Aura ve Çakra Kullanma Kılavuzu ; Karla McLaren Eğer daha önce başka bir metafizik çalışma yaptınızsa o zaman psişik koruma sistemleri olan "duvar", "ayna" ya da "beyaz ışığa" aşina olabilirsiniz. Bunlar bazılarının kendilerini başkalarından ve yollarına çıkabilecek herhangi bir "şeytani" enerjiden korumak için kullandıkları bariyerlerdir. Bana göre bu bariyerlerin faydadan çok zararı vardır.
Duvar gerçekten de duvara benzeyen ve tuğlalardan yapıldığı hissini uyandıran bir enerji bariyeridir. Duvarı kullanan kişiler genellikle dünyaya bakışları sert ve esnek olmayan insanlardır. Duvar asla geçilemeyecek bir savunma olarak dikilmiştir. Ne yazık ki çoğu canlı mücadeleden hoşlanır ve bu yüzden ışığa giden pervaneler gibi duvar kullanıcılarına doğru giderler. Aslında yalnız bırakılmak istemelerine rağmen duvar kullanıcıları kendilerini dengesiz ve yönlendirici insanlarla çevrili bulurlar. Duvar kullanıcıları savunma sistemlerinin diğer insanlara cazip ve/veya aşağılayıcı geldiğinin farkında değildirler.
Duvar kullanıcıları çok arzu ettikleri yalnızlığı yaşayamazlar ve çoğu zaman "Bu deli insanlar/işler/ilişkiler beni nereden buluyor? Alnımda mı yazıyor?" diye şikayet ederler.
Aslında herkes altıncı hisleriyle kaba enerji bariyerlerini hissetme yeteneğine sahip olduğundan duvar kullanıcıları gerçekten de alınlarında "Gel bana dalaş!" yazısı ile gezerler.
Ayna tıpkı adı gibi kendisine gelen enerjileri yansıtan ve duvardan daha az aşağılayıcı bir bariyerdir. Söylemi şudur: "Bana ne gönderirsen sana aittir, yani ben seninle iletişim istemiyorum," Ayna sadece yarı etkilidir. Çoğu kimse iletişim kurma çabalarının aynen geri geldiğini görünce vazgeçerken geri kalanlar ille de kalıp çabalarını devam ettirirler. Bir aynanın arkasında yaşamak kişiyi çok yalnız kılar, çünkü aynanın arkasına geçebilen çok az şey vardır. Ayna eğer spiritüel narsistleri cezbederse rahatsız edici bile olabilir çünkü onlar yakınlarda dolanıp kendi akislerini seyretmeye bayılırlar.
Ayna da duvar gibi ölü ve kırılgandır. İkisinde de hiç insani bir taraf olmadığı için ne canlılıkları ne de mizah yanları vardır. İkisi de bu kalıplaşmışlıkları yüzünden auranın akıcılığı ve sağlığı için zararlıdır.
Beyaz ışık hepten başka bir hikayedir. Beyaz ışık, her tür koruma için kullanılan beyaz çok parlak bir aura balonudur. Bu fikir, beyaz ya da gümüşi bir aura içinde görülen ruhani rehberlerden ve meleklerden esinlenerek ortaya çıkmıştır. Bu tür yaratıkların olağanüstülüğü bir kitap doldurabilir, bu yüzden bu konuya kısaca değinip geçeceğiz. Bu konuyu anlayabilmek için, ölüm sonrası yaşam, reenkarnasyon, bilinç ötesi, ruh kardeşleri, karma ve akaşik kayıtlar gibi konularda bilgi sahibi olmak gerekir.
Rehberler ve melekleri kısaca açıklamak gerekirse dünya üzerindeki hayatımızı izlemeyi ve bize yardımcı olmayı kabul etmiş varlıklardır. Genellikle edinmek istediğimiz bilgi ve bizim aramızda, bizimle tanrı arasında ve bizimle ve oluşabilecek ani zihin sarsıntılarımız arasında arabuluculuk ederler. Şok ve geçiş anlarında rehberler bizi beyaz ya da gümüş renkli koruyucu bir perdeyle sarmalarlar. Bu koruyucu beyaz örtü inanılmaz derecede iyileştiricidir ama kısa zamanda yok olarak kendi doğal renklerimizin ve enerjilerimizin yeniden ortaya çıkabilmesine olanak sağlar.
Kişiler kendi başlarına çok amaçlı bir beyaz ışık korunma bariyeri yarattıklarında (ya da daha kötüsü başkalarına yolladıklarında) beyaz ışık iyidir, daha fazla beyaz ışık daha da iyidir diye düşündüklerinde auranın neredeyse bir ölü katılığına girmesine neden olurlar. Aura sürekli olarak tek bir renk saçmak için yaşadığı sıkıntıdan katılaşır ve sağlıksızlaşır. Beyaz ışık içindeki kişiler kısa bir zaman sonra kendilerini yeryüzü enerjisi, kendi enerjileri ve diğer insanlardan soyutlanmış bulurlar. Hatta rehberler bile kişiye ulaşmakta zorluk çekerler çünkü beyaz ışığın görevi her şeyi dışarıda tutmaktır. Kişisel gelişim dışardan hiçbir şey alınmadığında durur.
Beni yanlış anlamayın; beyaz ışık çok önemlidir. Acil durumlar ya da hastalıklar için iyidir ama her zaman kullanılacak bir araç değildir. Kendi meditasyonlarımda ben artık asla beyaz ışık kullanmıyorum. Onu kullanmayı rehberlerime bırakıyorum.
Bana bu gibi sınırlamalarla tedaviye ya da ders almaya gelen kişilere hemen odaklanarak bunun altında yatan korkuyu bulmaya çalışıyorum. Bu tür korunmaya gereksinim duyan insanlar genellikle kötü ve psikolojik bir tehlikeden korkarlar; büyük bir olasılıkla ikisinden de fazlasıyla tatmışlardır. Biliyorum çünkü auramı tanımlayana ve topraklayana kadar ben de bunu yaşadım. Şu anda öğrenmekte olduğumuz çalışmayla sevdiğim görüntülere ulaşabiliyorum; bu görüntüler bana kötülük ve tehlike ile dolu ruhlar dünyasında yaşamak için yardımcı oluyor.
Çocukken, iki ya da üç yaşından itibaren pek çok kimse tarafından taciz edildim. Korku ve kötülüğe çok yatkın olarak büyüdüm. Spiritüellikle ilk kez on yaşında tanıştığımda kötülüğün her seviyesi ile ilişkiye geçmeyi amaçlıyordum. Bütün öğretmenlerim Beyaz Kardeşlik üyesiydi ama ben bir yerlerde Kara Kardeşlik olduğunu ve onlara karşı yapılacak büyük, kıyamet benzeri bir savaşa katılacağıma inanıyordum.
İç yolculuklarımda tüm sözü edilen koruma sistemlerini ve aklıma gelen başka her şeyi "kötü tiplere" karşı korunmak için kullandım. Kimi zaman bunlar işe yaradı ama çoğu zaman işe yaramadı. Kendimi pek çok psişik acil durumun tam ortasında buldum. Neyse ki bu acil durumlar beni bir psişik çalışma merkezinin kapısına yönlendirdi. Orada kötülüğe olan inancımın gerçekle alakası olmadığını ama benim hayat görüşümle alakalı olduğunu en nihayet anladım.
Ben Tanrı'nın kimseyi koruyabileceğine inanmıyordum çünkü (bana saldırılırken neredeydi?) sürekli olarak tehlikelerle dolu bir dünyada yaşıyordum. Bilgiden ve bağlantılardan habersiz kendi başıma yolculuk yaparken ve korku temelli korunma perdeleri ile sarmalanmışken iç ve dış dünyada sağa sola toslamam kaçınılmazdı. Sürekli olarak bilinçaltımdaki korkularla yaşıyor ve inanılmaz ürkütücülükteki deneyimleri kendime bir mıknatıs gibi çekiyordum. Olumlu, güvenli ve hayat dolu insanları ve mesajları tanıyamıyordum. Böyle mutlu bir deneyime vaktim yoktu. Hakikati ortaya çıkarmak ve kötüyü yok etmekle çok meşguldüm! Aklımı kaybetsem ve hatta bu yolda ölsem bile gezegeni iyileştirecektim. Bir misyonum vardı!
Şanslıydım, şu an size öğretmekte olduğum yetenekler sayesinde bu misyonum kısa sürdü. Enerjimi tanımlamayı, topraklamayı ve temizlemeyi öğrendiğimde korunma perdelerim yavaş yavaş yok oldu. Kötü insanlara ve deneyimlere eskisi kadar çok rastlamamaya başladım. Sanırım artık eskisi gibi acıklı bir dramın parçası olmadığım için beni hırpalamak onlar için de eskisi kadar eğlenceli değildi.
Başlangıçta, sürekli tehlike içinde olmanın ve kötü ruhları görmekten korkmanın heyecanı olmadan yaşamak bana çok boş geldi. Hatta içim sıkıldı! Ama her nasılsa kararlılık gösterdim, çünkü yeni öğrendiğim yetenekler beni daha fazla nefes alabileceğim yeni bir manevi düzeye sokuyordu. Kafamın içinden ve auramın ardından bir parçası olmadan kaosu seyredebiliyordum. Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ Benim özgürlüğe açılmış kanatlarım var
Sonsuzluğa çıkan zamansız kapılarım var
Senin beş para etmez kuralların varsa
Benim inandığım ölümsüz masallarım var |