Işıklı yol Nickli Üyeden Alıntı
Gördüm rüyalarımı geldim, yine aynı temalar. Ne zaman değişecek bilmiyorum. Ne zamannnn???
Bir haftalığına şehir dışına çıkacağım. Mecburi bir gidiş bu, hiç istemediğim bir yolculuk. Fakat mecburum işte. Umarım güzel şeyler yaşarım.
Hayat tam olarak ona verdiğimiz anlamlar bütünüdür. Her şey ama her şey ona verdiğimiz anlam değiştiğinde değişir. Mesela birini düşünün hayatınızın olmazsa olmazıdır belkide, o olmazsa yaşayamam, nefes bile alamam, o olmadan hayat bomboş, varlığımın bir anlamı yok dersek o insan bizim hayatımızın adeta sahibi olur. Sanki o bir çınar bizse adeta bir sarmaşık gibi oluruz. O olmazsa yerlerde sürünmeye, yok olmaya ayaklar altında kalmaya mahkumuz ve kurumaya ve solmaya ve yok olmaya. Oysa o insana hayatımıza anlam katan biri olarak bakabilsek eğer, varlığını önemsesek, sevsek ama tapmasak. Onu gözümüzde ilahlaştırmasak. Varlığına değer versek fakat kusurlarıyla kabul etsek onu, ona da yaşama hakkı tanısak, nefes alma payı bıraksak. Çünkü hepimiz biliriz ki sarmaşıklar sarıldıkları ağaçları zamanla kuruturlar. Yani hastalıklı bir sevgidir bu. Varlığımız kimsenin varlığına bağlı değildir. Bağlı olacağız arkadaşlar, sevgimize değer verecek sahip çıkacağız. Gıyabında da onun aşkına sahip çıkacak, gözümüze başka hayalin girmesine izin vermeyeceğiz. Çünkü yaşadığımız sevgi doyumlu bir sevgi olacak. İçinde bizimde olduğumuz bir sevgi. Kıymetini bildiğimiz ve kıymetimizin bilindiği bir sevgi. Onun hayatına seçimlerine saygı duyacak, gerektiğinde isteklerimizi belirtebileceğiz. Ne esir aldığımız, ne de esir olduğumuz bir sevgi olmayacak. İnsanca yaşanan bir ilişki olacak bu sevgi. İçinde iki insanı barındıran bir sevgi olacak. Birinin efendi diğerinin köle olduğu bir sevgi olmayacak. Velhasılı yaşadığımız ve yaşattığımız bir sevgi. Birlikte yol alınan, birlikte büyüten bir ilişki. Birbirinde yok olduğun bir bütün olduğun bir ilişki. İşte böyle bir ilişkinin olmazsa olmazı, bağlanmak ama bağımlı olmamaktır. Dilerse gidebilir ama kalırsa memnun olurum, mutlu olurum. Bunun için ona verdiğim anlama bakmalıyım. Sonra kendime verdiğim değere, bu ilişkide ben neredeyim, o neresinde. İlahlaştırmadan sevmeyi öğrenmeliyim. Onunda yaşamasına izin vermeli ama esirliği kabul etmemeliyim. Kendi değerimi bilmeliyim. Gelip gidip ayaklarının altına aldığı bir yüreğe kimse öyle paldır küldür giremez. Kimse saygı duymadığı bir yüreğe sahiplik edemez. Yüreğimin emanetidir sevgili, misafiridir. Belkide sahibidir, değer bildiği ölçüde. Yoksa gözden de düşer, gönülden de!..
IŞIK'ca |