[sweeet]

17 Kasım 2013 Pazar, 12:48:59Güncelleme: 12:49:22

‘İlkleri ve hayalleri gerçekleştiren bir çiftiz’

HT PAZAR / Aysun ÖZ

Sonunda buz dansında bir olimpik çiftimiz oldu. Alper Uçar ve Alisa Agafonova, 2014 Kış Olimpiyatları’nda Türkiye için buza çıkacak...

80'lerde TRT'deki artistik patinaj şampiyonalarını izleyerek büyümüş, İngiliz efsane Jayne Torvill - Christopher Dean çiftine yahut Alman Katarina Witt'e aşık bir nesil var. Sonra o aşk Rus Natalia Bestemianova - Andrei Bukin çiftine de yetti. Ama bu düzeyde Türkiye'yi temsil eden sporcu olmadığından, daha da platonik bir aşktı bu. Ta ki bu yıla kadar...
22 yıldır paten kayan Alper Uçar ve 17 senesini buz dansına veren Alisa Agafonova, Rusya'daki Soçi 2014 Kış Olimpiyatları'nda Türkiye'yi ilk defa buz pateni, "buz dansı" kategorisinde temsil edecek. İlk olmanın zorluklarını yaşayan çift, Moskova'da harıl harıl olimpiyatlara hazırlanıyor. Rusya Buz Dansı Milli Takım Başantrenörü Alexander Zhulin'le çalışan Alper ve Alisa, yoğun iş arasında sorularımızı cevapladı. Ama daha ziyade Alper konuştu...

Ne zamandan beri birlikte dans ediyorsunuz?
2011'den beri. Buz Dansı kategorisinde Türkiye'yi temsil ediyoruz. Çok kısa bir zamanda çok büyük başarılar elde ettik. En önemlisi, Erzurum 2011 Dünya Üniversite Kış Oyunları'nda aldığımız, kış sporları tarihimizde alınmış ilk madalya olan gümüş madalya.

2014 Soçi Kış Olimpiyat Oyunları'na nasıl hazırlanıyorsunuz?

Türkiye'nin buz dansı kategorisinde büyük ISU yarışmalarına gidecek uluslararası hakemi yok. Bu nedenle biz her yarışmaya rakiplerimizden çok daha fazla çalışıp en az iki gömlek iyi kaymaya ve hatasız programlar çıkarmaya çalışıyoruz. Başarılıyız da. Düzenli besleniyoruz. Zaten Alisa ve benim için paten, bir yaşam biçimi.

Nasıl bir yaşam bu?

Sabah 9.30'dan akşam 5'e kadar bale, buz, kondisyon, ağırlık ve modern dans dersleri alıyoruz. Sosyal hayatlarımızı ve geri kalan her şeyi ikinci plana koyduk. Olimpiyattan önce Avrupa Şampiyonası'nda yarışacağız. Ondan önceyse en az iki uluslararası yarışmaya katılarak kısa ve uzun programlarımızı, hiç gerilmeden, seyir zevkini üst düzeyde tutarak yapmaya çalışacağız. Ancak stres ve yorgunluğumuzu olimpiyat seçmelerinde başarılı kayarak geride bıraktık.

Türkiye bunun için zor bir ülke değil mi?
Buz pateni kariyerime 1990'da Ankara'daki buz pistinde "tek erkekler" kategorisinde başladım. Türkiye şampiyonluklarım var. İki defa Balkan Şampiyonu oldum, Arman Talay Spor Ödülü sahibiyim. Ancak Avrupa ve dünya şampiyonalarında yarışabilmek için saat eksikliği ve sistemli çalışmanın önemli olduğunu kavrayarak 2005'te yurtdışına gitmeye karar verdim. Hem üniversiteyi yurtdışında bitirip hem de bu spora devam ettim. Federasyonumuz 2011 Erzurum Dünya Üniversite Oyunları için buz dansı projesini teklif etti. 2009'da branş değiştirerek buz dansı kategorisine geçtim.

'İLK OLMANIN ZORLUKLARINI YAŞIYORUZ'

Çok riskli değil mi branş değiştirmek?

Evet, çünkü tamamen farklı bir branşta yarışacaktım. Ama çok çalıştım. Buz dansı için önce Amerika'ya gittik ve şimdi de Moskova'da Rusya Buz Dansı Milli Takım başantrenörü Alexander Zhulin ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye de ne yazık ki yaz olimpiyatlarına kış olimpiyatlarından daha fazla önem veriliyor. Kış Olimpiyatları'na kamuoyunun ilgisini çekebilmek, ilk olmak ve kapıyı açmak her zaman zordur. İlk olmanın zorluklarını yaşıyoruz.

Niye Moskova'da çalışıyorsunuz?

Buz dansının önemli ismi Alexander Zhulin ile 1 yıl gibi kısa bir sürede hem Avrupa'da hem de dünyada çok yüksek dereceler elde edip olimpiyat vizesini kaptık. Çalışmalarımızda koreografi antrenörümüz, teknik uzman, kondisyon antrenörü, doktor ve masör bize eşlik ediyor. Bize bu büyük imkânı ve kadroyu vermesinden dolayı antrenörümüze minnettarız. 200 yıllık paten geçmişi olan Rusya'nın tüm beceri, stil ve deneyimlerinden yararlanıyoruz.

Alisa ile nasıl tanıştınız?

Alisa'nın Ukrayna adına gençler kategorisinde aldığı başarılar vardı. 2010'da Ukraynalı partnerinden ayrılmıştı. Bir haftalık bir deneme antrenmanından sonra çok uyumlu ve artistik bir dansçı olduğunu gördüm. Başaracağımıza inandığım projelerden bahsettim...

Buz dansında Türkiye için yarışmaya nasıl ikna ettin Alisa'yı?
Uluslararası arenada bilinirliği az bir ülke adına yarışmak için doğal olarak çekinceleri vardı. Ona bu işte ilk olacağımızdan ve hem kendi kariyerimiz açısından hem de Türkiye için bir tarih yazabileceğimizden bahsettim. Bana ve projeye inandı.

'TÜRKİYE SONUÇLARA ODAKLI'

Olimpiyatlarda nasıl bir derece bekliyorsunuz?
Olimpiyatlar her sporcunun hayalidir. Biz olimpiyat ruhunu yaşamak istiyoruz. Bir ilki başararak zaten ülkemizin adını Kış Olimpiyatları'na yazdırdık. Elbette hedeflediğimiz yüksek dereceler var ama unutulmamalı ki yarışacağımız ülkelerin hem önemli bir kültür birikimi hem de maddi anlamda büyük desteği söz konusu. Türkiye ne yazık ki spor politikasını sonuçlara endekslemiş bir ülke. Süreç her zaman göz ardı ediliyor. Madalyalar ve gösterdiğimiz başarılarla uluslararası arenada tanındık, kendimizi kanıtladık ve olimpik sporcu olduk. Kendimize güveniyoruz, ilkleri ve hayalleri gerçekleştiren bir çiftiz! Tüm Dünya Türkiye'yi seyredecek. Çok mutluyuz.

İdolünüz var mı?

Küçük yaşlarda her ikimizin de çok idolü vardı. Yaptığımız spor bize göre aynı zamanda bir sanat. Buzda kendi karakterini yansıtan, ülkemizin güzelliğiyle şekillenen, Doğu ve Batı müziğini kullanan kendine has bir çiftiz. Biz Türk patencilerine idol olmak istiyoruz.

'Buz pateni akademisi kurmak istiyoruz'

Hayaliniz ne?

En büyük hayalimiz, bilgi ve tecrübelerimi paylaşmak ve yeni olimpik nesiller yetiştirmek için İstanbul'da bir "Buz Pateni Akademisi" kurmak. Bunun için birkaç arazi bile bulduk. Eğer güzel bir akademi kurabilirsek, önümüzdeki 4 yıl olimpik yıl içinde dünya çapında çok sporcu yetiştirip dünyada bu sporda söz sahibi bir ülke olmamak için hiçbir neden yok. Ortalama bir futbolcunun aylık parası etmeyecek bir finansman ile İstanbul'u uluslararası şampiyonların merkezi haline getirip dünyayı yerinden oynayabileceğimizi düşünüyorum.

'Sponsor yok'

Niye Türkiye'den başarılı patenciler çıkmıyor?
Türkiye spora ve sporcuya bakış açısıyla, mevcut eğitim sistemiyle her spor için zor bir ülke. Özellikle buz pateni için söylemek gerekirse, çok yetenekli ve başarılı sporcularımızı tesis ve doğru çalışma programı eksikliği noktasında yitiriyoruz. Oysa müziğin ve estetiğin buluştuğu yegâne spor dalı ve bir yaşam tarzı bu. Çok zor bir iş. En önemli sıkıntı ise sponsor. Kış Olimpiyat Oyunları'na katılan sporcular içinde sponsoru olmayan tek ülkeydik. Buz pateni sponsoruna çok şey katabilir oysa. Üzüldüğüm nokta, henüz firmalar Kış Olimpiyat Oyunları'nın en çok izlenen ve en gözde sporu olan buz patenini Türkiye'de tanıyabilmiş değiller.