acını bile seviyorum senin. İçime acıtan sevgini, yüreğimde tutuşturduğun yangını. Bırak yansın kalbim, bırak. Üstüme üstüme dökülsün bu ateş tufanları. Yine de kaçmıyorum. Yaktıkça yaksın içimi. Ben bana verdiğin bu zehri, içimi yaksa da yudum yudum içiyorum. Ne korkarım bu aşktan ve ne de kaçarım. Sevgili, ah sevgili! Ölümüm bu aşkla olacak benim. Sana ben söz vermiştim. Senden sonra ölüm gelir demiştim sana. Yerine sevemem demiştim. Sözümdeyim hala. Gözlerinden başka göze haram gözlerim ve ellerinden başka elleri tutamaz yanar ellerim. Tıpkı bir okyanusun içinde kayıp gibiyim. Dipsiz, uçsuz bucaksız bir okyanus.
Ahhh, yollarıma pusular kurdunuz benim. Tırnaklarınızı geçirdiniz kalbime, daha derine, daha derine batırdınız. Oysa ben çocuk değilim. Öyle biraz acıyla devrilmem. Düşmem karanlıklara. Başımı gökyüzünün ötesine uzatmışım ben. Bu dünyadan geçmişim. Sizin bir lokma zehriniz acıtmaz benim canımı. Kendimi Allaha bağlamışım ben. Allahım, beni yalnız, beni Sensiz bırakma. Ahhh, aşk sarhoşuyum ben. Nasıl uyanırım bilemem. Şikayetim yok derdimden. Ah sevgili, şikayetim yok senden!...