bir inanç. Bense söylediğiniz konuyu mesnevi okurken daha çok fark ettim. Şimdilerin kuantum dedikleri şey aslında şemsin 40 kuralında da görebileceğimiz yada mesnevide de okuyabileceğimiz konular. Ne yazık ki Necip Fazılında dediği gibi biz güneşi ceketimizin cebinde kaybetmişiz. Bize Allah hep ceza veren, en ufak bir hatamızda başımıza bela yağdıran biri gibi gösterildi( Tabiri caizse) Oysa mesneviyi okuduğumda bunun asla böyle olmadığını gördüm. O bir dosttu, O sevgiydi, O güzel olan her şeyin özüydü. Varlık O demekti. Sevgili Oydu. Aşk Oydu. Yardım Ondan gelirdi, O kullarını sever, korur ve gözetirdi. Öyle hemen cezalandırmaz, cezalandırdığında ise bunu kulunu korumak için yapardı. Eskiden başıma bir şey geldiğinde hemen "evet " derdim. "Ben kötü biriyim onun için cezalandırıldım." Derin bir suçluluk duygusu, çünkü ailem en ufak bir hatamda beni Allaha şikayet ederdi. Belanı versin derdi Allah. Allah kullarına bela yağdıran bir yaratıcıydı. Sonrasında ise başa gelen şeylerin sadece bir sınanma olduğunu ve her savaştan güçlenerek çıktığımı ve belkide neticesinde madalya aldığımı fark ettim. En büyük madalya sevgi, insanlara sunduğun iyilik.. Öyle peygamberler var ki çok acı deneyimler yaşamışlar. Bu neden böyle peki, madem Allah sadece suçlulara ceza veriyorsa onların ne suçu olabilir? Demek ki başımıza gelen bir sınanmadan başka bir şey değil. |