Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-08-2013, 07:25 PM   #59 (permalink)
nefes_almak
Teğmen
 
nefes_almak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jan 2013
Mesajlar: 127
Tesekkür: 337
110 Mesajinıza toplam 244 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
nefes_almak is an unknown quantity at this point
Standart Cevap: Sevgili Günlüğüm

Alıntı:
annie hall Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Uzuuunca bi aradan sonra, aşkta hissedilen "sahip olma, elde etme" içgüdüsünü anlatan güzel bi hikayeyle sevgili forumuma merhaba demek istiyorum günlükcüğüm :)

...Bir zamanlar parlak tüyleri, rengarenk kanatları olan bir kuş varmış. Bakanları neşeye boğarak göklerde özgürce uçmak için yaratılmış bir hayvanmış.
Günün birinde kadının biri bu kuşu görüp ona kapılmış. Ağzı hayranlıktan bir karış açılmış olarak, kalbi deli gibi çarparak, gözleri heyecandan parlayarak kuşun uçuşunu seyretmiş. Kuş, onu yanına çağırmış ve ikisi birlikte nefis bir uyumla uçmuşlar. Kadın kuşa tapıyor, onu kutsal sayıyor, yüceltiyormuş.
Ama günün birinde düşünmüş kadın: "Belki de uzak dağları keşfetmek ister?" Korkuya kapılmış. Aynı duyguları başka bir kuşla yaşayamayacağından korkmuş. Ve kıskanmış -kuşun uçabilme yeteneğini kıskanmış.
Kendini yalnız hissetmiş.
"Ona bir tuzak kurayım."diye geçirmiş içinden. "Bir dahaki sefer, kuş tekrar gelirse artık gidemesin."
Kadın kadar aşık olan kuş, ertesi gün tekrar sevgilisini görmeye gelmiş. Ne varki tuzağa düşmüş ve bir kafese hapsedilmiş.

Kadın her gün gelip kuşu seyrediyormuş. Vurgunmuş ona ve onu gösterdiği arkadaşları "Ne şanslı bir insansın!" diye haykırıyorlarmış. Ne varki, tuhaf bir değişim baş göstermiş; artık sahibi olduğundan, kalbini çalmasına ihtiyaç kalmadığından, kadının kuşa olan ilgisi sönmüş. Uçamayan, hayatının anlamını dile getiremeyen hayvancık sararıp soluyor, parlaklığını yitiriyor, çirkinleşiyormuş-ve kadın da karnını doyurup kafesini temizlemekle yetiniyormuş.
Günlerden bir gün kuş ölmüş. Kadın son derece üzülmüş buna ve o andan itibaren onu aklından çıkaramamış. Ama kafesi hatırlamıyormuş bile; onu ilk kez, mutluluk içinde bulutlarla yarışırken gördüğü gün varmış sadece zihninde.
Kendini iyice dinlese, kuşun onu heyecanlandıan tarafının dış görünüşü değil, özgürlüğü, hareket eden kanatlarının enerjisi olduğunu farkedermiş.
Kuşun yokluğunda, hayatı da anlamını yitirmiş ve ecel kapıyı çalmış.
"Niye geldin?" diye sormuş kadın, ölüme.
"Tekrar onunla birlikte göklerde uçabilesin diye." diye karşılık vermiş ölüm.. "Her seferinde gidip gelmesine izin versen, ona olan sevgin ve hayranlığın iyice artardı, ancak şimdi, ona kavuşabilmek için bana muhtaçsın."
Tekrar hoşgeldin canım özlettin kendini :)
hikaye çok güzelmiş gerçekten. ve benim kendimce çıkardığım ders şu oldu ; birşeye olan hayranlığımız o şeyin (veya kişinin) doğal hali ve doğal seyrinde yaptığı şeyler ve o halindeki görünüşü. ve şartlar değişip de bu doğal seyir bozulduğunda ve kısıtlandığında o mükemmellik de sona eriyor. bizim ona duyduğumuz hayranlığımız da.
çünkü o hayran olunan mükemmelik onun serbest olmasına bağlı bir durum. bu ortadan kalkınca geriye birşey kalmıyor. 1-1 = 0 oluyor.
nefes_almak isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla