Anksiyete bozukluğumu nasıl aşabilirim? Merhabalar
Psikolojik bir sorunumu paylaşmak istiyorum.
23 yaşındayım ve kaygı bozukluğu tedavisi görüyorum. Bu sorun bende 2 yıldır var. İlaç terapisi alıyorum; Misol diye bir antidepresan kullanıyorum (bu ilaca başlayalı 19 gün oldu).
Sorunumu kısaca anlatmam gerekirse; egzoz dumanında bulunan toksik maddelerin ve ağır metallerin beyin fonksiyonları üzerinde olumsuz etkileri olduğuyla ilgili bazı haberler okumuştum. Ayrıca bu gazların hamilelerde erken doğum, çocuklarda otizm ve metal retardasyon riskini artırdığıyla ilgili bazı tezler gördüm. Bu durum beni korkuya düşürdü. Egzoz gazlarının IQ seviyemi ve zihinsel performansımı düşüreceği konusunda aşırı derecede kaygılanmaya başladım. Yani “acaba bu zehirli gazlar bende zihinsel engelliliğe yol açar mı?” diye bir kaygı oluşuyor.
Bu sorun yüzünden kendimi adeta eve kapattım ve asosyalleştim. Mecbur kalmadıkça dışarı çıkmıyorum. Çıktığımda da özellikle trafiğin olduğu yerlerde dolaşırken kaygı ve stres dolu oluyorum ve bir an önce işimi halledip eve dönmeye bakıyorum. Sokaklar ve caddeler bana sanki gaz odası gibi geliyor. Ve sık sık "acaba vücudumda biriken ağır metaller anormal düzeye ulaşmış mıdır?" diye düşünmeden edemiyorum.
Anksiyete nedeniyle dışarıdayken nefes alışverişim de dengesizleşiyor. Daha hızlı ve derin bir şekilde soluk alıp veriyorum ve bunu bir türlü kontrol altına alamıyorum. Araştırdım; bu duruma “hiperventilasyon” deniliyormuş. Bu durum sokakta/caddede yürürken nefesime odaklanmam sonucunda oluşuyor. “Zehirli gazları solumamalıyım” diye düşünerek nefesime odaklanıyorum ve bu da doğal/otomatik bir şekilde nefes almamı engelliyor. Kapalı mekanlarda ise nefes alış verişim gayet normal. Ancak kaygı nedeniyle kapalı mekanlardaki nefes alışveriş ritmimi dışarıda koruyamıyorum.
Aslında bu kadar kaygılanmamın anlamsız olduğunu biliyorum ama yine de caddelerde dolaşırken sakin ve relax olmakta oldukça güçlük çekiyorum. Gördüğüm çalışır vaziyetteki arabalar bende hemen bir endişe ve hatta panik duygusu yaratıyor. Ayrıca kaygı nedeniyle ortaya çıkan “hiperventilasyon” yani hızlı ve derin bir şekilde soluk alıp verme durumu beni epey yoruyor.
Bu sorunu aşmak için kendime sık sık telkinler veriyorum: “Kaygılanacak bir şey yok çünkü nükleer santrallerde, maden ocaklarında, benzin istasyonlarında, sanayi kuruluşlarında çalışan kişiler hemen her gün pek çok toksik maddeye maruz kalmalarına rağmen senin korktuğun gibi mental bozukluklara yakalanmıyorlar. Bir zamanlar İstanbul’da hava kirliliği tehdit edici boyutlara ulaşmıştı. Hatta gazeteler gaz maskesi dağıtıyordu. Bu dönemde yaşayan insanlar da zihinsel sorunlar veya öğrenim bozukluğu yaşamadı.”
Ancak yine de bu çabalardan pek bir verim alamadım.
Aslında benim korktuğum şey zehirli gazlardan çok kendi nefes alışveriş şeklim. Daha önce de değindiğim gibi dışarıdayken (kaygı nedeniyle) hızlı ve derin nefes alıp veriyorum. “Bu kadar ağır metallerin/zehirli gazların olduğu bir ortamda aşırı nefes almak çok tehlikelidir” diye düşündükçe soluk alışveriş şeklim korktuğum yöne doğru kayıyor. Yani hiperventilasyon sendromu yaşıyorum ve bu durum beni tedirgin ediyor. Normalleştirmek için kasıyorum ama pek de başarılı olamıyorum. “Acaba soluduğum ağır metaller tolerans miktarını geçer mi?” diye düşünmek böyle bir duruma yol açıyor. Dikkatimi başka şeylere vermeye çalışmak çoğu kez sonuçsuz kalıyor.
En çok kaygılandığım illetlerden biri kurşun zehirlenmesidir (bu zehirlenmenin havalı bir ismi de var: satürnizm). Zira kurşun, sinir sistemine zarar veren ve mental bozukluklara yol açan toksik bir maddedir. Egzoz gazında düşük oranda da olsa var. Roma İmparatorluğu’nun çökmesine yol açan nedenlerden birinin kronik kurşun zehirlenmesi olduğu söylenir. Roma İmparatorluğunun neden çöktüğü tarihçiler arasında hep tartışma konusu olagelmiştir. Bu konuya getirilen açıklamalardan biri de kurşun zehirlenmesi teorisidir. Bu teori jeokimyacı Dr. Jerome O. Nriagu tarafından 1983 yılında New England Journal of Medicine'da yayınlanan bir makalede dile getirildi. Bazı Roman aristokratlarında görülen çılgınlık, davranış bozuklukları ve gut hastalığı da bu teoriye bir delil olarak gösteriliyordu. Romalılar su taşımacılığını kurşun borularla yapıyorlardı. Yiyecek ve içeceklerini kurşun kaplarda saklıyorlardı. Makyaj malzemeleri ve kozmetik ürünleri kurşun içeriyordu. Bazı tarihçiler bu durumun Roma İmparatorluğunun gerilemesinde ve çöküşünde önemli rolü olduğuna inanıyor. Çünkü kurşun zehirlenmesi doğurganlığı azaltmakta ve zihinsel yetileri felce uğratmaktadır. Böylelikle de aristokrat sınıf devleti doğru dürüst yönetemez hale gelmişti. Kurşunlu besinlerle kısırlaşan, yeterince çoğalamayan, üstelik zeka ortalamaları da giderek azalan Romalılar güneyden Arapların, doğudan Macarların, kuzeyden İskandinavyalıların saldırılarına direnememişler.
Satürnizmin entellektüel yetersizliğe yol açtığını öğrenmek beni dehşete düşürmüştü. Ancak biliyorum ki günlük hayatta maruz kalınan kurşun bilişsel yetilere zarar vermez ve vücut bunu tolere edebilir. Ancak buna rağmen hep tolerans düzeyini aşacağım kaygısı içinde oluyorum. Kendime telkinlerde bulunuyorum: “Sigara ve nargilede de kurşun var. Hatta daha başka ağır metaller de içeriyor. Ama bunları içen insanların bilişsel yetilerinden bir kayıp söz konusu olmuyor. Korku duyman anlamsız.”
Ancak bunlar kalıcı bir rahatlama sağlayamıyor ne yazık ki. “Acabalar”, ihtimaller bende bir huzursuzluğa neden oluyor.
Zihnimde egzoz gazı=zeka zehri şeklinde bir imge yarattığım için çalışır vaziyette gördüğüm arabalar bende hemen bir alarm duygusu yaratıyor.
Sigara da içerdiği pek çok ağır metal yüzünden benim için “zeka zehri” statüsündeydi. Ancak bu konuda kendimi az da olsa psikolojik olarak rahatlatmayı başardım. Sigara içen ünlüleri düşündüm: Atatürk, Einstein, Stalin, Churchill, Che Guevara, Obama, Cem Yılmaz… Bu liste uzatılabilir. Kuşkusuz hepsi zeki, yetenekli ve başarılı insanlar.
Egzoz gazı konusunda kendimi nasıl rahatlatabileceğimi tam olarak bilemiyorum. Egzoz gazında karbonmonoksit, hidrokarbonlar, azot oksit ve kurşun gibi insan sağlığına zararlı maddeler vardır. Bunlar arasında en tehlikeli gördüğüm madde kurşundur. Bu yüzden kurşuna maruz kalan aydın kimselerin olup olmadığını araştırmaya koyuldum.
Araştırmalarım sonucunda bazı ünlülerin kurşun zehirlenmesi yüzünden öldüğünü öğrendim. Efsanevi besteci Beethoven bunlardan biri. Nasıl zehirlendiği konusunda çeşitli varsayımlar var. Kimi yediği balıklardan kimi de kurşunlu cam armonikadan zehirlendiğini ileri sürüyor. USA başkanı Andrew Jackson da kurşun ve cıva zehirlenmesinden muzdarip olan ünlüler arasında.
İtalyan ressam Caravaggio, İspanyol ressam ve gravür sanatçısı Francisco de Goya, Hollandalı ressam Vincent Willem van Gogh gibi ünlü isimlerin de kurşun bazlı boyalardan zehirlendikleri yönünde bir takım tezler var. Söz konusu kişilerin kemikleri üzerinde yapılan DNA testleri bu tezleri doğrulamaktadır. Bu kişilerin hayatlarında da satürnizmin önemli belirtilerine rastlamak mümkündür (anemi, işitme kaybı, ağız iltihabı, davranış bozukluğu gibi).
Sonuçta bu kişiler kronik kurşun zehirlenmesi geçirmelerine rağmen entellektüel kişiliklerini koruyabilmişler ve hayal güçleri sayesinde üretken sanatsal aktivitelerine devam etmişlerdir.
Bunları düşünmek beni biraz rahatlatıyor ama yine de kaygılar peşimi bırakmıyor.
Kaygılarımı gidermek için ağır metal testi yaptırmayı bile düşünüyorum. Ama onu da her hastane yapmıyor ne yazık ki. Bildiğim kadarıyla İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsünde yapılabiliyor.
Bu sorunu yenmem için neler tavsiye edersiniz? Benzer sorunları yaşamış olanlar var mı? Davranışçı bilişsel terapi almak bu konuda işe yarar mı? Yoksa yüzleşme/maruz bırakma terapisini mı önerirsiniz? Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ "Birçok kişi mutluluğun ne olduğuyla ilgili yanlış bir fikre sahip. Mutluluğa kendini tatmin ederek değil, değerli bir amaç uğrunda mücadele ederek ulaşılabilir." - Helen Keller |