Cevap: Işık'ca Eskiden en derinine düşerdim. kapkaranlık, soğuk ıssız bir kuyuya. Üşürdüm, yapayalnızdım, kimsesiz. Sesimi hiç kimseye duyuramazdım. Çok geceler nefes dahi alamayacak halde evin içinde deli gibi dolaşıp durdum. Ne mi oldu? Ya batacaktım, yada çıkacaktım. İsyanım dağlar kadardı, öfkem cehennem ateşine denk. Parçalayacak kadar öfkeliydim. Sanki her türlü öldürsem yine de hırsımı alamayacaktım. O anlardan birinde karşı karşıya geldim öfkemle bir ayet vardır cehennemi anlatan " öfkesinden neredeyse kuduracak" O zaman anladım ki öfke cehennem huyludur. İşte böyle aylarım yıllarım geçti. Biliyordum ama sebebini biliyordum. Borderline denen hastalığın semptomlarından biri. Boşluk duygusu. Bu öyle bir şeydir ki içiniz biranda boşalır. Kendinize yabancılaşırsınız. Müthiş bir kaybolmuşluk duygusu kaplar. Kimsiniz, nesiniz bilemezsiniz. Sonra devam ettim tedavime, bırakmadım. Faik hocamın yanından kaç kere ağlayarak çıktım. Öyle ağırdır ki bazen taşıyamazsınız. Bir babanın evladının kulaklarını çekmesi gibi öyle şeyler söylerdi ben mahçup olurdum, üzülürdüm kahrederdim kendime. Ama böyle olmalıydı. Gerçekler üzerinde durulacak en sağlam zemindir demiş biri. Eğer iyileşmek istiyorsanız, acıtın canınızı, bırakın yalanların arkasına saklanmayı. Korkuyorsanız korkuyorum deyin. Zavallıyı oynamayın sorumluluğunuzu alın evet ben burada hata ettim deyin. Ancak öyle güçlenirsiniz yoksa başkalarını suçlamak çok daha kolay. Kendinizi köşeye sıkıştırın. soru üzerine soru sorun kaçamasın, yalan söyleyemesin. Ne zaman ki itiraf edersiniz o zaman işte artık özgürsünüz. |