Ben Çekirdek inançla 2012 Haziran ayında tanıştım. Nasıl oldu, nerede denk geldim tam olarak hatırlamıyorum. Önce ücretsiz olan telkinleri indirdim ve dinlemeye başladım. 1 gün, 2 gün. Şiddetli baş ağrıları. Bıraktım. Bir iki hafta sonra tekrar dinlemeye başladım. 1 gün, 2 gün, 3 gün baş ağrıları geçti. Dik yürümeye başladığımı vs fark ettim. Çünkü telkinleri dinliyor bir yandan da kullanıcı yorumlarını okuyordum. Telkinleri yine bıraktım. Neden bıraktığımı hatırlamıyorum.
Hayat kabus gibiydi. 12 yıllık evliliğim, 14 yıllık aşkım, uğruna canımı verdiğim eşim başka birine aşık olmuştu. Detaylara girmeden nasıl dipte hissettiğimi anlatmaya çalışıyorum.
"Neden?" sorusu kafamın içinde dönüp duruyordu. Bu duruma düşmeme sebep olabilecek hiç bir şey yapmamıştım. Hep doğru bildiğimi yapmıştım. Her şeyi doğru yaptığım halde şimdi neden bu haldeydim. Eşim beyin ameliyatı geçirdiği için çalışamıyordu. Kendi evimiz olsun diye uğraşıp durmuş dünya kadar borcun altına girmiştik ve ben o borç yığınıyla tek başıma mücadele etmeye çalışıyordum. Bir yandan eşimin SGK'sını ödüyor, bir yandan alacaklılarla uğraşıyor, bir yandan 9 yaşındaki oğlum. Evimiz yoktu ailemin yanında kalıyorduk. Zaten yıllardır ya onun ailesiyle ya benim ailemle yaşıyorduk. Borç bitmek bilmiyordu. İş bulamıyordum. Düşük maaşla, sigortasız bir işe girmiştim. Mecburdum. Alacaklılar benim istediğim gibi bir iş bulmamı beklemiyordu. Bunca sıkıntının arasında birde eşimin yaklaşık 1,5 yıldır başka biriyle görüştüğünü öğrendim. Dünyam başıma yıkılmıştı. Pişman olsa affetmeye hazırdım. Pişman olmadı. Bu durumun kabahatini bende buluyordu. Ayrıldık. Dipteydim. Umarım ne kadar çaresiz hissettiğimi anlatabilmişimdir. O ara eski patronum işe çağırdı. Tekrar onunla çalışmaya başladım ama maaş diğer işle aynıydı ve yine sigortam yoktu. Sadece patronum beni tanıdığı için biraz daha anlayışlıydı. Çekirdek inanç çalışması yaptırmak istiyordum ama param yoktu. Benim adıma olan borçları üzerime almıştım. Maaşım onları ödemeye bile anca yetiyordu. Suçluluk ve diğer ücretsiz telkinler aklıma geldi. Ücretsiz olanlar orada öyle duruyordu ben dinlemiyordum. Dinlemeye başladım.
Yıllardır düzensiz giden hayatın üstüne birde bu ayrılık oğlumun psikolojisini iyice bozmuştu. Okuldan sürekli şikayet, oğlumun mutsuz hali. Kendim için değil oğlum için endişeliydim ve borçlara rağmen onun için Çekirdek İnanç çalışması yaptırayım diye düşünüp telefon açtım. Atakan Bey "oğlunuz değilde sizinle yapsak çalışmayı, çünkü siz toparlanmadıkça onu toparlamak bir şey değiştirmez" dedi. Tamam, dedim çünkü haklıydı. Oğluma sahip çıkabilmek için ben sağlam durmalıydım ve o toparlansa da bitik bir anne yüzünden tekrar afallayacaktı. (3 - ,5 ay kadar önce) O ay bazı borçları öteledim. Abdullah Bey ile Çekirdek İnanç tespiti yaptık. İYİ Kİ YAPTIK :)
Abdullah Beyle telefonda konuşurken o kadar rahattım ki önce beni dinledi ve sonra bana; beni, etrafımdakileri, yaşadıklarımı, neden bunları yaşadığımı bir bir anlattı. Şaşkınlık içindeydim. Bu kadarcık bilgiyle tüm bunları nasıl bilebilirdi ki? Yıllardır ben dostum, arkadaşım sandıklarıma saatlerce kendimi anlatmaya çalıştım kimse anlamadı da bu adam 10 dk. da beni anlayıp hayatımı nasıl özetleye bildi? Bir ara ağlayacak oldum. Sanırım yanımda olsa boynuna sarılıp ağlardım da :D Telefonu kapattığımda biraz şaşkın ama çok mutluydum. Sorunun ne olduğunu bilmek bile yetmişti ki telkinlerim geldikten sonra tüm bunlardan kurtulacaktım. İçim kıpır kıpırdı. Etrafımda bu telkinlere para vermemi saçma bulan ve ömrüm boyunca fikir ve kararlarımı desteklemeyen herkes halime şaşıyordu.
Abdullah bey, oğlum 11 yaşından küçük olduğu için bu çalışmayı yapmayı uygun bulmadı ama onun içinde bir şeyler önerdi. Bu konuyu es geçiyorum. Sadece işe yaradığını bilin yeter :)
Bir hafta kadar sonra Telkinlerim geldi. Hemen dinlemeye başladım. 2 gün süren baş ağrıları. Bu ağrıların sebebinin ne olduğunu bildiğim için başım ağrıdıkça doğru bir şey yaptığımı daha iyi anlıyordum. Ağrı alnıma kulağıma hatta dişlerime kadar inmişti. O gereksiz inanışların tüm beynimi nasıl sarıp sarmaladığını bütün hayatımı nasıl etkilemiş olabileceğini anlıyordum. Sanki beynime gereksiz bir ot ekilmiş, kökleri kafamın her tarafını sarmıştı ve şimdi o otu oradan söküyor olmanın verdiği ağrılardı bunlar.
Ağrılar geçtikten sonra sıkıntı hakim oldu. Gereksiz bir boşluk ve umutsuz yada daha çok mutsuzluk hali çöktü üstüme ama sonra geçti. Bazen mide bulantısı. Bazen ağır bazen hafif, genelde neşeli ruh hali. telkinleri düzenli olarak dinliyordum. Birkaç hafta sonra ağlama krizi ve sıkışmışlık hissi ile Atakan Bey'i aradım. Ek telkin verdi. Onu da ekledim listeme.
Rahat, sakin biri olup çıktım. Her şey bir kenara böyle sakin olmak bile kendimi iyi hissetmeme yetiyordu. Ufak tefek bazı kararlar alıyor ve uyguluyordum. Hepsi de kendimi daha iyi hissetmeme sebep oluyordu. Bir yandan Sitedeki yorumları, çekirdek inanç videolarını izliyordum. Facebook'tan gönderileri takip ediyordum. Derken birde baktım ki değişmişim. Aslında değişmemişim, özüme dönmüşüm. Beni mutsuz eden. Pişmanlık duymama sebep olan hal ve hareketler hayatımdan çıkmış. Odak noktam değişmiş. Hayattan zevk alan, ne yapması gerektiğini bilen, doğru kararlar verip, doğru adımlar atan biri olmuşum. İş vs ile ilgili deneyimlerimi anlatmayacağım. Çünkü hiç kimsenin kararlarını ve yolunu etkilemek istemiyorum.
Hani bir şey yapmak istiyorsunuz da yapmıyorsunuz. İçiniz buruluyor, mutsuzlaşıyorsunuz. Çekirdek inançlarınızdan kurtulduktan sonra bir daha asla öyle hissetmiyorsunuz.
Ne kadar mutlu, huzurlu hissettiğimi anlatamam. Bugün doğum günüm 35 yaşıma bastım. 35 yıldır ilk defa doğduğuma seviniyor, hayatı bu kadar çok seviyorum. Bitmedi. Devam edecek. Şuan hissettiğim; huzur, mutluluk, güven ve sevinci paylaşmak için sabırsızlandığım için yazıyorum bunları.
" Ee bu kadar mı?" diyorsunuz, duyuyorum. :) Sanki havada kalmış film gibi. Var ya hani 'Mutlu Son'a doyamadan bitenler :) Will Smith'in "
Umudunu Kaybetme" filmini izlediniz mi? (İzlemenizi kesinlikle tavsiye ederim) O filmin sonunda da öyle hissetmediniz mi? Bu da ipucu olsun :)
Atakan Bey, Abdullah Bey, Özlem Hanım sizlere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Her kelime yavan kalıyor. Hayatımı değiştirdiniz. Sizleri seviyorum. İyi ki varsınız. İyi ki karşıma çıktınız.
--
Saygılarımla
Zehra YALÇIN